Gece.

Gelinlik Provası.

*Zaman Atlaması*
17 Temmuz'a yani nikah günümüze bu günü saymassak 2 gün kalmıştı 14 Temmuz'daydık. Düğün de ve tatilde işle uğraşmak istemediğimiz için işteydik ve çok yoğun çalışıyorduk. Gece de ofiste oynayıp kendi kendine takılıyor arada Pırıl'a, Ferit'e, Engin'e ya da Erdem ve Leyla'ya takıyordu. Yine harıl harıl çalıştığımız bir gündü yani.
"Eda"
"Eda"
"Edaa"
"Pışşt Eda"
Serkan'ın bana dokunmasıyla irkildim, işe o kadar dalmıştım ki anlaşılan bir kaç dakikadır bana seslenen Serkan'ı duymamıştım.
"Daldın mı"
"Galiba, biraz"
"Bu kadar dalma Eda, tamam iş kalmasın düğüne falan da"
"Aman neyse ne, sen bir şey mi diyecektin?"
"Yemek Eda yemek acıkmadın mı?"
"Aslında biraz, yaa dur Gece açıkmıştır yemedi kesin bekle ben ona bakayım"
Tam kalkmışken Serkan beni durdurdu.
"Gece açıkmış tabii ki Eda hanım geldi bana söyledi ben de ayarladım bir şeyler"
"Nasıl bir şeyler"
"Balık, semiz salatası, brokoli"
"Balık, semiz salatası ve brokoli? Ahaha Serkan çocuğu kendin mi yapmaya çalışıyorsun"
"Vitamine, proteine ihtiyacı var. Tabii ki sağlıklı beslenmesini sağlayacağım. Zaten ben ona bir kaç menü sordum o seçti sevdiğini."
"Allah'ım yarabbim ya neyse tok yani o"
"Az önce yediğine göre tok tabii ki, ama sen değilsin ben de değilim Gece'yi bırakalım burada baş başa yemek yiyelim"
"Saçmalama ben bu delilerin arasına çocuk falan bırakamam"
"Pırıl falan da var onun da çocuğu var anlar heralde"
"Kızının akıl güvenliğini bu kadar hafife alamazsın yaa"
"Dalga geçme Eda ne yapalım biz de böyle bir şirketiz"
"Ahahahah tamam bebeğim ben Pırıl'a haber vereyim çıkalım, ama çok uzun durmayacağız hemen-"
"Off tamam Eda iki dakika ayrılamıyorsun kızından"
"Bıktın mı sen Gece'den?"
"Saçmalama insan nefesinden bıkar mı?"
"Benim bıkmışlığım var"
"Gece'den?"
"Nefes almaktan Serkan"
"Ha, niye? Ne zaman? Neyse çıkalım"
"Tamam"
Pırıl'a haber verip yemeğe gittik.
"Ben brokoli alayım."
"Ben makarna alayım"
Yemeklerimiz geldikten sonra sohbet etmeye başladık.
"Nasıl makarna yiyebiliyorsun ya? Ağır gelmiyor mu hem sağlıksız hem çok kalorili"
"Bana işlemiyor. Tadı gayet güzel. Bana bir kalori de katmıyor"
"Fark ettim canım onu, keşke herkes yese yese de kilo alması"
"Allah'ın Vip kuluyum diyelim"
Gülüştükten sonra sohbetimize devam ettik ve yemeklerimizi bitirip şirkete geri döndük. Yaklaşık 30 dakika sonra içeri dalan Melo'nun bizi bölmesiyle kafamı bilgisayardan kaldırdım.
"Dada'm hadi kalk"
"Noldu be, nereye"
"Gelinlik denemen varya kızım deli misin"
"Bugün müydü ya o"
"E yani, hadi kalk kalk kalk"
"Tamam geliyorum"
"Fotoğraf atsanıza"
"Oldu enişte, çekerim Eda'yı atarım, nasıl çekeyim boydan mı?"
"Ne boydanı Melo"
"Çoluklu çocuklu adamsın hala boydan diyor ya, beklemezdim enişte. Neyse koş Eda kalk Eda"
Gülüşerek Melo'nun beni itmesiyle odadan çıktım ve gelinlik provasına gittik. Gelinliğimi deneyip Melo'nun yanına geldim, gözleri dolmuş bana bakıyordu.
"Melek gibi olmuşsun Eda! Peri kızı gibisin"
"Yaa teşekkür ederim, o senin güzelliğin, Meloo ağlıyor musun sen"
"He ya seni böyle gelinlikler içinde falan görünce küçücüktün be Dada'm büyüdün çoluk çocuğa karıştında evleniyorsun be"
"Ahahha Melo"
"Dur poz ver enişteme boydan fotonu çekip atayım"
"Ay saçmalama be"
"Şaka yapıyorum zaten, gelinlikle görmesin şanssızlık, aa bak iyi insan lafın üstüne"
"Ne"
"Arkanda kızım arkanda"
"Ya git Serkan bıçaklarım seni"
"Hopp sakin olun gelin hanım"
"Kış enişte uğursuzluk getirir. Bak geçen sefer bir şey söyleceğim diye girdin uçağın düştü"
"Ay Melo saçma sapan konuşma bir kere olur bir şey de"
"A yok yok iş çıksa da gitmem"
"Aynen gitmezsin Serkan Bolat dedi bunu da inanayım bari de ağlamasın"
"Ha ha ha Eda çok komik o değil de dönersen bir bakayım merak ediyorum."
"Yoo"
"Arkasını gördüm bari önünü de göreyim, pışşt kime diyorum"
"Ay Dada'm naz yapma dön, kız evi naz evi de neyse"
"Melo ne nazı kızım bu sefer de gemisi batar"
"Gemim yok"
"Batar banane"
"Sevgilim benim, bir şey bir kere olur diyen sen değil miydin"
"Şaka yapıyorum zaten"
"İyi sen dönmezsen ben döndürürüm"
"Ne, napıyorsun Serkan ya"
Serkan bana doğru yaklaşıp belimden tutup kendine döndürerek amacına ulaşmıştı.
"Nasıl olmuşum"
"Peri kızı gibi, çok güzelsin. Ben çok şanslı bir adamım"
"Ben de çok şanslı bir kadın"
Melo'nun ağlama sesleriyle bölünen konuşmamızı bir kenara bırakıp Melo'ya döndük.
"Ey aşk beni ne zaman bulacaksın?"
"Ağlıyor musun sen"
"Ay yok siz beni takmayın enişte, ben kendi bahtsızlığıma ağlıyorum. Siz neler neler yaşadınız evleniyorsunuz evli mutlu çocuklusunuz ben hala aynı yerde sekip duruyorum"
"Ahahaah üzülme Melek sen de bulursun herhalde"
"Ya herhalde"
Gülüşe gülüşe bir kaç dakika devam ettikten sonra;
"Tamam hadi ben üstümü değiştirmeye gidiyorum"
"Tamam bebeğim bekliyorum"
"Bebeğim diyor ya bebeğim diyor. Allah'ım benim ne günahım olduu"
"Ahahah"
Üstümü değişip yanlarına döndüm. Bütün yol boyunca Melo'nun sızlamasına deva olmaya çalışıp gülüştüktükten sonra şirkete uğrayıp Gece'yi aldık, sonrasında biraz halamlara uğradık kahve içip sohbet ettikten sonra eve döndük. Arabada uyuyan kızımızı yatağına yatırdıktan sonra aşağı inip kendimizi koltuğa attık.
"Of çok yorucu bir gün oldu"
"Aman neyse bitti, oo görüyorum da 15 Temmuz'a girmişiz yarın değil diğer gün evleniyoruz"
"Sonunda!"
"Cidden, çok şeyle uğraştık sonunda sevdiğim kadınla evleneceğim"
"İnşallah"

To be continued...