Medyada Alexis'in giydiği elbise var.
Son sınavlar bitmek üzere. Şimdilik tüm notlarım iyi. Off bu gün Cuma ve en sıkıcı dersler var. Şuna bakın "Fen-Fen-Sosyal-Matematik-Türkçe-Türkçe -Fen-Sosyal-Matematik-Türkçe-Türkçe -Fen-Sosyal-Matematik-Türkçe-Türkçe - Türkçe-Türkçe -Türkçe-Türkçe -Matematik - Türkçe - Türkçe" Allahım böyle bir gün olabilir mi? Derse girdik. Allaha şükür ilk ders bitti de kurtulduk. Ama demoo daha çok ders var. Teneffüste Danny yanıma geldi. Yüzünde pişmanlıkla karışık utanç duygusu vardı. Ne diyecek acaba?
"Y-yarın boşsan b-benimle cafeye g-gelir misin?" Ne cafeye mi? Onunla, cafeye, yalnız, sadece ikimiz? Ay bana bişeyler oluyor. Ay bana fenalık geldi.
"E-eğer istemiyorsan sorun değil."
"H-hayır tabikide olur. Boşum, üstelik ben de ne zamandır dışarıya çıkmak istiyordum." Danny'nin yüzünde yine o dillere destan gülümsemesi vardı. Fakat bu sefer daha farklıydı. Sanki sonradan pişman olacağı bir şey yapıyordu. Neyse ki okul bitti ve eve geldim. Hemen yemek yedim, ödevlerimi yaptım ve mışıl mışıl uyudum. Sabah olunca ilk olarak kendimi banyoya attım. Çıktığımda karnım acıkmıştı. Buzdolabında bir şey yoktu maalesef. Odama gidip üzerime beyaz bir elbise giydim. Diz hizasında beyaz bir çorap giydim ve üstüme kısa beyaz montumu ve beyaz diz boyu çizmelerimi giydim. Beyaz çantamı alıp dışarı çıktım. Sokağa çıktığımda herkes bana bakıyordu. Genelde siyah giyinirken bu gün tamamen beyaz giyinmiştim. Trene binip buluşma noktasına geldim. Tam Danny'yi arayacaktım ki o beni aradı. Sanırım ikimiz de birbirimizi bekliyoruz. Telefonu açıp "efendim" dediğimde aldığım cevap "nerdesin ?" oldu. "Sen nerdesin?" diye sorduğumda oflaya puflaya "arkanı dön" dedi. Arkamı döndüğümde bana gülümseyen iki tane göz gördüm. Ahh Danny ah. Heyecan ve mutluluktan öldürcen beni. Ne yapcam ben seni. İlk önce biraz parkta oturduk, dondurma yedik. Daha sonra da cafeye gittik. Bayağı bi oturup konuştuk ve kahvelerimizi içtik. Ya Rabbim ben gerçekten de aşık mı oldum? Ya Rabbim ben gerçekten aşık oldum. Onu gördüğümde heyecanlanıyorum ve ne diyeceğimi şaşırıyorum. Bana şaka yapınca utanıyorum ve ben de istemsiz olarak gülüyorum. Acaba, acaba o da beni seviyor mu? Ya Rabbim beni aşk acısından kurtar. Biraz fazla konuştum. Artık ayrılma vakti geldi. Danny ile tam vedalaştım. Hemen eve gidip uyudum. Saat çok geç olmuştu. Aniden duyduğum bir ses ile irkildim. Sesin geldiği yere baktım. Bakmamla korkup ışığı açmam bir oldu. Çünkü ses camdan geliyordu ve camda hırsız vardı. Ama hırsıza benzemiyordu. O hırsız değildi. O bir insan değildi. Vücudu daha farklıydı. İnsan olamazdı. Ama sadece bir rüyaydı. Değil mi?