Gerçekten ne olcak bizim halimiz?
Şu anda yapabileceğim tek şey Danny'nin dediğini yapmak. Sanırım bir hafta boyunca onunla kalmam gerekiyor.
-Tamam Danny. Seninle kalacağım, dedim ve sustum.
Danny teşekkür ettiğini belirtmek için başını aşağı yukarı doğru salladı. Ve böylece Danny ile yaşamaya başladım.
İlk gün fazla bir şey yapmadım.
Sonraki gün 2 arkadaşı ile geldi. Ben de tabii o meşhur nescafelerimden yaptım. Ellerini yidiler valla.
3. gün telefonda arkadaşlarımla görüştüm. Danny biraz geç gelmişti. Okulda spor kulübünün çalışması varmış (Size söylemeyi unuttum, bizim spor sanatlarına çok insan gelsede kimse bir şey yapmadı. Hepsi ya benim ya da Danny'nin fanıydı.) ne diyorduk? He, Danny geç geldi çünkü o gün spor kulübünün çalışması varmış. Neyse bu gün de böyle geçti, geldik 4. güne...
4. Gün Çarşamba günüydü. Ve bütüünn günümü evi temizlemekten geçirdim.
5. Günün akşamı Danny ile arkadaşları geldiler. Bu sefer 3 kişi gelmişti. Noluyo lan çoğalıyoruz!.. Geçenlerde de gelen çocuklardan tekinin kızıl saçları, eflatun gözleri ve fazla göze çarpmayın adaleleri vardı (bizim değişimizle Baklavaları). Adı Martin'di. Diğerinin siyah saçları, turkuaz gözleri ve onu cool yapan gözlükleri vardı. Onun da belli olmasa da adaleleri vardı. Adı Gary idi. Daha önce görmediğim çocuk çok sevecendi. Kestane rengi saçları ve karamel rengi gözleri ile aynı bir kestaneli pastaya benziyordu (biraz tuhaf bir terim ama). Onun da adaleleri vardı. Adı Martin'di.
Kısa bir zaman sonra her zamanki meşhur kahvemi yaptım. Onlar gittikten sonra Danny de yatmaya gitti. Bende yattım ve uyudum. Şimdilik bu kadar sanırdım ama yarın olacaklardan haberim yoktu.