1.1

15 3 0
                                    

  Jun eve vardıktan sonra herşeyi dikkatlice ve derince düşünmeye daldı. Bi' yandan yüksek

sesle acı sözleriyle şarkı söyledi, bir yandan gitarina basa basa çaldı.

Gitarını hiç haykırarak ve ağlarken çalmamıştı.  Sonunda içindeki sinir ve acının karışık

hissiyle birlikte, gitarı alıp duvardan duvara vurarak parçaladı. Sanki tüm yaşadıklarının

üzerine acısını çıkarıyor gibiydi. En sonunda kendini yere attı.

Ağlamaktan kızarmış gözleriyle beraber parçalanmış gitarına bakıyordu. Kendini

toparlamaya çalıştı ve doğruldu. Herşeyi temizlemeliydi; onun fotoğrafları, telefon

numarası, sevimsiz yazılarını ve anılarını..

Telefonunu çıkardı, bildirim ekranında +99 mesaj ve 42 arama vardı Sona'dan.

Endişelenmiş olmalıydı. Sesini düzenledi ve arama tuşuna bastı. Dıtt, dıtt, dıtt..

---

Sona: Alo?! Jun, nerdesin sen? Çok meraklandım! İyisin değil mi? Neden aramalarıma cevap vermedin?

Jun: Alo..

Sona: Alo, Jun? Tanrım şükürler olsun.

Jun: İyi değilim, Sona.

Sona: Neredesin sen? 4 defa evine uğradım, gidebileceğin her yere baktım bulamadım seni!

Jun: Boşver. Bir süre beni yanlız bırakın lütfen.

Sona: Tanrım, sen bana mukayyet ol. İyi tamam ama beni devamlı arayacaksın? Başına birşey gelirse, sen ölmeden ben seni öldürürüm.

Jun: Tamam, bay bay..

Sona: Söz v-

*Telefon kapanır.*

Life Letters [Yeonjun+Onda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin