yeni bölüm bekleyen varsa beklettiğim için kusura bakmayın, iyi okumalar
---
"Pişt, kime diyorum ben?""
Jeongin'in onu omuzlarından tutup dürtüklemesiyle Felix bakışlarını ona çevirdi.
"Burda mısın oğlum?"
Felix evet anlamında başını sallamıştı ama duygularını saklayabilecek en son insanlardan olduğu için tabii ki Jeongin inanmamıştı.
"Bir haftadır biraz durgunsun. Ve grupça buluşmalarımıza çok gelmedin. Bir sorun mu var?"
Bu soruya karşılık sadece hayır anlamında salladı başını. Ne diyecekti ki? Hyunjin'i görmek istemiyorum çünkü Chan'a aşığım, falan mı?
"Hyunjin ne iş?"
Bu soruyla beraber ruhsuz hali bir anda uçup gitmişti. Kaşlarını çattı istemsizce. Pekâlâ, Jeongin zeki bir çocuktu fakat bunu anlamış olmasına şaşırmıştı.
"Ne alaka?"
Gergin ve yüksek çıkan sesi kendini ele verdiğinde Jeongin doğru düşündüğünden bir kere daha emin oldu.
"Felix yeme beni. Seni, bakışlarından bile bir şeyler anlayabilecek kadar iyi tanıdığımı unutuyorsun."
Onun cümlelerine karşılık Felix sıkıntıyla iç çekip kafasını duvara yasladı. Birisiyle konuşması gerektiğinin farkındaydı. Ama bazı detayları şimdilik anlatmayacaktı.
"Anlamışsın işte. Benim bir durumum vardı, ondan pek haz etmiyordum zaten. Sadece sorun çıkmasın diye iyi anlaşmaya çalışıyordum. Ama biliyorsun pek saklayamam ben. Zaten istemeden belli ediyordum. Geçen haftalarda sarhoşken beni eve o götürmüştü ya."
Jeongin dikkatle dinlerken arada onaylarcasına mırıltılar çıkarıyordu.
"O zaman sanırım ağzımdan söylememem gereken şeyler çıkmış. Ama ben hatırlamıyordum ve Hyunjin de söylememişti."
"Rol kesti yani?"
"Öyle olmuş. Aramız gergin olunca da sorguladım onu o zaman söyledi işte."
Jeongin'in kafası karışmıştı. Ne durumu vardı? Hyunjin'le ne alakası vardı? Aklına gelen bir ihtimal saçma olsa da ona döndü.
"Hyunjin'i falan mı seviyordun sen? Önceden tanışıyor muydunuz?"
Felix'in anında kaşları çatılmıştı. Jeongin olaya çok farklı bir yerden bakıyordu. Tamam sonuçta Chan olayını bilmediği için normaldi bu ama Hyunjin'i sevme ihitmalı dünyadaki her ihtimalden daha saçmaydı.
"Hey, hayır amına koyayım."
İstemsizce yüksek bir tepki verdiğinde karşısındaki çocuk göz devirdi.
"Ne yapayım, aklıma bir şey gelmiyor. Ayrıca bana söyleyemeyeceğin ne olmuş olabilir?"
Aslında söyleyemeyeceği bir şey değildi ama yine de kafası karışık olduğu için şimdilik es geçmek istemişti.
"Jeongin canım, tahmin et diye değil şimdilik söylemek istemediğim için böyle anlatıyorum."
Bıkkın bir ses tonuyla konuştuğunda Jeongin daha fazla üstelememesi gerektiğini anlamıştı.
"Tamam tamam. Peki bu durum, her neyse artık, aranızın düzelme imkanı yok mu?"
Olsun ya da olmasın Felix zaten bunu istemiyordu. Her şeyden ötesi Hyunjin'in kişiliğini falan da sevmiyordu. Anlaşabileceği biri değildi.