Olayların üzerinden ve Minho'yu saraydan kaçırmaları üzerinden tam 1 hafta geçmişti. Chan, malikânedeki rahat deri koltuklarda otururken bunu düşünüyordu. Ne çabuk geçmişti zaman. Acaba planlarını doğru mu işliyordu? Emin değildi. Bu takımın oluşumu bile çok aniden olmuştu. Chan eskiyi hatırlayınca kendi kendine güldü. Jisung'la tanışma hikayelerini hatırladı. Koltukta geriye yaslanarak eski anılarını aklına getirdi.
.--. .- .-. .- --. .-. .- ..-. / .- .-. .- ... ..
Chan o zamanlar 18 yaşına daha yeni girmiş ve acemi birliklerin başına görevli olarak atanmıştı. Bunu kutlamak için de Felix'lerin pastanesine gidip ufak bir tatlı kaçamağı yapmaya karar vermişti. 'Keşke Minho da benimle bunu kutlamak için gelebilse.' diye düşünmeden edemiyordu. Bu konuları pastaneye gidince Felix'le tekrar konuşsa iyi olacaktı. Üstündeki yünlü siyah kabanına daha sıkı sarılıp pastanenin yolunu tuttu.
Lee Pastanesi şık ve modern bir yapıya sahipti. Mevsim ne olursa olsun dış camlarında her zaman yeni yıl süsleri ve minik sarı çanlar bulunuyordu. Aynı zamanda italik yazılarla Lee ailesinin isimleri de camı süslüyordu. Pastane 2 katlıydı. Hemen arka taraflarında ise fırınları vardı. Yapılan her şeyin taze ve lezzetli olması onların ailecek verdikleri ilk kuraldı. Kafenin içi krem ve kahve tonlarında düzenlenmişti. Tekli masa ve sandalyeler bulunuyordu. Giriş kapısının hemen yanında cam tezgahların içerisinde yeni ve taze ürünlerini müşterilerine sunuyorlardı. İçeride ise kahve kokusu yoğunluklu olarak bulunuyordu.
Chan, derin bir nefes çektikten sonra etrafına bakınırken kasada Felix'in bir başka çocukla konuştuğunu görmüştü. Çocuğun giyiniş tarzına bakılacak olursa cadı olmalıydı. Yavaşça onların yanına doğru ilerledi. Kafasıyla Felix'e selam verdikten sonra konuşmaya başladı.
"Selam Felix. Burası her zamanki gibi nefis kokuyor. Bana şu meyveli kap keklerinizden 3 tane verir misin? Bugün kendim için özel bir günü kutluyorum da." genç olana bir tebessüm verip siparişini verdi. Daha sonra aklına gelenle tekrar konuştu.
" Ve seninle konuşmam gereken şeyler var." sesini alçaltarak tekrar konuştu. Yanındaki yabancı çocuğun onu duymasını istemiyordu. "Minho'nun laneti hakkında."
Felix kafasını olumlu anlamda salladı ve siparişi hazırlamaya gitti. Chan tezgahtan arkasını dönüp kendine oturacak boş yer aradı. Camdan uzak ve dışardaki soğuk havaya rağmen daha sıcak duran tek kişilikli masalardan birine geçip oturdu. Üstündeki kabanı çıkartırken birisinin başında dikildiğini hissedince kafasını kaldırıp baktı. Bu kasada Felix'in yanında gördüğü cadı olan çocuktu. Chan, çocuğun yüzünü daha iyi görünce aslında çok sevimli bakışlara sahip olduğunu ve en fazla 15 yaşlarında olabileceğinden emin oldu.
Chan, çocuğa sorgular gözlerle bakarken çocuk eliyle masayı gösterip oturmak için izin isteyince büyük olan ilk başta ne olduğunu anlamasa da kafasını sallayıp izin verdi. Aralarındaki sessizlik cadı görünümlü çocuğun boğazını temizleyip konuşmaya başlamasıyla bozuldu. Gergin olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed || Minsung
Fanfiction[Prens Minho daha 10 yaşındayken lanetlenmiş, 19 yaşında ait olduğu krallıktan kaçırılmıştı] *finali yaziyom 2024ten guncelleme