Aradan birkaç ay daha gelip geçti, Serim 7 aylık hamileydi. Çok yakında
bebekleri olacaktı. İkiside tatlı bir telaş içinde bebeklerini bekliyorlardı.
Onlar için hayat çok güzel bir hâl almıştı. Öyle hafif hissettiren adeta
göklerde uçuran duygular yaşıyorlardı.
Jun nöbetlerine gidiyor ve bazen izin alıyor çocuğunu taşıyan, gözlerinde
hayatı bulduğu kadının yanında duruyor; yükünü hafifletmeye çalışıyordu.
Serim ise karnı burnunda heyecanla bebeğini kucağına alacağı günü
bekliyordu. Bebeğinin cinsiyetini çok önceden öğrenmiş fakat babasına
hemen söylemek istememişti, ona bunu daha güzel bir anda söylemek
istiyordu. Artık kimse umurunda değildi hayatının en unutulmaz
zamanlarını yaşıyordu çünkü..
......
'Son sonbahar'Jun ve Serim'in tanışmasından bu yana üçüncü sonbaharı görüyorlardı. Daha sonbaharın başlarında olmalarına rağmen yapraklar sararmış ve dökülmeye başlamıştı. Bebekleride muhtemelen kışın başında doğacaktı. Belkide ilk kar onun doğduğa güne denk gelirdi.
Bu gün hava çok esmiyordu, Jun'da izinliydi zaten. Deniz kenarına gitmemek için bir sakınca yoktu. Jun, Serim'in son ayları olduğundan dışarı çıkmasına endişeleniyor fakat ona engel olamıyordu. Eninde sonunda sahil şeridine, Jun ve Serim'in ilk konuştukları yere geldiler..
Serim yaşamayı öğrendiği adamın elini tutmuş yürürken ona hayran hayran bakıyordu. Jun heyecanla eliyle bankı işaret ederek " Bu bankı hatırlıyor musun?" dedi. "Hiç unutmadım ki :)" gelen cevapla gülümseyen Jun bankın karşı tarafından denize doğru yaklaştı.
Serim: Jun, bebeğin cinsiyetini biliyorum.
Jun: Ne, doğduğunda öğrenmeyecekmiydik?
Serim: Dayanamadım ama. Sana söylemek için vakit arıyordum.
Jun: Neymiş bakalım küçük insanımızın cinsiyeti??
Serim: Söyleyim bari o kadar açıldı konu.
Jun: Evet, evet söyle hadi.
Serim: Pekalaa. Çok sevimli bir 'kız babası' olacaksın!
Jun: Cidden mi?
Serim: hmhm.
**Jun aniden Serim'e sıkıca sarılır.**
Jun: Seni ve küçük kızımızı çok seviyorum, sevgilim.
Serim: Bende sizi-
BAM!
Jun aniden gelen sese bir tepki veremeden sevdiği kadının kasıldığını ve
hızlıca nefesi içine çekmeye çalıştığını duydu. Kolları arasındaki kadına
baktığında son defa göz göze geldiler. Son defa hayatında görüp görebileceği
en güzel gözlere baktı. Daha sonra ise gözleri kapanırken kafası geriye düştü
ve yere yığıldı.
Serim sesi duymuştu ve boğazında aniden bir acı. Emin olamadı nefes almaya
çalıştı ama nafileydi. O birşeyler yapamıyordu, sanki kızı ve kendi kalp atış
sesleri kulağında yankılanıyordu. Son kez yaşama sebebi olan sevdiği,
kalbine adadığı adama baktı. Gözleri birleşmişti, birleştiği ve onun gözüne
son defa baktığı anda onunla yaşadığı her bir saliseyi hatırlıyordu. Ailesini,
kardeşini, kocasını, bebeğini uzun uzun bile düşünemedi; nefesi kesilmişti.
Jun kucağındaki kadına bakmıştı, kanlar içindeki karısına. 6 yıl okul okumuş
3 yıl çalışmıştı, her gün birçok vaka görüyordu ama o anda herşeyi unuttu
sadece karısını ve karnındaki bebeği düşünmek istedi ama o şokla sadece
baktı. Boynunu tuttu ve eline boşalan kana baktı, 'Serim.. Hayır hayır.'
yanındaki insanların sesini duyuyordu ama hiçbirşey anlamıyordu. Birisi
onu geri çekmeye çalıştı o an kafasını kaldırdı, etrafına baktı. Hani
neredeydi, onu kurtaracak biri lazımdı ama o kalabalığın içinde kimse yoktu.
Sadece karısına bakıyordu ta ki o kadar güçlü bir çığlık duyana kadar.
Gözleri ıslaktı etrafı bulanık görüyordu. Çığlığı duyunca kafasını çok hafif
çevirdi. Bulanık görmesine rağmen simayı hemen tanımıştı. 'Eun' elindeki
silahı sertçe yere atmış 5 metre ileriden Serim'e bakıyordu. 'Ne yaptım ben?!'
diyerek tekrar çığlık attı. İnsanlar vardı ve oraya bakıyorlardı ona doğru
yürüyorlardı. Eun bir hamlede yerdeki silahı kapmıştı. İnsanlar ona
tedirginlikle yaklaşırken 'Yapma kızım, sakil ol. Biri polisi arasın!' gibi sesler
duyuluyordu. İnsanlar üzerine geldikçe gerileyen ve denize yaklaşan kız
ayağı boşlayınca hemen öne atıldı ve son bir kez daha güçlü bir çığlık atarak
elindeki silahı kafasına götürdü ve tetiğe bastı. Eun'un cansız bedeni ise
denize doğru süzülürmüşcesine düştü. Ve insan çığlıkları..
Jun bunuda görmüştü ama tepki veremiyordu. Şoka girmişti, ne yapacağını
bilemiyordu. Karısının çevresinde birçok insan vardı. Onu tutan kişilerin
ellerinden sıyrıldı ve karısına doğru koştu , elini tutup başını karnına koydu
ve sarıldı. Sadece bunu yaptı birkaç saniye bunu yapabildi. Sonra gelen
sağlık ekipleride Serim'i aldılar ve hastaneye götürdüler.
...................
(Ç/N: zırlıyorum teşekkürler efendm.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life Letters [Yeonjun+Onda]
Fanfiction(TAMAMLANDI) -iki gencin birbiriyle yaşadıkları ve yaşayacakları, birbirlerine verdikleri umut damarlarınza enjekte edilecek.- dipnot: psikolojiniz güçlüyse okuyun sorumluluk kabul etmiyorum 🤠🤙🏻 Yeonjun+Onda yazılmış ilk fictir. [2.0 texting] Bu...