IV. Bölüm 'Bilmece'

182 11 0
                                    

Lavin'nin sadece hayatıma gizem katıp gitmesini kabullenmiştim. Lavin ile aramda mental bir bağ oluşmuştu sanki ama artık Lavin yoktu onu bir daha göremeyecektim.
Yine eski rutin hayatıma devam etmeye başladım. Bu sefer iyice çökmüştüm. Sadece adını bildiğim birisinin hayatımdan sır dolu çıkması beni üzmüştü. Neden kendimi bu oyuna bu kadar kaptırmıştım? Neden her saniye Lavin aklımdaydı? Off içimdeki sesleri bir türlü susturamıyordum. Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Lavin defterini ise boş giden hayatıma gizem katıp gitmiş birisi olarak rafa kaldırdım.

Uyuyordum birden telefon çaldı. Selin arıyordu. Açtım telefonu
-"Beş dakikaya kapıdayım çık dışarı." Selin beni almaya geliyordu. Yine kafamı dağıtmak için bir şeyler yapacaktık. Lavin'nin hayatımdan ansızın çıkışından sonra bu düşünceli halimi anlayıp bir mekanda yer ayırtmıştı Selin. Bot, pantolon, tişört ve kot çeket giyip sim siyah bir kombin yapıp çıktım dışarı. Selin araba ile gelmişti. Kısa bir etek giymişti üstüne beyaz bir gömlek giyip güzel bir kombin yapmıştı. Güzel olmuştu. Arabaya binip mekana doğru gittik. Selin 'nin ayırdığı masaya geçmiştik. Ortam çok sesliydi şahsen bu tarz yerleri sevmezdim ama Selin için ve biraz kafam dağılır niyetine durdum. Selin iki tane tekila söylemişti. Selin' e yaklaşarak
-"Selin burada oturup sabaha kadar içmeyi planlamıyorsun değil mi?"
-"Aman be sanada yaramıyoruz. Biraz kafan dağılır hem fena mı?" Selin'i kırmak istemiyordum ama mekanın içinde her an kavga çıkacak şekilde bir gerginlik vardı. Selin'i bu şekil bir olayın içinde bulunmasını istemiyordum.
-"Tamam ama lütfen abartmayalım olur mu?"
-"Sen rahat ol ya eğlenip gideceğiz."
Selin alkoller gelir gelmez instagrama hikaye atmıştı konumda etiketlenmişti. Mekanın ismi Maldo PUB' dı. Mekana girdiğimiz dakikadan itibaren tam sağ çaprazdaki masada oturan orta yaşlı bir adam dikkatimi çekmişti. Selin'in bacaklarına bakıyordu. Çok sinir olmuştum.
-"Selin. Yürü gidiyoruz"
-"Nereye ya? Daha yeni geldik"
-"Bak olay çıkarmak istemiyorum yürü gidiyoruz"
Selin daha ilk bardakta sarhoş olmuştu bile, Tanrım ne yaşıyorum ben?
Selin,
-"Ne olayı ya? Eğlenmene bak." Der demez kalabalığın arasına karıştı. Selin'nin gittiğini gören o adam direkt masadından kalktı Selin'e doğdu yürümeye başladı. Kalabalık ve gürültü içinde hayal meyal görüyordum Selini. Şartel atmıştı bende gözüm dönmüştü o adam Selin'i taciz ediyordu Selin daha yirmi yaşındaydı benden bir yaş küçüktü. Adam ise kırk yaşında duruyordu. Selin birden
-"Ne yapıyorsun be sapık adam!!" diyerek bağırdı. Sol masada duran şarap şişesini alıp adamın üstüne doğru koştum. Selin'i kolundan tuttuğum gibi arkama aldım adam bana dönerek
-"Ne yapacaksın lan o elindeki şişeyle? Beni mi döveceksin abisi?" Sinirden kudurmuştum. Selin kendisine yapılan böyle iğrenç bir durumu asla kaldıramazdı.
-"Kes sesini orospu çocuğu!!!" diyerek elimdeki şişeyi adamın kulağına doğru vurdum. Şişe kırılmıştı. Adam yere düşmüş kafası kanıyordu. Selin,
-"Deniz ne yaptın?"
-"iyi oldu ibneye, az bile yaptım orospu çocuğuna." birden mekandaki müzik sesi durmuştu. Selin ağlayarak,
-"Deniz çok özür dilerim . Lütfen gidelim buradan daha fazla burda durmak istemiyorum." Selin'nin ağlaması beni üzmüştü ilk defa onu ağlarken görmüştüm. Neden her şey üst üste geliyordu. O karmaşa arasında mekanda on kişi kalmıştı, kargaşa esnasında mekan perte çıkmıştı. Mekandan kaçanlar her tarafı yıkmıştı. Kafasına vurduğum adam hala yerde yatıyordu. Selin'i alıp mekandan çıkmıştım. Arkamdan bağıran mekan görevlisi,
-"Heyyyy! Bunların parasını kim ödeyecek?"
Gerçekten tek dertleri para mıydı? Genç bir kızı taciz ederken dilsiz kesilen mahlukatlar, olay normal dönünce söz sahibi mi oluyordu? Nasıl bir coğrafya burası? Parayı adamın suratına atarak,
-"Al şu parayı siktir git!!"
Tam Selin'i arabaya bindirip bende bineceğim zaman yerde yatan o adam kırık şarap şişesini arkadan bacağıma savurdu.
Bağırarak,
-"Laaaaan, bacağımmmm!"
Çok kanıyordu bacağım. Bacağımdan akan kan pantolonumu kıp kırmızı yapmıştı. Her tarafım kan olmuştu. Selin çığlık çığlığa ağlayarak,
-"Deniiiiz!! Hayır Deniz hayır lütfen sana bir şey olmasın." İşte tam o sıra Dağra çıkageldi. Selin hikaye atarken konumda paylaşmıştı. Dağra ile Selin takipleşiyordu. Dağra hikayeyi gördüğü vakit buraya doğru yola çıkmıştı. Dağra arabasından inerek,
-"Laaan!  bırak lan kardeşimi!" Adam Dağra 'ya
-"Gel lan gel seninde bacağını alayım."
Dağra arabanın kaputundan atlayarak adamın tam kafasına bir tekme attı. Adam bu sefer gerçekten bayılmıştı. Dağra,
-"Deniz oğlum iyi misin lan? Oğlum kendine gel!" Olayın şokunda kalan ben, bacağımdan çok fazla kan akması sonucu kan kaybından daha cümlemi bitiremeden bayıldım.

Hastanede yavaş yavaş gözlerimi açtım . Bacağım sızlıyordu. Gözlerimi açar açmaz Selin ile Dağra başımın ucuna geldi ikisi bir ağızdan
-" Yarabbi şükür gözlerini açtı"
İyiydim ama bacağım çok sızlıyordu.
Selin,
-"Nasıl oldun? Daha iyi misin?"
-"İyiyim iyiyim sadece bacağım sızlıyor"
Dağra,
-"Kardeşim benim çok korktum sana bir şey olacak diye, Allah'tan Selin konum paylaşmış yoksa bulamazdım sizi."
Biraz daha bu muhabbetleri konuştuktan sonra. Selin ağlamaya başladı
-"Her şey benim yüzümden oldu . Lütfen Deniz beni affet."
-"Saçmalama kızım senin ne suçun var?"
-"Ama eğer oraya gitmeseydim bunlar olmazdı. Çok özür dilerim."
-"Bunları düşünme. Göz yaşlarını sil şimdi."
Dağra'ya dönerek
-"Dağra sen Selin'i eve bırak he bu arada annem ile babama bir şey söylemek yok tamam mı? "
-"Tamam tamam söylemedik zaten birde kalkıp taa İzmirden buraya mı gelsinler?"
Selin ile vedalaştıktan sonra Dağra Selin'i bırakıp hastaneye geri geldi. Olayın baştan sonra anlattım. Biraz hasret giderdikten sonra ben uyudum Dağra ise koltukta uyuya kalmış. Aklım hala Lavin deydi. Hala onu düşünüyordum. Bu halde bile bir saniye bile aklımdan çıkmamıştı Lavin. Ona karşı nasıl hisler beslediğimi bende bilmiyordum. Gece saat 03.55 geçe uyandım. Müşahade altında tutulduğum odanın kapısı açıktı koridorun ışığı içeri vuruyor biraz olsun etrafımı görüyordum. Cama çıktım sigara içmeye, bir yandan sigara içerken bir yandan Lavin'i düşünüyordum sigaram bitti söndürüp atacakken arkamı döndüğümde birisi hızlıca odamın önünden geçmişti. Biraz korkmuştum. Bacağım sızladığı için yavaş yavaş bakmaya odamın kapısına yöneldim. Koridorun sonunda birisi vardı sim siyah giyinmiş birisi. Merak etmiştim kim olduğunu. Peşinden bende yavaş yavaş gidiyordum. Koridor çok uzundu ve baya fark açmıştı bana sonra bir yere oturdu ve öylece durdu. Yavaş yavaş yanına yaklaşıp,
-"Merhaba." diye seslendim. Kafasını kaldırdığında, Tanrım bu bir hayal olmalıydı. Gördüğüm kişi Lavin di evet Lavin'i görmüştüm. Buz kesilmiştim. Boğazım düğümlendi. Hafif yalpalayarak,
-"Se-senin burada ne işin var?"
-"Seni görmeye geldim." Tanrım bu bir rüya olmalıydı.
-"Nasıl yani? Burada olduğumu nereden öğrendin?"
-"PUB 'da adamın kafasına vurmak için aldığın şarap şisesi varya..."
-"eeee."
-"İşte o masada ben oturuyordum." Ne? Hayır bu gerçek olamaz nasıl fark etmedim ben? Lavin ile neredeyse yan yana oturuyormuşuz. Ben bunu nasıl fark edemedim? " bem beyaz olmuştum. Bacağımın ağrısı falan Lavin'i gördükten sonra geçmişti.
-" Nasıl yani her şeyi gördün mü?"
-"Evet her şeyi gördüm. Senin için çok endişelendim." Lavin'nin bu sözü beni çok mutlu etmişti. Sanki yıllardır tanıyor gibiydik birbirimizi.
-"Beni tanımıyorsun ki benim için neden endişeleniyorsun?"
O kocaman gözleri ile bana,
-"Ruhunu yoracak kadar güçsüz birisi, bıçak veya cam, bu tür saldırılarla nasıl başa çıksın ki?" Lavin her cümlesinde beni kendisine bağlıyordu. Hakkında tek bildiğim okuduğu kitaptı.
-"Güçsüz birisi olabilirim ama yanımda durabilir misin Lavin?" şaşırmıştı Lavin
-"Adımı nereden biliyorsun?" evet birde ismini biliyordum.
-"O gün tepede giderken kitabını unuttun arkasında imza vardı oradan biliyorum."
-"Kitabım sende mi?"
-"Evet. Senden sonra bir kaç gün gittim hep tepeye kitabı sana vermek için."
-"Benim gerçekten o sıra gitmem lazım dı. İyi bakalım sen bir iyileş te kitabı hallederiz." Lavin ile hemen samimi olmuştuk bu benim için çok güzel bir şeydi. Onu yakından tanımak için ilk adımı atmıştım. Sıra Lavin gizemini çözmekteydi.
Biraz sessizleşti ortam ve birden Lavin bana yaklaşarak,
-" Evet yanında olurum. " diyerek ufacık bir buse kondurmuştu yanağıma. Sonra kalkıp haberleşiriz diyerek numarasını vermişti. Tanrım yoksa bu Lavin oyunu, gizemi hayatıma renk mi katacaktı. Ama hala aklıma Lavin'nin 'hislerim bu asrın dengi değil' sözü geliyordu ya başka birinde bıraktıysa hislerini? Yada Lavin'nin hisleri bana ağır gelirse? Yine kafamın içi bu düşünceler ile çıtırdamaya başladı..

YANKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin