Date

100 3 0
                                    

Aradan vakit geçmişti. Ve şu en son çıkan fotoğraflar yayınlandığında babam bir şey demedi. Hatta neredeyse sorgulamadı çünkü bu haberler çıkıyordu ve o gün onlarla yemekteydik. Yani normal karşılıyor. Ee tabii başka şeyler de sorup kontrol etmiyor değil. Neyse.

Sonraki gün anneme gitmiştik. Meltonlarda oradaydı. Çok güzel konuşuyorlardı. Charles hakkında, işleri ve kendi aralarında diğer sevdikleri şeyler. Baya baya övdüğü de oldu onu. Gerçi o da pek rahatsız olmuş değildi. Pek anlam veremedim ama takılmadım da. 

Sonrasında konuşmamız için ona numaramı verdim. Çünkü beni zorla yemeğe çıkarmış gibi oldu. Annemler sağ olsun. Aslında tam olarak şöyle oldu:

Annemlerde oturmaya gelmiştim. Bayan Melton ve Charles buradaydı. Çay veya kahve içmeye gelmişlerdir diye düşündüm. 

Annemler her daldan konuşuyorlardı. Arada bize dönüp sorular soruyorlardı. Ben bunun böyle bir buluşma olduğunu düşünmedim. Baya uzun süre konuşmuşlardı.

Charles sürekli bana bakıyordu. "Bir şey mi oldu?" dedim en sonunda. Bana gülümsedi. "Sadece sana bakıyorum." Kahvemi elime aldım. "Rahatsız oluyorsan-" 

"Yok, önemli değil." dedim. Ne diyim şimdi? Bakma bana mı? "Teşekkürler." dedi. Bunun için teşekkür aldım demem artık. Annemler bize döndü. "Ne kaynatıyorsunuz siz?" dedi annem. Ne kaynatması, su bile yok.

"Hiç öylesine." dedim. "Aynen." Sanki fazla bir şey konuşuyorduk. Annem gülümsedi ve Charles'a soru sormaya başladı. Baya kişisellerdi. "Anne, fazla mı oldu bunlar?" dedim en sonunda. Sıkılmıştım. Charles kolunu geri attı ve bana yaklaştı. "Önemli değil. Vanessa sorabilir." dedi o da. Aferin.

"Bak kızım. Herkes senin gibi düşünmüyor." Annem de ona katılınca ben bir şey demedim. İyilikte yaramıyor. Daha sonra ben kahvemi içmeye devam ederken Charles bana döndü. "Sen kahveyi çok seviyorsun biliyorum." dedi bir süre duraksadı. Sonra tamamen vücudunu bana yani yana doğru çevirdi. "Aslında burada çok güzel  kahve yapan yer biliyorum. İstersen seni götüreyim. Çok beğenirsin." dedi.

Annem bize baktı. Ve Ella ile bakıştılar. "Olabilir-" derken Ella araya girdi. "Saçmalamayın çocuklar. Kahveniz her zaman içersiniz. Senin sevdiğin bir restoran vardı. Baya met edildi. Oraya gitsenize." dedi. Annemde başı ile onayladı. Ona döndüm. "Şey bu da güzel ama-"

"Kim, tatlım uzatmayın. Gidin bence de. Sizin için değişiklik olur. Daha çok kaynaşırsınız." dedi annem. Anne neden? Annem misin düşmanım mısın ya. "Harika." diye mırıldandım. "Efendim?" dedi Charles. 

"Tamam dedim. Harika olur." dediğimde gülümsedi. Telefonuma baktım. Jack aramıştı. İşte buradan çıkmam için iyi fırsat. "Ama şey benim işim var şimdi. Kalkmam lazım. Numaramı alırsın." anneme baktım. "Sende zaten var. Benim işe gitmem lazım." dedim. Direkt kalktım. 

"Ben bırakayım?" dedi Charles. "Yok yok. Ben kendim giderim. Zaten başka planlarım da var. Dediğim gibi konuşuruz." dedim. Fazla oyalanmadan oradan ayrıldım.

Daha sonrasında konuştuk onunla. Telefonda biraz görüştük. Mesajlaştı. Tatlı tatlı konuşan biriydi. Eski konuları çocukluk falan olaylarını anlatıyordu. Yani konu bir şekilde konuşma bize de geliyordu. Garip. Ben ve o?

Annemler yakın arkadaş olmamızı mı istiyordu yoksa başka bir şey mi? Aslında aramızda olmasını istemediğim şeyler olduğu için ben ona öyle de yaklaşıyordum. Neyse bu akşam yemek için konuştuk. Ve beni almaya gelecekti.

in Love  : SkarsgårdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin