Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akşam yemeği saatleri yaklaşırken havanın da hafif soğumasıyla dışardaki herkes evin içerisine girmişti. Felix'in yemek yapmasına yardımcı olacak kişi bu sefer Chan olduğu için dışarıda yaptığı okçuluk çalışmasından sonra yayını girişteki dolabın içine koyup elini yıkadıktan sonra mutfağa geçen çilli gencin peşinden takip etti.
En son yıl başında, yaklaşık 1 ay önce, ev için gerekli eşya almaya çıktıkları için kasabaya tekrar dönmeleri gerekiyordu. Chan'ın artık şüpheli biri olmasından dolayı Hyunjin onun yerine gitmeyi teklif etmişti. Felix ise artık bunaldığını söyleyerek uzun saçlı gence eşlik etmeye karar vermişti.
Changbin bu karara ilk başta huzursuzlansa da sevgilisinin çocukluktan beri babasına hamur işi dağıtımında yardım ettiğini, hatta Doğu Krallığı dışında krallığın diğer komşu krallıklarını da düzenli olarak ziyaret ettiğini biliyordu.
Kapının aralanmasıyla içeri giren hafif soğuktan, dışarıda dolanmaya giden ikilinin geri döndüklerini anlamışlardı. Akşam vaktine doğru hızlanan kar, ikilinin üzerinde göz bayacak şekilde belli oluyordu.
Minho ilk önce genç olana üzerindeki karla kaplı kabanı çıkarmasına yardım ettikten sonra kendi üzerini de çıkarttı. Genç olanın bileğinden tutup yüksek sıcaklık yayan şöminenin önüne çekip oturttu. Koltukta boş duran battaniyelerden birini alıp ilk günkü gibi gencin arkasına geçip oturdu.
Evdeki diğerleri, ikilinin kendilerine tek kelime etmeden yerleşmiş olmalarına tuhaf bir şekilde baktılar. Büyük ihtimalle üşümüş oldukları için sorgulamadılar.
Onları yalnız bırakmamak adına herkes kendi tabağını alıp yere, şöminenin karşısına geçti. Minho da yeterince ısındığından emin olduktan sonra yemek yemek için daha rahat bir yere geçmek adına sarıldığı Jisung'dan ayrıldı. Genç olanın ağzından çıkan homurtular diğerini güldürse de, Jisung büyük olanın yeterince yorgun olduğunu bildiğinden kalması için ısrar etmedi.
Yemeklerini yerken doyduğunu hisseden Minho, oturduğu yerde arkasına yaslanıp boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
"Bugün Jisung'la birisiyle karşılaştık. Bize birkaç şey anlattı."
Salondaki diğerleri prensin sesindeki ciddiyeti fark edince yerlerinde dikleştiler.
"Orta yaşlı bir kadın bize lanetten nasıl kurtulabileceğimizin cevabını verdi."
Chan kaşlarını çatarak gözlerini yan yana oturan ikili arasında gezdirdi.
"İyi de, bunun cevabı bu kadar barizse biz neden 9 yıl boyunca bekledik? Ve bu kadın bunu nereden biliyor?"
Minho omuz silkti. Açıkçası kadının anlattıklarına güvenme konusunda hâlâ emin değildi. Sadece Jisung'un kadına duyduğu saygıdan dolayı genç olana güvenme kararı almıştı.
