Multi:Deniz
Bölüm şarkısı:Imagine Dragons-It's Time
Keyifli okumalar...
-DENİZ-
"Ailemden daha fazlasını mı bulacaksın?Ne demek istiyorsun?" dedim gözlerimi kocaman açarak.Bunu neden yaptığıma dair en ufak bir fikrim yoktu ama içimden geleni yapmak şu aralar benliğimde moda olmuştu.
"Ege?" Cevap vermeyince hafifçe sarsmayı denedim ama gözlerini açmıyordu.Bu sefer sesimi biraz daha yükselterek "Ege!" dedim.Ama hiçbir faydası olmamıştı.
Yavrusunu kartal kapmış Fatma Girik gibi öylece bakakalmıştım.İz bilmem yol bilmem bu adamı nasıl eve götüreceğim diye dertlenirken evde bir telefon olabileceğini düşünüp etrafa bakmaya başladım.
Gözlerimle etrfaı tararken eski bir ev telefonu olduğunu gördüm.Sevgilisini görmüş liseli kız gibi heyecanla telefona koştum ve kulağıma götürdüm.Hiç ses gelmediğini duyunca telefonun bozulmuş olabileceğini düşündüm.
Çaresizce etrafıma bakınırken birden Ege'nin ölmüş olabileceği aklıma geldi.Beynim acil durum alarmlarıyla çınlamaya başlamıştı.Hemen Ege'nin yattığı kanepenin önünde diz çöktüm ve nefesini kontrol etmek için kulağımı burnuna yaklaştırdım.
Burnuma sıcak bir hava geldiğini hissettiğimde mutlulukla gülümsedim.Ölmemişti ama burada böylece beklersek ya acıdan yada açlıktan kısa zamanda diğer tarafa göçerdi.Kara kara düşünmeye başlamıştım bile eğer ölürse ne yapacağım diye.
En sonunda belki kendi kendine uyanır düşüncesiyle kanepenin ucuna oturdum ve Ege'den gelecek en ufak yaşam belirtisini beklemeye başladım.Oturduğum yerden uyuklamaya başladığımda dışardan bir araba sesi geldiğini duydum.Panikle kendimi oradan oraya atmaya başlamadan önce Ege'yi nasıl saklayacağımı düşünmeye başladım.
Aklıma ilk gelen şeyi yaptım;benim iki katım olan bir insanı kaldırmaya çalıştım.
Ve başarılı olduğumu da söyleyebilirim gerçekten.İlk denememde sadece koltukta oturur pozisyona getirebildim sonra ayaklarını yere sarkıtıp önüne geçtim ve ellerini boynuma attım.Derin bir nefes alıp kaldırmaya çalıştığımda kalça kemiğimin çıktığına yemin edebilirdim.
"Ne yedin lan sen?İçinde ne barındırıyorsun sen?"
Bir adım atmaya çalıştığımda ağır araç gibi yavaşça ön tarafa kapaklandım.Ve üzerimde Ege'yle.Bunun ne kadar nefes kesici olduğunu tahmin edemezsiniz!Ciddiyim,ağırlığından nefesim kesilmişti ve domates gibi kızarmaya başlamıştım.
Arabayla çarptı öldüremedi,üzerimde ölü gibi yatarak öldürmeye çalışıyordu beni.
Bir iki çırpınıştan sonra kapının açılmasıyla oksijen kavramını dahi unutmuştum.Sadece kapıdan içeri giren kişilerin kim olduğunu merak ediyordum.Ayak sesleri yavaşça yaklaşmaya başladığında zaten oksijen gitmeyen ciğerlerim sanki mümkünmüş gibi daha da oksijensiz kalmıştı.
Ayakkabılar nihayet görüş alanıma girdiğinde bunların bir kadın ayağı olduğunu anlamamak için kör olmak gerekirdi.Üzerimdeki ağırlıktan neredeyse yerinden fırlamak üzere olan gözlerimi yavaşça ayakkabıların sahibine çevirdim.Karşımda ağzı açık bir halde bize bakan Ecrin vardı.
Beni fark etmesi için biraz çırpındıktan sonra aceleyle yanımıza geldi ve Ege'yi üzerimden kaldırdı.Soru sormasına izin vermeden ben bir tane sordum.
"Araba nerede?" Eliyle evin ön tarafını işaret etti.O bir kolunun altına ben diğer kolunu n altına girerek Ege'yi arabaya taşıdık.
Yol boyunca hiç konuşmamıştık ve eve geldiğimizde de herkes Ege'nin başında olduğu için kimse beni takmamıştı.Üzerimi değiştirmek için kendi odama çıktığımda ne kadar yorgun ve aç olduğumu fark ettim.Aceleyle üzerimi değiştirip yatağa kıvrıldığımda uyuyakalmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/19294207-288-k83763.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SIRLAR(Düzenleniyor)
Ficción GeneralKaranlık.... İnsana huzur veren sonsuz bir uçurum... Hiç kimsenin gerçek yüzünün görülmediği gizemli bir yer... İçindeki duyguların korkusuzca dışa vurulmuş hali... Bir insanın karanlığa aşık olması mümkün mü? Nasıl aşık olabilir bir insan karanlığa...