Kendimi kum tanesi gibi hissediyorum. Küçük bir kum saatinin içinde kendi zamanını bekleyen sayısız kumlardan biriyim yalnızca. Yaşamım kendi kendine düğümlenmiş gibi, sanki her gün aynı şeyleri hissediyor gibiyim. Üzüntü, mutluluk, ağlamak veya gülmek... Bunlar benim için hiç var olmamış gibi. Ben her zaman olduğum yerde en yüksekten sıram gelince düşmeyi bekleyen bir kum tanesi misali...
Tanımadığım bir şehirde bana yabancı insanlarla birlikte yaşıyorum. Buranın havası, suyu hatta gökyüzü bile büyüdüğüm yerden farklı geliyor bana. Sanki burada daha öncede bulunmuş gibi hissediyorum ancak daha önce hiç gelmediğim bir yerde bu hissin oluşmasının anlamı ne?
Yalnız ve kapana kıstırılmış gibi hissediyorum. Rüzgar beni devirmek için delice esiyor sanki. Ben ona karşı direnmek için dimdik ayakta duruyorum. İnsanların gözleri benim üzerimde. Oysaki tuhaf olan bir şey yok sadece sokakta yürüyorum. Hey insanlar bende sizin gibi bir kum tanesiyim!
Anlamıyorlar beni. Hiçbir zaman anlamadılar zaten. Onları yargılamaktan ve bana bakışlarının ardındaki gizemi çözmekten vazgeçtim artık. Onlarda benim gibi kum saatinin tepesinden düşeceği anı bekliyorlar sadece. Ben dünyaya böyle bakıyorum işte.
Karamsar olduğumu düşünmeyin lütfen ben yalnızca gerçekleri canlandırıyorum burada.
Konuşarak hiçbir şeyin halledilmeyeceğini fark edince suskunluğa vermiştim kendimi. Beni sessiz sandılar oysa ben onlarla hep konuşuyordum. Beni yalnızca duymak isteyenler dinliyor. Sadece yargılamaktan uzakta olanlar benimle iletişim kuruyor.kendi doğamda hayatta kalmamın sırrı bu işte.
Ben böyleyim, bir kum tanesi gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENGİ DÖNÜŞ
Genel KurguHiçbir yere ait olamama hissi Almakay'ı ele geçirmişken karşısına sanki daha önce tanıdığı ancak ismini bilmediği biri çıkar. Danyar hangi hayata inanacaktır? iki kum tanesinin bir kum saatinin içerisinde karşılaşma hikayesi.