👁🗨: "Bensiz yaşanırken, sensiz neden yaşanmasındı ki?"
[x]
Jimin telaş ve dehşetle geriye çekilip şokla yerde baygın yatan boynu kızarmış genç kıza bakıyordu. Başını salladı reddedermişcesine. "H-Ha-Hayır... Hayır ben yapmadım bunu... Ben yapmadım- Ben yapmadım, ben yapmadım... Ben yapmadım!..."
Donuk bakışları yerde baygın yatan tutam tutam sarı saçları lavabonun beyaz mermer zeminine dağılmış gözleri kapalıyken dudakları hafiften aralık genç kızın üzerinde, kızarmış ve morarmış boynunda dolanırken gözleri dolmaya başladı. Başını reddeder gibi salladı yeniden. "Hayır... Hayır..."
Derin ve seri nefesler alarak hızla dizleri üzerine çöktü Rose'nin yanına gelerek. Saçlarını yakaladı nazikçe, avucuna alarak başını kaldırdı.
Genç kız nefes almıyordu.
Bakışları hemen genç kızın tişörtünün altındaki kesiğe gitti. Kaldırıp baktığında bir gram da olsa rahatladı. Henüz açılmamıştı, ancak genç kız nefes almıyordu ve Jimin korkuyla, dehşetle dikkatli olmaya çalışarak onu sırtüstü zemine yatırdı. Kalp masajı yapmak için doğrulup basınç yapmaya başlarken seri ve korku dolu nefesleri durmuyordu. Ağlamaya başladı. "Hayır hayır hayır... Hayır, Rose ölme, ölme, ölme..."
Genç kız hala nefes almıyordu ve nabzı da atmıyordu. Jimin gözyaşları yanaklarından süzülürken kalp masajını kesip dudaklarını dudaklarına kapattı ve hava verdi. Tekrar kalp masajına devam etti. "Ölme, ölemezsin hayır..."
Yutkundu. "Sana söylediklerim ciddi olduğum şeyler değildi, öyle düşünmüyordum ama çok sinirliydim..."
Başını iki yana salladı. "Bu şekilde olacağını bilmiyordum, lütfen Rose," Dudaklarına kapanıp yeniden hava verdi. "Hayatının kötü olmasını istemiyorum, çok kızdım çünkü suçlusun. Hapise gireceğin bir suç işlemişsin. Sen değil, benim öldürmem gerekiyordu. Rose, lütfen uyan..."
Ağlarken kalp masajını hızlandırdı. "Uyan artık, seni bir kez kaybettim ben. Bir daha kaybedemem, özür dilerim. Seni bilerek aldatmadım, tehdit edildim. İntihar ederken elini tuttum ama engel olamadım düşmene. Cidden ben mi suçluyum..."
Kalp masajını keserken ellerini genç kızın bedenine koyup başını yasladı karnına ve ağlamaya başladı hıçkırarak. Mırıldandı. "Sen iğrenç değilsin, sen... Hayatımda görüp görebileceğim en şefkatli kadınsın Rose. En eşsiz, en güzel..."
Deli gibi ağlarken başını kaldırdı ve devam etti kalp masajına. "Bu yüzden ölemezsin. Bana bir çocuk borcun varken seni öldüremem Rose, ölemezsin!"
"Sen..." Rose dudaklarını aralayıp kesik ve küçük nefesler alırken sesinin çıktığı kadarıyla fısıldayarak zar zor konuştu gözlerini aralamadan. "Beni ve çocuğumuzu kaybettin."
"Hayır..." Jimin reddetti. "Hayır, hayır..." Dudaklarını dudaklarına kapattığı anda gözlerini açtı birden. "Sen... Az önce..."
"Sen beni hiç sevmedin." Dedi Rose dudaklarından derin bir nefes alırken. Jimin'in donuk gözlerinden akan iki yaş damlası genç kızın yanaklarına düştüğünde Rose göz kapaklarını araladı ve gözlerine baktı. "Acizsin, çaresiz ve korkak..."
Jimin yutkunarak yalvarırmış gibi bakarken Rose devam etti konuşmaya. "Senden... Nefret ediyorum artık."
"Hayatta olduğun sürece nefret de etsen sevsen de razı olacağım, yeter ki ölme..." Jimin ağlamaya başlarken Rose'nin ifadesiz donuk bakışları gözlerinde dolandı. "Sen yalancısın Park Jimin." Diye fısıldadı kısık çıkan sesiyle.
"Sen, büyük bir yalancısın..."
[MEZAR PARTISI: DORDUNCU KITAP]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.IV) | #thriller (✓)
Aksi"Bunca olaydan sonra yanlarından kaçmış olan ikizlerle karşılaşan Rose, kaş çatarak ikisine bakar. Bir gariplik vardır, ikizler sandıkları kişiler midir?" Karakterler: #kimtaehyung #jeonjungkook #manobanlalisa #parkjimin #parkroseanne #kimjennie Kat...