four

306 25 2
                                    

Koşmak.

Evet. Bana tek iyi gelen bacaklarımı hissetmeyeceğim zamana denk koşmaktı. Çünkü sadece o zaman düşüncelerimi durdurabiliyordum.

Ah , bir de Jimin.

Ayağımın altında ki yaprakların ezilme sesi eşliğinde koşuyordum.

"Yavaşlasana salak!"

Jungkook'u dinlemedim çünkü hava kararana kadar içmiş , ağlamış ve eve geç kalmıştık. Jimin kapıyı elinde kocaman bir bıçakla açarsa buna şaşırmam.

Kapıyı çalmadan önce yüzüme tatlı bir ifade yerleştirdim. Kapıyı yarı çıplak açan Jimin'in yüzü beton gibiydi.

Onun aksine kıyaferlerim içki kokuyordu ve terlemiştim. Boğuk bir ses tonu ile

"Nerdeydin?" dedi ve bende sadece gözlerimi kaçırdım.

Arkamdan sarhoş Jungkook gelmişti. Sürekli gülüyordu. İkimizde sıra ile duş almıştık.

Jungkook ve Jimin koltukta oturuyordu. Daha doğrusu Jimin oturuyordu , jungkook garip haraketler yapıyordu.

Sonunda enerjisi bitince uyuya kalmıştı , Jimin üzerini örttükten sonra odasının kapısına ilerliyorken kolundan tutmuştum.

"Jimin üzgünüm haber vermediğim için."

Agresif hali yerine ağlamaklı ifadesi geçmişti. Jungkook uyanmasın diye fısıldıyordu.

"Senin içki içmen yasak bunu biliyorsun. Her gün benden habersiz bir yerlerde başına bir şey gelir diye ödüm kopuyor."

Yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Odasına onunla beraber girdim.

"Beraber uyuyalım mı?" kafasını aşağı yukarı salladı.

"Ama bu kıyafetlerle değil."

Yüzümü yüzüne yaklaştırdım.

"Çıplak mı uyuyalım?"

...



Serçe Parmak (vmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin