BÖLÜM 6, RÜYA 4

5 5 0
                                    

Bürodaki arkadaşlarla birlikte ölü adamın geçmişini araştırmıştık. Ne bir ailesi ne de bir yakını vardı. Çok yakın olmasa da birkaç tane arkadaşını bulup emniyete ifade vermeleri için çağırmıştık ancak onlar da katilin kim olabileceği konusunda bir fikir sahibi değillerdi. Herhangi bir düşmanı olup olmadığını sorduğumuzda ise yanıt alamamıştık. Bu adamda tuhaf bir şey vardı. İnsanlar böyle sebepsiz yere öldürülebilirler miydi? Bizden bir şeyler sakladıklarını seziyorduk ve bu olayı daha fazla araştırmak için kolları sıvadık.

Önceliğimiz görgü tanığı olup olmadığını bulmak olacaktı. Aslında ben iki tane görgü tanığı tanıyordum. Bir kedi ve bir yarasa... Buna kimsenin inanmayacağını bildiğim için susuyordum.

Gece nöbetinden çıkmıştım ve yorgundum. O yorgunluğumla köprüde neredeyse bir saat oyalanmıştım. Bir an önce eve gitmek istiyordum.

Arabam birkaç gün önce tamir olmuş bir şekilde gelmişti. Neyse ki fazla hasar yoktu. O olayı düşündükçe tüylerim ürperiyordu. Danyar ile tanışmam kader miydi,tesadüf mü kendime bunu sorup duruyordum. O adamın ilk rüyalarımda, daha sonra da gerçekte karşıma çıkması beni derinden etkilemişti. Kafam onun yüzünden allak bullaktı.

Birkaç saat sonra nihayet eve vardığımda üniformalarımı çıkartıp kendimi direkt yatağa attım. Çok yorgundum. Bu dava beni fazla oyalıyordu.

Yarısı toparlanmış yarısı dağınık duran evime baktığımda daha çok yorulacağımı hissettim . İki gün içinde evden çıkacaktım ve ben henüz doğru düzgün toparlanamamıştım bile.

Toplu olan saçlarımı açıp yastığımın üzerine dağıttım. Gözlerimi kapattım ancak gördüğüm şey Danyar'ın gözleriydi. Gözlerimi açıp tekrar kapattım ama gözlerimin önünden onun gözleri gitmiyordu.

Yorgunluğum ve uykusuzluğum gözlerimi açık tutmaya engeldi. Her ne kadar Danyar'ın gözlerini görmemek için uyumaya dirensem de yavaş yavaş kapanan gözlerimle karanlık beni içine çekti.

*****

Pencereden dışarı karanlık sokağa baktım. Sarı ışıklar bir adamın, bir kedinin ve bir yarasanın üzerine düşüyordu. O adamı tanıyordum. Daha önce de evimizin önünde görmüştüm. Buraya sık sık gelir ve sürekli çocuklarla konuşmaya çalışırdı. Ondan nefret ederdim.

Bir kere saçlarıma dokunmak istemiş ona izin vermediğimde ise zorlamaya çalışmıştı beni. Annem o sırada gelip ne olduğunu sorduğunda ise yalancı adam anneme adres sorduğunu söyleyip hızlıca gitmişti. Ondan tiksiniyordum.Ama bunu korktuğum için anneme söylememiştim. Mahalledeki tüm arkadaşlarım ondan korkuyordu. Bilerek köşe bucak ondan saklanıyorduk çünkü bazı arkadaşlarımın anlattığına göre onun çok kötü davranışları olmuştu. Birçoğunu anlamdıramamıştık ancak bir arkadaşımızın dediğine göre çocuklara yapmaya çalıştığı şey yetişkinlerin yapacağı türden şeylerdi.

Ondan korkuyordum.

Evin dış kapısı çarptığında odamdan çıkıp kimin geldiğine baktım. Annemi görünce kollarına sarıldım ve onu öpücüklere boğdum. Bana oyuncaklarımla biraz daha vakit geçirmemi söyleyip mutfakta yemek hazırlayan babamın yanına yardıma gitti.

Bende odama geri dönüp merakla pencerenin kenarına geçtim. Perdemi hafifçe araladığımda adam sokağın ortasında dikiliyordu. Karşısında biraz daha genç duran bir başkası vardı. Siyahlar giyinmiş bu adamın yüzünü göremiyordum.

Genç adam belinden uzun bir tabanca çıkarttı. Korkuyla iç çektim ve perdemi kapattım. Duvarımın arkasına geçtim, beni görmesinden korkuyordum ancak merak beni durdurmuyordu. Odamın ışığını gidip söndürdüm ve bende karanlığa sığındım. Daha sonra perdemi çok az açıp tek gözümle dışarı baktım. Nefret ettiğim o adam yerde kanlar içinde yatıyordu. Siyahlar içindeki ise çoktan gitmişti.

BENGİ DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin