[Yuu Otasaka]

980 39 10
                                    

Alışveriş sırasında beklerken gözlerin yırtık ayakkabılarına takıldı.Ekonomi bu kadar bok gibi olmasaydı hemen bir işe girip bir tane alacaktın ama ne iş vardı ne de para.Ülke batmanın eşiğine gelmişti.Hayır senin şu an gerçekte bulunduğun ülkeden bahsetmiyorum.Orası sandın değil mi? Ama değil..1630'lar'da herhangi bir ada ülkesini düşünebilirsin.Aynı şeye denk geliyor sonuçta..

Duyduğun bağırınma sesleri ile iç çekip kafanı ayakkabılarından kaldırdın.Kadınlara hala gereğinden fazla değer verilmemesi çok acıydı. Ön saflardaki bir erkek kadını itekleyip önüne geçmeye kalkıştığından tartışıyorlardı.Kadın yerini vermek istemedi.Adam kadını itip yerdeki çamur birikintisine düşmesine neden olunca sinirlerin tavan yapmıştı.Zaten ekonomiye sinirliydin..

Elindeki domatesleri bırakıp yerden bir kalas aldın ve kafandaki ince uzun korsan şapkası ile yüzünü iyice örttün.Sonra da hızla iyi giyinimli kel adama doğru koşmaya başladın. Yanından geçerken kalası kafasına vurarak kafasında parçalanmasını sağladın ve hızla koşarak ordan uzaklaşmaya başladın.Bir gün de domates yemesen bir şey olmazdı. Tüm hızınla koşarken izini kaybettirdiğini fark ettiğinde durdun. Arkanı döndün ve geri geri temkinli adınlar atmaya başladın ama çarptığın bir beden sendelemene neden olmuştu.

Arkdandaki kişi dönmene izin vermeden iki eliyle koluna yapışmıştı. İki kolunun da tutulduğunu fark edince bir değil iki kişi olduklarını fark etmiştin

"Küçük hanım.Kalası kafasında parçalayacak daha iyi birini bulamadın mı?"

"Boş versene Rick.Akşama bize eğlence çıktı. Buna bir güzel işgence eder salarız."

Sen debelenirken iki silahlı polis yürümeye başlamıştı bile

"Orası kesin iş Salvador.Ama son zamanlarda biraz sıkışığım.Ben işkenceye katılmak yerine siz hallederken evini yağmalayacağım sanırım"

Ne diyordu bunlar?Ne işkencesi ne yağmalaması? Vurduğun adam kimdi ve neden onun uğruna sana bunları yapacaklardı?

"BIRAKSANIZA BENİ!BEN YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADIM!HAK ETTİ!"

"Sakin ol küçük hanım.Biraz daha debelenirsen seni şuracıkta öldürürüm kimsenin haberi olmaz. Merak etme seni Lord'un yanına götürüyoruz. Maalesef ki ondan onay almadan bir bok yapamıyoruz"

Pala bıyıklı adamın dediklerini yanındaki adam onaylamıştı.Yani şimdi..Lord'un yanına gidiyordunuz. Ülkeyi bu hale getiren aptalın yanına.. Sesini çıkarmadan yürümeye başladın.Madem ölecektin ona da iki çift lafın vardı.

Görkemli sarayın önüne geldiğinizde yanındaki iki adamın yerini başka iki adam almıştı.Kırmızı kıyafetleri ve düzgün görünümleri ile Lord'un üst düzey korumaları oldukları hemen anlaşılıyordu.Seni kollarından tutmak yerine yanında yürüyüp yol gösteriyorlardı.

Sarayın içine girip tam üç kapı geçtikten sonra ancak ana alana giriş yapabilmiştiniz.Bina çok eskiydi ve dökülüyordu.Senin evinden farkı yoktu. İçine girmek dahi istememiştin ama yapacak bir şey yoktu.Labirent gibi koridorlarda yürüdükten sonra ana salon olduğunu tahmin ettiğin yere gelmiştiniz.Oda bomboştu. Sadece ciddi ciddi yaklaşık üç metre boyunda diyebileceğin,üzeri renk renk görkemli taşlarla kaplanmış bir taht vardı.

Ha bir üzerine oturan olduköa cılız bir adam

Lord bu olmalıydı.Onu daha önce hiç görmemiştin.Herhalde utancından halk önüne çıkamıyor diye düşündün

"Siz çıkın.Kızla ben ilgilenirim"

"Lord Otasaka.Emin misiniz?"

"Evet.Çıkın."

anime karakterleri ile hayal et  [one shot]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin