Medyada Danny'nin annesi Alice.
O kadını bulmalıyım. Böylece neler olduğunu anlayabilirim.::::: Danny'nin Ağzından :::::
Alarmın sesiyle uyandım. Aslında yere kapaklandım veya yere çakıldım desem daha doğru olur. Saat daha 10 olmamıştı. Neden alarm bu kadar erken çaldı ki! Oysa ben alarmı 11'e kurmuştum!
(Anthony bi yerlerden hunharca gülmektedir)
En iyisi gidip kahvaltı edeyim. Babamların zoruyla bir gece burda kalmıştık. Bu gün ise eve dönüyoruz. Hemen yataktan kalkıp üstüme kısa kollu bir t-shirt giydim, altıma da bir şort giyip aşağıya indim (Y/N: Olayı çaktınız mı? Altına şort giymiş :D).
Herkes mutfakta toplanmış yemek yiyordu. Ben de bir sandalye çekip oturdum (sandalye değil taht mübarek).
"Bu sabah erkencisiniz Sir Danny. Yoksa gizemli bir biçimde alarmınız erken mi çaldı?"
"(fısıldar) Geri zekalı."
"Efendim?"
"Kan emeceğine git biraz yoğurt ye."
(Anthony diyecek laf bulamaz ve susar)
Vampir sofrasının insan sofrasından tek farkı bardaklara meyve suyu yerine kan doldurulmasıdır. Bunun haricinde hemen hemen her şey aynıdır. Yumurta, ekmek, peynir, zeytin, menemen, simit, domates, hıyar vb... Tek fark meyve suyu yerine kan içilmesidir.
Herkes masanın etrafını çevrelemişti. Babam, Anthony ve babam ve tekrar Anthony. Birileri eksik sanki ama? Buldum (^_^)! Alexis yok-ne? Alexis nerde (°o°)? Aslında hala uyuyor olabilir ama olamaz çünkü bu gün Cumartesi ve Alexis'in en sevdiği gün. Bu nedenle Alexis her Cumartesi sabahı 9'a kadar uyanır. Diyeceksiniz bunları nerden biliyorsun? Nerden bildiğimi ben de bilmiyorum.
"Baba Alexis nirde?"
"İngilizcemizi düzgün konuş Danny 'nirde' değil 'nerde'de değil 'nerede'."
"Konuyu değiştirme! Alexis nerde?"
"Bak yine aynısını yaptın 'nerde' değil 'nerede'. Hem neden bu kadar merak ettin ki?"
"... (hafiften kızarır)..."
"Oh! Anladım... Yoksa onu?"
"Baba!!!"
"Tamam tamam sakin ol. Alexis'i arkadaşı aradı. Bu gün arkadaşı ile alışverişe gitti."
"Alexis? Alışverişe? Ciddisin?"
"Yahu kaç kere söyleyeceğim düzgün konuş diye? 'ciddisin' değil 'ciddi misin'."
"Baba bana yalan söyleme. Alexis'i hiç tanımasam bile onun ne kadar üşengeç olduğunu anlayabilirim."
"Diyorum ki arkadaşıyla alışverişe gitti."
Babam bana yalan söylüyor. Evet, yine yapıyor. Yine bana yalan söylüyor. İnsanlar küçüklüklerini hatırlamazlarmış, sözde. Hala hatırlıyorum ben! Işıl ışıl gözlü, gümüş saçlı annemi. Hala hatırlıyorum beni nasıl okşadığını, bana o gün ne dediğini. Demişti ki 'kendine iyi bak, şunu bil ki seni çok seviyorum bebeğim. Maalesef bundan sonra yanında olamayacağım'. Daha sonra ise ne mi oldu? Biricik annem beni terk etti. O zaman babam bana ilk duyduğum yalanı söyledi 'annen anneannene gitti'. Allah aşkına böyle yalan mı söylenir?!! Kadın beni terk ediyor, baban sana anneannene gittiğini söylüyor. Diyelim gitti, neden dönmedi hala bu kadın? Bide insan biraz 'cool' bir cevap verir. Yani ne biliyim senin kayıp kardeşini bulmaya gitti falan der bi. Neyse!..
Acaba Alexis nereye gitti? Geçmişi hatırlarken onu tamamen unuttum. Belki de gerçekten arkadaşı ile alışverişe gitmiştir.
::: Alexis'in Ağzından :::
Acaba Danny şu anda ne yapıyor? Eminim hala uyuyordur çünkü Danny'nin en nefret ettiği gün Cumartesi günü. Bu nedenle hiperaktif (Türk diye bir ırkın teşhisiyle 'g*tünde kurt var) bir çocuk olan Danny bu günü akşama kadar uyuyarak geçiriyor. Bunları bir kenara bırakalım da Danny'nin annesini nasıl bulacağım ben?