İstanbul.

1.2K 60 0
                                    

Gözümü açtığımda hala uyuyan Gece'yi gördüm ve saate bakmak için telefonuma doğru yöneldim yolculuğumuzun son 2 saati kalmıştı. Oraya inmekten Serkan'la karşılaşmaktan çok korkuyordum. Şirkete hala ortaktım ve şirkettekiler sürekli arayıp ne zaman geleceğimi ve ne kadar önemli olduğunu söylüyordu gelmemin. Bir çok iş vardı ve oraya gitmem gerekiyordu ama Gece'yi de bırakamıyordum. Serkan'la karşılaşmadan işleri halletmek ve çıkmak... En doğrusu.
"Uçağınızın pilotu konuşuyor. Türkiye'ye hoşgeldiniz sayın yolcular. 20 Dakika içerisinde İstanbul Yeni Havalimanına ineceğiz."
Kalan 15 dakika da uyumasını bekleyip son beş dakika da Gece'yi kaldırmıştım.
"Kızım kalk haydi güzelim iniyoruz, geldik"
"Yessss çok heyecanlıı"
Eşyalarımızı toparlayıp uçaktan indik bavullarımızı da teslim aldıktan sonra bizi bekleyen taksiye yöneldik. Taksiye binip halamın evinin adresini söyledim, ve işte geldik.
"Hadi bakalım küçük hanım iniyoruz"
Bavullarımızı bagajdan aldıktan sonra eve girdik. Anahtarı çantamdan çıkarıp güçlükle kapıya soktum ve çevirdim. İçeri girdiğimizde ev tamamen aynı ve sessizdi.
"Anne burası neresi"
"Burası benim evim annecim burda halamla ve Melo'yla yaşıyorduk."
"Yaa ne kadar güzelmiş"
"Gel odama çıkalım"
"Oluur"
Bavulları bir kenara bırakıp ayakkabı çıkardıktan sonra eğilip Gece'nin sandalet bağlarını çözmesine yardımcı oldum. Bavullarla birlikte yukarı çıktım.
"Ya anne odan burası mı"
"Evet annecim, nasıl beğendin mi?"
"Çok güzelmişş"
Gece odayı inceleyip etrafa bakınmaya başladı. Hiçbir şey değişmemişti. Canımı yakan çok şey vardı burada. Serkan'ın rujla kalp çizilip dartlanmış resmi, pena, sertifika...
"Aaa anne bu adam kim?"
"Kim? Ne?"
"Bu işte bak kalpli ve dartlı. Kim bu? Niye odanda? Neden kalp var ama dartlanmış? Gördüm mü bu adamı hiç ben?"
"Buu"
Gece cevap bekleyen ve sorgulayıcı gözlerle birlikte bakıyordu bana. Nasıl cevap verebilecektim?
"Bu benim bursumu kesen adam. Ondan dartladım annecim. Kalp... Kalpse Melo çizmişti Melo'nun idolüydü adam çok severdi ya ondan"
"Haa anladımm odöepfle" ve sonra bana yaklaşıp sessizce; "Melo teyzem aşık mıymış bu adama hhhihhii"
"Ahaha saçmalama annecim ben aş-"
"Anne ben bu adamı tanıyorum"
"Ne! Nerden?"
"Tanıdık geliyor bence tanıştık, çok iyi birine benziyor."
"Öyleydi. Yani iyi biri çok tanımıyorum bir kere görmüştüm sadece"
*FlashBack*
"Adınızı alabilir miyim?"
"Hayır! Alamazsınız. Adımı almayı haketmiyorsunuz."
*FlashBack*
"Pekii. Aa annee senin yıldızın mı varr"
"Evett beraber bakarız bir gün olur mu?"
"S e r ka kan Serkan. Anne o kim? Niye sana yıldız almış?"
"Ooo şey ya ben okuldan bir ödül kazanmıştım yani bir yarışma da birinci olmuştum onun ödülü Serkan da şey yarışmayı düzenleyen şirketin sahibi"
"Haa anladım çok güzel hediye bana da yıldız alır mıyıız"
"Alırız. Annecim şimdi benim işlerim var halamlar da burada değil sen de geliceksin benimle olur mu?"
"Amerika'ya geri mi döneceğizz?"
"Hayır güzelim benim burada ortağı olduğum bir şirket var ve buraya yıllardır gelmiyorum çoook iş birikti o yüzden"
"Yaa tamam gidelim hadi"
"E hadi madem"
Yine dışarı çıktık evin önünde duran arabama bindik ve şirkete doğru sürdüm. Keşke gitmesem. Keşke zorunda olmasam. Ama 5 yıl öncesini işime karıştıramam. Benim bir sorunluluğum var ve ben profesyonel biriyim.

To be continued.

Gece.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin