Peki şimdi ne olacak?
Bir vampir tarafından hapur hupur emilmek, benim değişimle yenilmek. Rabbim biliyor musun ben seni cok cok seviyorum, lütfen beni kurtarır mısın?
Ama çocukta taş gibiymiş be, ama vampir. Hmm ilginç...
Yine iç ses, yine ve yine. Bi sus be yat zıbar iç savaş. Onu bunu boşver de kaçmayı düşün Alexis. Yoksa yeneceksin.
-Ne oldu kedicik dilini mi yuttun?
-Bırak beni insan kılıklı yamyam!..
-O nasıl söz öyle yamyamlarda insan sonuçta. Üstelik yamyamlar insanların eti yer, ben kan içiyorum.
-Yaya tabi tabi...
-Onu bunu bırak da senin kanın 0, en sevdiğimden. Hem nadir hem lezzetli.
-Sen n-ne di-diyorsun b-be adam!!!
-Haha! Nasıl da korktun.
-Bırak beni!!!
Kendimi ileri doğru attım ve bir çırpıda kurtuldum. Ama bu uzun sürmedi. Beni tekrar yakalamıştı. Saat çok geç olmuştu. Çenemi tuttu ve yavaşça kaldırdı. Ne yapacağını anlamak zor değildi. Yavaş yavaş boynuma doğru eğildi. Ne kadar çırpınsam da boşunaydı, artık ümidimi kesmiştim. Yorulmuştum. Gözlerimi kapattım ve olacakları beklemeye başladım.
İşte tam o anda bir çıtır geldi. Gözlerimi açtığımda vampir çocuk yere yapışmıștı. Sanırım ona kısaca Anpet diyeceğim.
Anthony + Pete = AnpetKelime oyunu gibi oldu, An+Pet yani türkçe olarak bir hayvan
Şimdi farkettim de çocuğun suratına bir kedi yapışmış. Gerçekten komik. Haha.
NEE? SURATINA KEDİ Mİ YAPIŞMIŞ? Aa suratına gerçekten de kedi yapışmış asdghfdgh!!! Haha tipe bak zaaaa!!!
Ay bana bişeyler oluyor, ah gözlerim, ahh =_=
(Aşağı yukarı 2 saat baygın kaldıktan sonra)
Hıı... Neredeyim ben? Koko wa doko??? Aa duvarlar, bir kapı, şurada bir pencere var önünde bir de saksı. Şurada bir yorgan var ve bir yatak. Aa bak şurda da bir adet Danny var. Hadi el sallayalım.
-Nasılsın Danny? Biliyor musun seni çok seviyorum. Ama söylemeye utanıyordum. Muck muck :3 :3
Ha? Danny... Danny... bu isim tanıdık ama, çıkartamadım. Dur birazz... Danny, Danny
Danny mi? NE? DANNY Mİ??? O_O I am shocked. AZ önce ben ne dedim bilen varmı? Danny'ye itiraf ettim. Ah! My Allah. Aaaaaaaaaaaaaa!!!!!!!!! Aman, belki duymamıştır ya da içimden söylemişimdir. Neyse. Danny'ye kısa bir bakış attım. Aaa!!! Danny'nin yüzü kızarmış. Okulunun duydu mu?
-O vampirin tekrar sana saldırmasından korkuyorum. 1 hafta boyunca okula gitmeyip burda kal. Kimseyle görüşme. Senin kılına bile dokunamaz kimse. Hele o vampir, asla!..
-Danny sen ne diyorsun? Okula gitmemek, kimseyle görüşmemek, senle kalmak iyiymiş de KONUMUZ BU DEĞİL!!! Ben seninle kalamam. Hem okula gitmek zorundayız, ne kadar iğrenç bir şey olsa da.
-Konunun ciddiyetini anlamıyorsun Alexis. Benimle kal lütfen!
-Bana bir şey olmaz Danny. Endişelenme.
-Sen benim için özelsin. Benimle kalmayı kabul edersen sana asla dokunmam.
Danny yine kızarmaya başlamıştı. Ama bu sefer Bende! Çok geçmeden Danny'nin suratındaki kızarıklık yerini peach smile'a dönüştü. İtiraf ediyorum korkmaya başladım.
-Eğer bu odadan dışarı adımını dahi atarsaan... İşte o zaman, seni bir daha kurtarmam ve o vampir seni yer.
Dur bir dakika, o bunları nerden biliyor?
-Danny sen bunları nerden biliyorsun?
-Ee... Şey... Şey işte...
-Yoksa sen o kedi miydin?
-Bunu... da... nerden... çıkardın?
-Danny kısacık hayatımda vampir bile gördüm.
-Bunu öğrenmemen için hiçbir şey belli etmedim, ama evet Alexis. Ben bir kedi ruhuyum.
-GERÇEKTEN DE OHAAA!!! NEDİR BU BİRİ VAMPİR, BİRİ KEDİ RUHU???
-Sana söylemediğim için üzgünüm ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Gerçekten inanamıyorum. Ne olcak halimiz?