Bordo rujumu sürdükten sonra banyoya girerek saçlarımı düzleştirdim. Kot şort ve aynı tonlarda kot gömlek giymiştim. Sahilde parti vardı ve kızlarla oraya gitmeye karar vermiştik.
Yarım saat kadar sonrada Buse'ler ellerinde torbalarla bize gelmişlerdi. Şimdiyse aşağıda bir aşk filmi izliyorlardı. Dolaptan toprak renginde bir sandalet ve vaz geçilmezim deri ceketimi alarak aşağıya kızların yanına indim.
"Ben Bella'nın aptal olduğunu düşünüyorum. Orada Taylor varken sen neden elin vampirini seçersin ki?" Eylül bir yandan halka küpelerini takmaya çalışıyordu. Azra Eylül'ün koluna vurunca Eylül elindeki küpeyle birlikte yere düşmüştü.
Annemin okuma köşesine geçerek biraz sonra çıkacak kavgayı izlemeye başladım. Eylül ellerini üzerine silerek Azra'ya bakmaya başladı.
"Eylül seni evire çevire döverim bak beni sinirlendirme! Sakın Edward'ıma laf etme seni yolarım!" Eylül kaşlarını kaldırarak Azra'ya bakmaya devam etti.
"Ne yani kimse Bella'nın Edward'ı kullandığını inkar etmez. Kız yaşlanmamak adına çocuğa yavşıyor. Yoksa kim Taylor'ı red eder?" Eylül işaret parmağını kafasına vurarak, "Düşün biraz, saksıyı çalıştır diyeceğim de ondan sende yoktu, pardon." Eylül küpesini de alarak mutfağa gitti.
"Mal bu kız vallaha." Azra ekranı öptükten sonra TV yi kapatarak telefonunu alarak oturma odasından çıktı.
Param ve telefonumu cebime koyduktan sonra evden çıktık. Buse koluma girerek kulağıma taksi çağırdığını fısıldadı.
Yol boyunca Azra ve Eylül didişmişlerdi.
İskelenin oradan yüksek seste müzik yükseliyordu. Birden içimdeki çılgın Nilhan ayaklandı. Biraz sonra ateşi ve insanları gördük. Büyük bir DJ seti kurulmuştu.
Aslında sölen gibi bir şeydi. Oyunlar oynanacak ve en sonunda denze girilecekti. İnsanlar ateşin etrafında dans ediyorlardı.
Eylül elindeki biletleri içeklerin yanında oturan kıza vererek 4 bira ile bir kaç metre ilerdeki kumlara oturdu. Sırayla Azra ve ben otururken Buse telefonuyla ilgileniyordu. Azra Buse'yi kolundan çekerek kumlara düşmesini sağlamıştı.
Sahilin ortasına ateş yakılmış ve etrafında insanlar dans ediyorlardı. Oturmak için ne bir sandalye ne bir masa vardı.
Buse ve Azra hızla kalkarak ateşin etrafında dans edenlerin arasına katıldılar. Eylül'de ayağa kalkınca şaşırmıştım. Utangaç Eylül dans edecekti ha?
"Bir arkadaşımı gördüm. Hemen gelirim." Uzanarak bir bira açarak yudumlamaya başladım.
Gülerek dans etmeye devam ettim.
"Evet şimdi ateşi biraz daha alevliyoruz. İlk oyun sandalye kapmaca için lütfen gördüğünüz sandalye çemberi etrafına toplanın." Dj müziği durdurmuştu. Azra elindeki birayı Eylül'ün eline tutuşturarak topluluğa koşmaya başladı.
"Ben kaçar." Buse koşmaya başlamıştı bile. Eylül sinirle kollarını bedenine sarmıştı.
"Sen gitmeyeceksin değil mi Nil?" Eylül'e öpücük atarak Buse'yi takip ettim. Arkamda sinirli bir Eylül bıraktığımın farkındaydım.
Yaklaşık otuz kadar kişi toplanmış daire oluşturmuştu.
"Evet gençler başlıyoruz." Kırmızı bereli Dj müziği açarak oyunu da başlatmış olmuştu.
Sandalyelerin etrafındaki grup yavaşça hareket ederken müzik durmuş ve sağımdaki sandalyeye çömmüştüm. Yaklaşık 7-8 kişi ilk turda elenmişti. Müzik yeniden başladığı sırada Dj setinden yeni anons duyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ın Kalpteki Yeri & CEHENNEM
RomanceOna bakmak cehennem alevlerine bakmak gibiydi. Ona bakmak cennette yanmak gibiydi. Ona bakmak ölümle yaşam arasında kalmak gibiydi. Ona bakmak ölüyken nefes almak gibiydi. Ona bakmak karanlıktaki karanlık gibiydi. Ona bakmak... Kurtuluşa bakmak gibi...
