Beraber.

939 53 8
                                    

Şirkete vardığımızda Serkan, Gece'yi kucağından indirmemeye kararlıydı kucağında Gece'yle içeri girdi ve sürekli Gece'yi öpüp kokluyor seviyordu. Onları böyle görmek çok huzur vericiydi ancak onlardan 5 yıl çalmak canımı çok yakıyordu.
"Babacım senin doğum günün bu arada?"
"16 Aralık"
"Tamam"
"Unutmazsın değil mi"
"Asla unutmam. Benim kızım doğmuş unutur muyum hiç. Konuşmadık o konuyu ondan bilmiyordum zaten yoksa"
"Baba siz burada iş yaparken ben ne yapacağım şimdi"
"Tabletini aldık yanına onunla oynayabilirsin. Oyuncağını almıştın onunla oynayabilirsin. LEYLAAA"
"Efendim Serkan bey. Günaydın"
"Hah. Leyla'yla oynayabilirsin o oynatır seni"
Leyla ne oluyor der gibi etrafa bakınıyordu.
"Babacım burası Art Life mimarlık ben annenle beraber şurada çalışıyorum burada Engin abin var yukarıda Pırıl ablan var. Uykun gelirse yukarda benim odam var orada koltuk da var orada oynayabilirsin ya da uyuyabilirsin istediğin gibi takıl yani ama burası bir iş yeri onu da unutma"
"Ba-ba-babacım mı?"
Şirketteki herkes şok olmuş şekilde bizleri izliyordu.
"Ha evet. ARKADAŞLAR BİR BAKALIM BURAYA."
Herkes Serkan'ı dinlemeye başladı.
"Evet bu küçük hanım Gece okulu olmadığı zamanlar bizimle olacak."
Herkes kimin çocuğu diye konuşmaya başladığında durduğum yerden adımlayıp Serkan'ların yanına gittim.
"Babacım n'apmak istersin"
"Oyun oynamakk"
"Tamam istersen Leyla ablan seni yukarı çıkarsın istersen yanımıza gel."
"Siz çalışıcaksınız ben yukarı da  oynayabilir miyim"
"Tabii ki"
Leyla "Hadi Gece gel biz yukarı çıkalım"
diyip Gece'yi elinden tutup yukarı götürecekken;
"Anneye öpücük yok mu?"
Gece koşup beni öptü.
"Babayı unutmayız diye düşündüğümden söylemedim bile"
Gece gülüp babasını da öptü ve yukarı çıkıp oyun oynamaya başladı. Gece'nin yanından dönen Leyla'ysa sorgulayan gözlerle bize bakıyordu.
"Serkan bey benim kafam karıştı şimdi Gece Eda hanımın kızı ama size baba diyor?"
"Leyla ne işler yapıyoruz. Bunu mu anlamadınız."
Şirketteki herkes susmuş Serkan'ın açıklamasını bekliyordu.
"Gece bizim kızımız yani Gece bir çocuk ben öz babasıyım Eda da öz annesi"
"Aynnen öyle öz bi aileyiz işte hadi biz içeri geçelim"
"Evet işimiz var HERKES İŞİNİN BAŞINA"
Erdem arkadan gelip;
"Ne ara yaptınız da kocaman oldu"
Serkan'la aynı anda;
"Erdem çık!" dememizle Erdem yanımızdan gitti ve biz de odaya geçip çalışmaya başladık. Bir kaç saat sonra çalışmamızı bölen Engin ve Pırıl oldu.
"Abicim noluyor?"
"Duymadınız mı Engin"
"Can'ı da getirdik biz onunla kahvaltı falan uzadı biraz yeni geldik."
"Ha söyleyin o zaman Can'a yukarı çıksın Gece'yle beraber oynarlar."
"Haa Eda'nın kızı mı? Sahi kimden bu çocuk yani yanlış anlaşılmasın da"
"Benden Engin kimden olacak"
"Ha?"
"Gece'nin babası benim annesi de Eda"
"Öz babasısın"
"Evet Engin"
"Ha"
"Ne ha Engin haydi bir sürü işimiz var"
"Eda bir kahve içelim mi canım"
"Olur Pırıl tabii"
Engin ve Serkan işlerinin başına döndü. Pırıl'la ben de kahve içmeye gitmeden çocukları tanıştırdık onlar oyun oynarken biz de aşağı inip kahve içtik.
"Eda noldu ben hiç bir şey anlamadım. Çift olarak o kadar karışıksınız ki
"Ya ben New York'a gittikten sonra hamile olduğunu öğrendim"
"Serkan'dan"
"Evett"
"Öyle işte doğdu büyüdü ve şimdi benim buraya gelmem gerekti"
"Ee"
"Eesi gelince de Serkan'la barışmış olduk"
"A a ne zaman"
"Dün ben şirkete geldim Serkan konuşmak istedi ve barıştık"
"Öyle hemen"
"Yok hemen barışır mıyım elli saat kendini affetirmeye çalıştı. Ama ben de bir yerde haklıyım Pırıl biliyorsun o zaman tavırlarını"
"Biliyorum biliyorum ikiniz de yer yer haklısınız"
"Evet. Ondan sonra dün gece otururken Serkan'a durumu açıkladım sabah buraya gelmeden de Gece'ye anlattık"
"Ne tepki verdiler?"
"Serkan duygulandı ve çok sevindi"
"Gece?"
"Gece'nin vereceği tepkiden çok korkmuştum Pırıll valla bir Allah bilir o sıra ne yaşadığımı bir de ben ama hiç kötü karşılamada sarıldı direkt bize öğrenince. Bir sıkıntı yok çok mutlu ve heyecanlı."
"Ha iyi bari"
Pırıl'la bir süre daha sohbet ettikten sonra Gece'yi merak ettim ve yanına çıktım sonra aşağı dönüp işlerimi bitirdim.
"Serkan ne kadar işin kaldı"
"5 dakikaya bitiyor güzelim Gece'ye de söyle çıkıyoruz birazdan"
"Tamam benim de bitti"
Gece'yi yanıma alıp aşağı indim.
"Ben de tam sıkılmaya başlamıştım zaten Can da gitti az önce"
Serkan odasından çıkıp merdivenlerin önünde duran bize geldi ve arkasından gelip Gece'yi kucağına aldı.
"Madem sıkıldınız o zaman alışverişe gidelim belki geçer sıkıntınız Gece hanım. Hem yemekte yeriz alışvveriş merkezine geçmeden."
"Oluur"
"E hadi o zaman"
Arabaya doğru ilerledik ve alışveriş merkezine gitmeden bir restoranta girdik ve oturduk. Orası...
"Haklıymışsın Eda Yıldız... Manzara değişiyormuş."
"Ben hep haklıyım Serkan Bolat."
Yemeklerimizi de yedikten sonra alışveriş merkezine geçtik. Önce Gece'nin odası için mobilyalar baktık;
"Gece bu nasıl sence kızım?"
"Yaa bu çok güzel bu olur muu"
"Tabii ki e o zaman odanın rengini açık gri yaparız bununla çok uyar"
"Oluur uyar mı ki?"
"Uyar babacım uyar"
"Tamammm" Gece'nin odası için mobilyaları aldık ve odanın genel dekoru için Serkan şirkettekileri görevlendirdi. Sonrasında kıyafet mağazalarını gezip Gece'ye bir sürü kıyafet aldık gelirken yanımıza sadece 3/4 alt 3/4 üst aldığımızdan diğerlerini de hemen getiremeyeceğimiz için ve Serkan'la Gece'nin şımarıklığından dolayı ağzına kadar dolu bir sürü poşetle çıktık.
"Tamam hadi artık gidelim abartmayın dedim ama"
"Dur Eda ya kızım oyuncak istiyor çok az oyuncağı var evde"
"Ohoo siz çıldırmışsınız"
İkisi de bana yalvaran bakışlarla baktı ve beni ikna etti.
"Son bir oyuncak mağazası ve gidiyoruz kollarım koptu"
"Ver bana"
"Gerek yok sende de bir sürü var zaten"
2/3 Poşetler dolusu oyuncak da aldıktan sonra arabaya doğru yol aldık.
"Siz gidin ben geliyorum"
"Noldu"
"Ya gidin siz ben geliyorum"
"Tamam arabadayız"
Aklımda kalan bir kaç mağaza vardı oralara girip kendime de alışveriş yaptım. Tam kasaya giderken Serkan'ın aramasıyla irkildim.
"Efendim"
"Eda farkında mısın bilmem ama bir saat oldu biz burada sıkıntıdan patladık Gece oyuncaklarını açmaya başladı bütün araba oyuncak olucak gel nolur"
"Ahahah tamam geliyorum beş dakikaya"
"Emin misin"
"Kesinlikle"
Telefonu kapadıktan sonra arabaya doğru gittim.
"Sonunda Eda"
"Anne nerde kaldın"
"Gecee ne yiyorsun sen"
"Ha senle ayrıldıktan sonra şeker dükkanı gördükte"
"Hepsini aynı anda yemek yok ne kadar yedi Serkan?"
"Oyuncağıyla oynuyodu yeni eline aldı bir tane küçük çikolata yedi bir de ağzındaki lolipop işte o yüzden kızma"
"Tamam hepsini birden yeme annecim"
"Tamamm"
"Araba poşet doldu sayesinizde bravo baba kız şımardınız bugün"
"Senin de bizden pek farkın yok sanki bize laf atıyorsun ama baktın mı elindeki poşetlere"
"4'ü Gece'nin"
"6'sı senin"
Elimdeki poşetlere baktım.
"Ben de insanım, benim de eşyalarım New York'ta kaldı."
"Hahhha ne alıyorsan al Eda ama elindeki poşetlere bakıp konuş domwğföe"
"Tamam, tamam hadi eve gidelim"
"Şimdi şirkettekiler az önce aradı odanın boyamasını bitirmişler hızlı kurusun diye de ayarlamışlar bir kaç saate kurur zaten mobilyalar de gelir yani odan bugun hazır olur direkt"
"Yaa çok mutluyuum şuan"
"Ben de"
"Ben de"
Serkan'la gözlerimizin içine güzelce baktık ve eve doğru sürmeye başladı.

To be continued...

Gece.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin