2.6

8 2 0
                                    

Ambulansla getirilen Serim' e kalp masajı yapılıyor ve acile alınıyordu. Sona

ve Binnie çoktan hastaneye gelmişlerdi. Jun ise kendine gelmiş ambulansta

müdahale etmeye çalışıyordu, göz yaşları içinde. Aklı almıyordu bunu.

İçeriye Jun'u almamışlardı , acilin önünde çökmüş sessizce ağlıyordu. Krem

rengi kazağının üstü kandı. Etrafta polislerde vardı fakat şimdilik yanına

ilişmiyor uzaktan kontrolü sağlıyorlardı. Eun'un ıslak cansız bedeni acile

girerken Jun ayağa kalkmış 'BUNU NEDEN YAPTIN?!' diye bağırmıştı. Aradan

10-15 dakika geçmişti. Acilin kapısı açıldı ve sedyenin etrafında polislerle

beraber ameliyathaneye doğru gittiler. Kimse birşey demiyordu, en sonunda

Sona Jun'u sakinleştirmek için 'Ameliyathaneye götürüyorlar bak demekki

ameliyat edecekler.'  diye kendince teselli ediyordu.

  Aradan ne kadar geçtiğini inanın kimse bilmiyordu.. Sadece ona yaklaşan

doktorlar vardı, 'Park Serim'in yakınları?' Jun cevap vermedi. Binnie doktora

yaklaşırken, Sona Jun'u tutup doktorun yanına doğru yanaştılar. 'Park

Serim'in 15.23 ölüm saati.' Bir anda bir ses yükseldi. Jun'un acı bir çığlığı.. 

Sona'da ağlıyordu Jun'a sarılmıştı. Binnie ise şoku atlatamamış sadece

bakıyordu. Doktor cümlesine devam etti 'Bebek doğdu fakat hayati riski

devam ediyor. Cenazenizi hastane morgundan polis izniyle alabilirsiniz. Başınız

sağolsun.'

  Bitmişti, tüm hayatı bitmişti. Nefesi kesilmişti artık o yoktu ve olmayacaktı.

Serim bunu haketmemişti, kesinlikle haketmemişti. Bu nasıl olabilirdi?

Saatler önce gözüne sevgiyle bakıp gülümsediği kadının ölüm haberini

almıştı. Kızını böyle karşılamayacaklardı çok mutlu olacaklardı hani? Hayatı

kararmıştı be şimdi en başa dönüyordu. Bu onun yüzünden olmuştu, Eun

onun yüzünden onu vurmuştu. Serim, Jun yüzünden ölmüştü. Serim ona hep

kızgın olacağını düşünüyordu çünkü o bebeğini göremeden ölmüştü.  Kızının

bile yaşayıp yaşamayacağı kesin değildi. Neden be neden?

***
  Aradan birkaç saat geçmişti hâlâ hastanedelerdi, Jun'un ifadesi alınmıştı

vesaire diğer şeyler yapılmıştı. Bebek hâlâ yaşıyordu, hayata tutunmaya

çalışıyordu. Babası ise hâlâ ağlıyordu, durmaksızın. Eun'un ailesi arkadaşları

felanda doluşmuştu. Hiçbiri tınlamamışlardı, tınlayacak durumda da

değillerdi. Jun zorda olsa konuşarak bebeğin yanına gitmek istediğini söyledi.

___________

Bebeğin yanına geldiklerinde camın arkasından bakıyorlardı. Küvezin

içindeki küçük bedene bakarlarken hiç kimse bir bebeğe bakıyormuş gibi

bakmıyordu. Jun bebeğe bakarken içindeki acıyı çok derinden ve net bir

şekilde hissediyordu... Hemşireler bebeğin babasını çağırdılar, Jun zor adım

atsa da gelmişti. Bir sandalyeye oturtmuşlardı, hemşireler kan içerisinde ki

adama değişik baksada seslerini çıkarmadılar durumu biliyorlardı. Jun'un

kucağına beyaz bir bebek örtüsü ile sarılmış, cihazlara bağlı minicik bir

beden  verdiler. Çok güzel kokuyordu, çok mimik ve narindi. Annesine

benziyordu.  Jun gözlerinden akan yaşlara daha fazla engel olamadı.

Life Letters [Yeonjun+Onda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin