benimle kal

2.8K 326 191
                                    

"Ama neden gelmiyorsun ya?"

Yaklaşık onuncu kez sitem etmeye başladığımda hattın diğer ucundaki Hyunjin'in güldüğünü işitebilmiştim.

"Bebeğim, dersim yok gelip napacağım?"

"Ha, beni görmeye gelemiyorsun yani?"

Pekâlâ, kurduğum cümlenin saçma olduğunu biliyordum. Okulda görüşmemiz zor oluyordu zaten. Fakat hadi ama, uzun zaman sonra hayatıma birini almıştım ve böyle çocukça tripler atmanın tadını çıkarmak istiyordum.

"Seni bir saniye daha fazla görmek için can atacağımı biliyorsun... Her neyse, akşam benimlesin o zaman, bırakmam."

İlk cümlesi yüzümde kocaman bir tebessüm oluşturmuştu. Cevaplayacaktım ki kol saatimin ekranı gözüme ilişmişti. Derse gitmem gerekiyordu.

"Tamam haberleşiriz. Kapatıyorum şimdi."

"Görüşürüz, öpüyorum."

Kapattıktan sonra telefonu cebime atıp fakülteye ilerlemeye başladım. Tüm gece beraber olmamıza rağmen özlemem normal miydi? Okula gelseydi de rahatça görüşebileceğimizi sanmıyordum ama yine de aynı yerde olduğumuzu bilmek bile rahatlatırdı beni.

Gözüm, çardaklarda tek başına oturan Changbin'e takıldığında onunla uzun zamandır oturup konuşmadığımı fark etmiştim. Kulağındaki kulaklıkla artık her ne dinliyorsa gözlerini kapatmış ve komik hareketlerle dnas ediyordu. Yanına oturduğumda beni fark etmediği için yavaşça onu dürttüm.

"Yongbok! Korktum."

Elimle omzunu okşayıp yanındaki boşluğa yerleştim.

"Napıyorsun sen?"

"Bak Jisung'la şarkı kaydettik."

Şarkıyla ilgili bir şeyler anlatırken bir yandan da kulaklığın tekini bana takmıştı. Şarkıyı dinlediğimde ağzım açık kalmıştı. Baya iyiydi.

"Hey bu çok iyi! Ne ara bu kadar geliştirdiniz kendinizi?"

Changbin, övgülerimle beraber havalı mimikler yapmaya çalıştığında ufak bir kahkaha attım. Tam bir şapşaldı.

"Eh, yapıyoruz bir şeyler."

"Diğerleri nerede?"

"Ah, onu unuttum. Geldiğinizde arayın demiştim."

Telefonunu çıkarıp birilerini aradığında ben de boş boş etrafa bakınmaya başladım.

"Ben size beni arayın demedim mi! Kapat ya boş yapma."

Bu komik hallerine gülmekle yetinmiştim.

"Ortak kafeteryadalarmış. İnsan canım arkadaşım biz geldik hadi sen de gel der di mi? Bak ben sevilmiyorum cidden. Beni bir tek sen seviyorsun Yongbok."

Changbin dramatik konuşmalar yaparken bir yandan yürüyerek binaya varmıştık. İçeri girdiğimizde her zamanki masamızda oturan arkadaşlarım görüş alanımıza girmişti. Sadece Jeongin ve Seungmin görünürde yoktu. Gittiğimizde Chan'ın yanına oturmam için işaret yapmasıyla zoraki bir gülümsemeyle oturmuştum. Minho'nun keskin bakışları ise üzerimdeydi.

"Dün okulda seni aradım ama Wooyoung'a sorduğumda derslerde olmadığını söyledi."

Chan'ın sorusuyla ne diyeceğimi bilememiştim.

"Nasıl ya sabah beraberdik okuldaydı."

Jisung pot kırdığında yüzüme inandırıcı bir gülümseme yerleştirmeye çalıştım.

love and war; hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin