13.BÖLÜM "Çilek"

98 13 1
                                    

Keyifli okumalar...

-EGE-

Ulus'un arabayı takip ettiğini görünce Deniz'e hızlanmasını söyledim.Gerçekten araba kullanmayı sadece 10 saniyede kapmış birine bunu söylemek çok saçmaydı.

Deniz biraz gaza bastıktan sonra yüz ifadesi değişmeye başladı.Nefes alışverişleri sıklaşmaya başladığında ters giden bir şeylerin olduğunu anlamıştım.

Gözlerini yoldan ayırmadan sessiz bir iniltiyle konuştu.

"Ege.Ben yapamayacağım."

Gözümü yoldan ayırmadan ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım.Bu şekilde daha fazla ilerleyemezdik.Göz ucuyla Deniz'e baktığımda çökmüş gibiydi.Sanki enkaz altında kalmış ve nefes almaya çalışır gibi bir hali vardı.

Astım krizi geçirmeden önce elleri yavaşça direksiyon hakimiyetini kaybedince hemen kavradım direksiyonu.Elleri o kadar soğuktu ki kanı çekilmiş gibiydi.Ecrin'in vampirlikle ilgili söylediklerini oturup düşünmem gerekiyordu.

Deniz tamamen kendini bıraktığında arka tarafta Ecrin'in kendine geldiğini farkettim.Tüm dikkatimi yola verdiğimde sağ tarafta bir yol ayrımı olduğunu gördüm.Hiç düşünmeden o yola saptığımda eski bir kulübeyle karşılaştım.

Kulübeye doğru sürerken Deniz bilincini kaybetmiş gibiydi.Arada ağzı açılıp kapanıyordu ve göğsü hızla inip kalkıyordu.Acı çektiği her halinden belliydi.

Kulübeye biraz daha yaklaştığımızda durmak için hemen el frenini çektim.Araba sarsılarak durduğunda Ecrin meraklı gözlerle olanları anlamaya çalışıyordu.

"Abi?Ne oldu?" Kafasını ön tarafa doğru çıkarmış bir bana bir Deniz'e bakıyordu.

Gücümün tükendiğini hissedebiliyordum.Son bir gayretle olanları anlattım ve direksiyona geçmesini istedim.Ecrin ikiletmeden hızlıca inip ön tarafa geldiğinde Deniz'e bakmaya başladı.Biraz öncekinden daha kötü görünüyordu.

"Deniz!Kendine gel!Abi?Bir şey yapsana!" Ecrin korkuyla bağırırken susması için işaret parmağımı yavaşça yukarı kaldırdım.

"Bana yardım et ve Deniz'i kulübeye taşıyalım.Sende Ulus'un seni takip etmesini sağla.Hedef şaşırt."

"Siz ne olucaksınız?Bu şekilde burada kalamaz-" söylediklerini duymamış gibi devam ettim konuşmama.

"Berke'de seninle gelsin.Yarası var,Kenan Bey'e söyle hemen pansuman yapsın!"

"Baban!Babamız o bizim!Kenan Bey diyemezsin ona!" Ecrin sinirle konuşurken yavaşça koltuktan inip yanına gittim.Başını göğsüme bastırıp saçlarından öptükten sonra Deniz'i indirmek için yardım istedim.

Ecrin bir kolunun altına ben diğer kolunun altına sürüyerek kulübenin girişine kadar getirdik Deniz'i.Merdivenlerin önüne geldiğimizde bir araba sesi duydum.Ulus gelmeden önce Ecrin'in buradan gitmesi gerekiyordu.

"Ecrin!Güzelim sen hemen arabaya git!10 saniye kadar bekledikten sonra hareket et ki Ulus takip edebilsin."

Ecrin kararsızlıkla bana bakarken zoraki bir gülümseme gönderip göz kırptım.Kısa bir tereddütten sonra hızla arabaya geçti ve çalıştırdı.Önümüzde beş tane basamak vardı ve Deniz adım atabilecek durumda değildi.

Öylece basamakların önünde beklerken yakınlardan bir araba sesi geldiğinde hiç düşünmeden Deniz'i kucakladım.Hızlı adımlarla basamakları tırmanırken canım o kadar çok yanmıştı ki,gözümde yaş birikmişti.

Deniz'in dirseği kurşunun  olduğu karın boşluğuma geldiğinde sanki yeniden vurulmuşum gibi hissettim.

En üst basamağa geldiğimde Deniz'i çitin iç tarafına yatırdım ve bende yanına yattım.Gözlerimi kapatıp elimi kanayan yaranın üzerine bastırdım.Araba sesleri kesilene kadar orada öylece bekledim.

KARANLIK SIRLAR(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin