Aklımda ne olabilir? O ve ben. Ne, nasıl ve nasıl olacağımız. Onunla sık sık görüşüyorduk. Tabii onun işi ve benim işlerim var. İşler bittiği gibi ona koşuyordum. Bunu bekliyor gibi güler yüzlü, hülyalı tavırlarla geziniyorum. Bu tabi ki her türlü durumuma yansıyordu. Fazla kolay kapıldığımı düşünmek istemiyorum. Bu da bir zorluktu aslında. Çünkü aile etkinliklerinde bir araya gelince garip oluyordu. O yakınlıkta olamıyorduk haliyle.
Ama şeyden sonra Charles beni öptü. Sonra ben gittim ve Bill'i öptüm. Neyse ki sonrasında Charles ile konuşmak zorunda kalmıştım. Haliyle onunla neden yaptığını sordum. Sadece içinden geldiğini çünkü fazla yakın olduğumuzu söyledi.
Hayatımda daha saçma az şey duydum. Ama bunu takmıyorum. Sadece yanlış bir durumdu ve ona da bunun yanlış olacağını söyledim. Daha devam edecekken ve bu işin nereye gideceğini fark ettiğimde konuyu kapattım. O da uzatmadı ve anladığını söyledi neyse ki. Onu kırmak istemiyorum ama bu işin oluru yok. Olmaz kardeşim olmaz.
Yani belli ki annem de onu övdüğünü fark etmediğimi düşünüyor. Ama ediyorum, fazlasıyla. Bill ile ise bu konuyu pek açmadık. Sadece aramızdaki çekimin farkındaydık. O yüzden buna gerek yoktu. O da bunu biliyordu ki benden Charles'a giden bir şey yok. Hiçbir hamle dahi yok.
Neyse işte. Birlikte iyi vakit geçirip takılıyorduk. Bir rüya gibi geliyordu onunla geçen günler. Sadece bitmesini istemiyorum. Ama her güzel şeyin bir sonu olduğunu biliyorum. Neyse bunu düşünmek için fazla erken. Her şey güzel gidiyordu.
Ben yeni bir iş aldım. Ve onunla uğraşıyorum. Ama Bill'in işi de bu ara çok yoğun. Yani ilk baştaki gibi değildi. Zaten o günden sadece 1 hafta geçti. Yani yeni ama ne bileyim, salak gibi onu düşünüyorum.
En iyisi başka şeylerle uğraşmaktı. Zaten şu an Jack ve ben diğerleri ile yemeğe çıkmıştık. Onların konuşmasına döndüm. Ama çok ilgilendiğim şeyler değildi. Jack'de ara da katlıyordu. Bende onunla birlikte konuşuyordum.
"Hey, Kim? Sende birileri yok mu?" dedi Rosa. Jack bana baktı. "Yok." dedim ve gülümsedim. "Seninle olmak isteyen bir sürü kişi vardır." diye tekrar söylendi Rosa. Jack başını salladı. "Tabii ama sen biriyle anlaşır konuşursan." Jack bunu kinaye ile söylemişti.
"Jack." dedim. Masadakilerle birlikte güldüm. Tatlılarımız geldi. En sevdiğim kısım. Pasta almıştım. Ona odaklanarak konuşmadan kendimi yine dışladım. Bill'e mesaj attım.
Kimberly: Ne yapıyorsun?
Kimberly : Hala işin bitmedi mi?
Çok geçmeden cevap geldi.
Bill : Güzel kızım benim.
Bill : Senin için her zaman vaktim var.
Bill : Ama bu ara çok yoğunum. İşlerimi biliyorsun.
Bana böyle seslenmesi hoşuma gidiyordu. Ama gel gelelim ki çok işi vardı.
Kimberly : Çok tatlısın.
Kimberly : Ama seni hep istiyorum. Ne yapayım?
Bill : Bebeğim bende seni.
Bill : Akşam yemeğe gideriz.
Bill : Erken çıkmaya çalışırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in Love : Skarsgård
FanfictionModellik ile uğraşan Kimberly Gibbs, hayatını değiştirecek kişi ile tanışmayı beklemiyordu. Doğru olmadığını düşündüğü birine aşık olmayı da hiç. - Başlangıç Tarihi : 29 Nisan 2021