Ayağım bir yere takıldığında düşecek gibi olmuştum ki Hyunjin anında belimden tutmuştu.
"Ya düşeceğim açsana gözlerimi!"
Tatlı bir sinirle söylendiğimde yüzünü göremesem de gülümsediğini hissedebiliyordum. Eve girdiğim an kapıda direkt gözlerimi bağlamış ve beni elimden sürüklemişti. Ne yaptığı hakkında ise en ufak bir fikrim yoktu.
Sonunda durabildiğimizde arkama geçip boynuma bir öpücük kondurdu ve gözlerimdeki bandanayı açtı. Gördüğüm manzarayla kocaman gülümsedim. Terası benim için süslemiş ve romantik bir şeyler yapmıştı. Ki Hyunjin böyle şeylere uzak biriydi normalde.
"Hoşuna gidiyor mu böyle şeyler bilmiyorum ama kendimce bir şeyler yapmak istedim."
Ensesini kaşıyarak konuştuğunda elimi uzatıp yanağını okşadım.
"Ben ne desem bilemiyorum... Teşekkür ederim."
Kafasını hafifçe oynatıp yanağındaki elimi öptükten sonra oturmam için sandalyeyi çekmişti. Benden sonra o da oturduğunda koyduğu şarabı yudumlamaya başlamıştık.
Son birkaç gündür beni mutlu etmek için jestler yapmaya çalıştığının farkındaydım. Onunla fazlasıyla mutluydum zaten ama Chan'la olan üç gün önceki konuşmamız kafama takılmıştı sadece. Fakat artık kendi dertlerimi ona yansıtmamam gerekiyordu.
"İlk defa böyle bir şey yapıyoruz sanırım ha?"
Gülümseyerek konuştuğunda ben de ona en içten gülümsememi sundum.
"İlk date'imiz olarak sayıyorum o zaman?"
"Hmm... Ama ben daha önce hiç date'e çıkmadım. Bana yardımcı olman gerekiyor. sanırım."
Buna şaşırmıştım. Açıkçası Hyunjin biraz... playboy havası veriyordu.
"Hiç sevgilin olmadı mı?"
Soruma karşılık muzip bir ifadeyle ensesini kaşıdı.
"Ciddi ilişkim olmadı. Ben biraz..."
Cümleninin sonunu getirmeye çekindiğini anladığımda yalancı bir sinirle kaşlarımı çattım.
"Sen biraz ne?"
"Tek gecelik takılmayı seviyordum işte anlarsın ya."
Evet, tam da tahmin ettiğim gibiydi. Bunu söylerken çekinmesi ona ayrı bir tatlılık katarken takıldığım nokta ise farklıydı. Bunu hissetmiş gibi elini elime uzattığında rahat tutabilmesi için ben de öne uzattım. Parmaklarını parmaklarıma sıkıca kenetlemişti.
"Ama sen beni değiştirdin. Ah Lixie... bilmiyorum. Kabul, ilk gördüğümde sadece görünüşün için sana vurulmuştum. Ama sonra zamanla seni izledikçe hareketlerin, mimiklerin her şeyin beni daha çok kendine çekti. Ve bu iyi bir şey değildi."
"Neden?"
"Çünkü daha önce kimseye gereksiz değerler vermeyen birini kendine aşık ettin. Ve o biri normalde asla yapmaya uğraşmayacağı şeylere kalkıştı."
Yüzüme mahçup bir gülümseme yerleşirken belli etmemeye çalışıp ayaklandım ve kucağına yanlamasına yerleştim. Elleri anında belimi sarmıştı.
''Ve o birinin aşık olduğu çocukta geri ona aşık olup o da asla yapmaya uğraşmayacağı şeyler yaptı."
yazardan
(!)
Felix kurduğu cümleden sonra dudaklarını sevgilisinin dudaklarına bastırdığında bir elini de ensesine atmıştı. Fazlasıyla sert başlamıştı öpmeye. Bu zamana kadar birbirleriyle doğru düzgün bir temasta bulunmamışlardı ve bu yüzden içinde halihazırda olan bu istek Hyunjin'in az önceki konuşmasından sonra daha da körüklenmişti. Şimdi ve bu ortamda olmayacaksa ne zaman olacak diye geçirdi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love and war; hyunlix
Fiksi Penggemar"ama o senin miydi, eğer beni bu kadar istediyse?"