"Jungkook kendimi anne ördek gibi hissediyorum, git peşimden."
"Tanrı aşkına sana ne zararım var? Bırak geleyim işte." demiş ve dudaklarını büzerek tatlılık yapmaya başlamıştı.
Ve kesinlikle işe yarıyordu çünkü konuşmak için araladığım ağzım bir şey söyleyemeden kapanmıştı.
Jungkook en küçüğümüz olmasına rağmen sert birisiydi ve tatlılık yapmaktan kesinlikle nefret ederdi. Şimdi ise aniden yaptığı için tamamen savunmasız kalmıştım.
Özellikle o büyük gözleri ile herkese istediğini yaptırabilirdi. Ah, tabii bir kişi hariç.
Kim Taehyung.
Canım arkadaşım fazlası ile inat birisi olduğu için bu tür şeylere canından can gitsede kolay kolay kanmazdı. Cidden takdir edilesi bir özellikti sevdiği kişiye bile kanmayışı.
İşte tam bu yüzden Jungkook yaklaşık üç saattir peşimde dolanıyordu.
Kendisine benim yerime kralın yanında dolanmasını söylesemde bana yapışmış ve nereye gittiysem arkamdan gelmişti.
Özellikle talim alanında ben pratik yaparken boş boş oturmaktan sıkılmış ve bu seferde kendisi karşıma geçmişti kılıcı ile.
Yaklaşık bir saat boyunca bizi izleyen kalabalığın merkezinde vakit öldürmüştük.
Tam şu an ise yemek yemek için eve gelmiştim ve bir şeyler hazırlamaya çalışıyordum.
Sabah Yoongi gitmeden önce yemek yapsada sadece bana yetecek kadar vardı, ben de yanına başka yemek yapmaya başlamıştım Jungkook için.
"Taehyung seni neden kovdu hala anlamadım. Yoongi ile balo için hazırlık yapmıyorlar mı?" demiştim önümdeki sebzeleri ince ince doğrarken.
"Evet balo için uğraşıyorlar. Ama bana sürpriz olsun istediği için zorla gönderdi yanından." demişti o da yanımda sıcak suya attığım patatesleri karıştırırken.
"Balo ve senin aranda ne varda sürpriz yapıyor anlamış değilim."
"Değişik fantezileri var ben de bilemiyorum." demiş ve yüzünde açan minik bir tebessüm ile kıkırdamıştı.
Cidden birbirlerini fazlasıyla seviyorlardı.
Onun tebessümüne aynı şekilde karşılık verirken pişirdiğim pilavı almış ve içine haşlanmış sebze ve patatesi atmıştım. Birkaç baharat daha ekledikten sonra karıştırmış ve yanda duran tabaklara Yoongi'nin yemeği ile birlikte koymuştum.
Tabakları masaya koyarken ise konuşmaktan geri kalmamıştım.
"Boşver, bunun sayesinde benim özel tarifimi yiyeceksin. Yoongi bile yemedi kıymetini bil."
"Zehirlemeyeceksin değil mi?" dediğini duyar duymaz yanımda dikilen bedenine hafifçe vurmuştum.
"Sizi öldürmek istesem bir komutan olarak bu kadar basit yollara kaçmazdım Prens Jeon." demiş ve ciddi bir şekilde durmaya çalışarak masaya oturmuştum.
O da karşımda yerini aldığında cevap vermemeyi seçmiş ve yemeye başlamıştı.
Ben ise yemeden önce onun tepkilerini izlemeye başlamıştım. Ağzına aldığı ilk lokmada dudakları büzülmüş ve normalden daha yavaş yemeye başlamıştı. Başta beğenmediğini düşünsemde sonra gördüğüm büyümüş gözleri ile sevdiğini anlamıştım.
Yüzüme istemedende olsa bir gülüş konmuş ve ben de aynı sakinlikte yemeğimi yemeye başlamıştım.
* * *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drugelis ‡ Yoonmin
Romance"Bir kelebek kadar zarifsiniz efendim, ancak tıpkı onlar gibi de kırılgansınız. Size dokunurken, hatta bakarken bile incineceksiniz diye içim gidiyor."