Vedanın külleri

2.3K 150 27
                                    


        Gitmiştim. Kendimden, çağandan , temrenliden , mavi ay'dan, herkesten gitmiştim. Aylardır kimseyle görüşmedim. Mete , leya Ülkü esat yağız, doruk , zeynep amcam Salih hoca yengem hatta o adam ve yankı,hepsinden kaçmıştım.

Üç tuana vardı. O gün o sokak lambasının altında üç tuana da çağanı terketti. Birinci tuana o masum kız çocuğu, ikinci tuana acılarıyla olan tuana ve üçüncü tuana o gün o sokak lambasının altında kalbimi bırakan tuana ama o gün 3 tuana da oradaydı

Sarılamazdım. Çok istedim ama yapamadım. Çünkü sarılırsam bırakamazdım ama bırakmam gerekiyordu. Zaten beni bu hale benden saklananlar saklayanlar getirmemiş miydi? Tam tamına 58 gündür temrenliden uzağım. Kimse nerde olduğumu bilmiyor. Aradılar mı hayatlarına devam mı ettiler bilmiyorum.

Çağanla son görüşmemizden sonra kabuslarım arttı. Anca 1 saat uyuyabiliyorum. Gece çağandan ayrıldıktan sonra eve gittim. Küçük bir çantam vardı zaten . Telefonumu orda bırakıp çıktım. Sabaha kadar mezarlıktaydım annemin yanına gittim. Sonrada temrenliden ayrıldım.

Rüyamda hep aynı şeyi görüyorum. Sokak lambaları tek tek sönüyor ama ben hiç bişey yapamıyorum. Kaçmak istediğim en çok kendimdi. Çünkü ben oluşum bütün bu felaketleri yanında getirmişti. 58 günde değişen tek şey düzenim değil saçlarımda olmuştu. Artık uğraşamıyordum diye  kısa kesmiştim.

   Yeni başladığım bu okulda tek bir kişiyle bile konuşmamıştım. Sınıfımdakiler lal diye seslenir olmuşlardı. Ben kimseyle konuşmuyordum onlarda beni dilsiz sanıyorlar sanırım. Kimseyle konuşmuyorum çünkü onları tanımak onları düşünmek istemiyorum. Kiminle tanıştıysam benimle beraber bu bataklığa çekiliyor ve hayatlar mahvoluyor.

    Zilin çalmasıyla düşüncelerimden ayrıldım. Herkes sınıftan tek tek çıkarken ben  58 gündür her teneffüs yaptığım gibi kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Yazarların duyguları bu kadar iyi anlatması bende bağımlılık yaratıyordu. Son dersimiz boş olduğu için ders notlarını fotokopi çekmem gerekiyordu . Bu yüzden kırtasiyeye gideceğim aklıma gelince hemen ayağa kalkıp sınıftan çıktım.

     Kırtasiyeye gittikten sonra canım sıkılınca sahile gitmek istedim , sahil burdan uzak olduğu için metroyla gittim.  Sahile geldiğimde bi banka oturdum. Hava yağmurluydu. O yüzden üzerimde bir mont ve kafamda bere vardı. Yanıma birinin yaklaştığını hissedince kafamı o tarafa çevirdim.

      İki polis memuruydu. Bana baktılar. Ayağa kalktım.
" pardon bişey mi  oldu memur bey?" Dediğimde adam elindeki dosyayı açtı . Benim fotoğrafım vardı. Gerildim.
" adınız tuana naz tiryaki mi?" Dediğinde bizimkilerin beni aradığını anlamıştım. Polisleri geri de bırakıp sırtımda çanta varken koşmaya başladım.

     Polisler de peşime takıldıklarında bi yandan da durmam için bağırıyorlardı. Hızla metroya inip insanların arasına karıştım.  Bi köşeye geldiğimde montumla Beremi hızlıca çıkardım. O sırada metro gelince hemen insanların arasında metroya bindim. Bi köşeye oturduğumda nefes nefese kalmıştım.

     Bizimkiler beni bulmaları için polise mi haber vermişti. Madem öyle bu zamana kadar okulumu nasıl bulamamışlar. Kısa olan saçlarım önüme geldiği için onları geriye doğru attım. İneceğim yere yaklaşınca  beremi ve montumu giyip ayağa kalkıp kapının orda beklemeye başladım.


Metrodan indiğimde hızla kaldığım okulun yurduna yürümeye başladım. Oradaki polisler şimdiden beni gördüklerini her yere yaymışlardır . Ya kendim ortaya çıkmalıydım yada onlara beni bulmalıydı ama bana kalırsa hiç çıkmazdım. Kaldığım odaya geldiğimde montumu çıkarıp yatağıma uzandım. Biraz öyle durduktan sonra duramayacağımı anlayınca üzerime gri hırkamı geçirip bahçeye indim.

Banklardan birine oturup öylece durdum. Zaten 58 gündür de yaptığım farklı bişey yok. Hep oturuyorum. Yanıma biri oturdu ama dönüp bakmadım. Çünkü bizim sınıfta sürekli bakışlarını üzerimde hissettiğim Çınar olduğunu anlamıştım. Ne zaman beni yalnız yakalasa gelir böyle yanıma oturur bazen konuşur . Bazen konuşmaz ben kalkıp gitsemde sesini çıkarmaz.

  Ben iki türlüde konuşmazdım. Hiç konuşmamıştım ve onun bana lâl demesi sonucu sınıftaki lakabım öyle kalmıştı. Sanırım gerçekten dilsiz olduğumu düşünüyordu. Bende bozmadım. Bi süre daha oturduktan sonra ayağa kalktım. Temrenliye gitmeye karar verdim. Odamdan montumu ve beremi  alıp  okuldan çıktım.

   Koşmaya başladım. yorulmazdım diye temrenliye kadar koştum. Amcamların evinin önüne geldiğimde bahçede bizimkileri görünce onları izlemeye başladım. Gözlerim bi noktada durdu. Çağanın yanında bir kız  vardı. Uzaktaydım ama duyabiliyordum. Dinlemeye başladım. Karşılarına çıkmak için gelmiştim ama mutlu görünüyorlardı.
( medyadaki şarkıyı açabilirsiniz)

    Bahçeye sofra kurmuşlardı. Gülüyorlardı. Tek bir kişi gülmüyordu o da Meteydi. Köşede oturuyordu. Herkesten uzakta. Mavi ay Amcam yengem  Salih hoca yankı o adam ve bi kadın sanırım yankının annesi, herkes buradaydı. Herkesin güldüğünü görünce gülümsedimama kalbim acıyordu . Yeni kız kimdi? Bakışlarımı Mete'ye çevirdiğimde bahçe kapısına bakıyordu.
 
   

     Onun beklediği biri mi vardı? Çağan yanındaki Kıza  sarıldığında yüzü bana döndü. Mutlu görünüyordu . Kafasını kaldırmasıyla tam gözlerimin içine baktım.  Gözlerimden yaş akmasını engelleyemedim. Hızla ayağa kalktığında herkes ona baktı ama o bana bakıyordu .uzaktık ama benim olduğumu anlamıştı. Bana doğru gelmeye başladığında hızla  ters yöne koşmaya başladım.

     Kimse beni farketmemişti ama o farketti. Ağlıyordum ama koşuyordum. Annemin yanına gitmek istedim. Mezarlığa geldiğimde hemen annemin yanına gittim. 58 gündür gelmiyordum.
Yaşlı gözlerle gülümsedim.

     " anne ben geldim. Çok zaman oldu gelemedim ama şimdi geldim. Herkes mutluydu ha ne dersin? Olan bize mi oldu. O adam ailesiyle mutlu sanırım Böyle bahçede akşam yemekleri falan hazırlamışlar. Herkes gülüyordu ama gerçi Mete gülmüyordu. Bugün polis kovaladı beni. Sanırım her yerde beni arıyorlar. Amcamlara gittim. Bahçede sofra kurmuşlar keyifler yerinde görünüyordu. Karşılarına çıkmak için gitmiştim ama öyle bir manzara beklemiyormuşum. Olan sadece ikimize oldu anne sadece ikimize ." Dedim. Annemle daha çok konuşmak istiyordum anlatmaya devam ettim.

    " 2 aydır gelemedim burda değildim biliyorsun zaten görmüşsündür.  Yeni okula başladım." Dedim ve güldüm.
" okulda dilsiz sanıyorlar beni. Bende bozuntuya vermedim.boşversene." Dedim ve toprağı okşamaya başladım.
" yapabileceğimi biliyordun dime anne ? Çekip gidebileceğimi biliyordun. Beni tanıyorsun." Dedim aklıma polisler gelince yine güldüm.

  

    " gerçi polisler baya kovaladı. Bi tanıyamadılar galiba baya yüzüme baktılar. Bi koşuşum vardı keşke görseydin. Gücüm falan var ama kullanamadım. Bu sefer beni başka bi zaman yakalasalardı hastaneye kapatırlardı. Deney faresi diye kullanırlardı vallaha." Dedim ve kahkaha attım.

    Biraz daha durduktan sonra ayağa kalktım. Gitmem gerekiyordu.
   " ben gidiyim artık. Söz yine gelirim . Biliyorsun hızlı gelebilirim. Seni seviyorum sadece seni seviyorum ." Dedim ve mezarlık çıkışına doğru yürümeye başladım.

    Madem bu kadar mutlular neden arıyorlardı beni. Yada başkası mı arıyordu?  Koşmaya başladım. Okulumun önüne geldiğimde hava kararmak üzereydi. Kaldığım odaya çıktığımda yatağıma uzandım. Yarın Mete'yi arayacaktım. Konuşabilirmiydim bilmiyorum ama arayacaktım. Bunları düşünürken yavaş yavaş uykuya daldım.

Mavi ay'ın Sadecesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin