2.BÖLÜM: LAVİNİA

40 5 0
                                    


Gözlerim Sarp'ı ararken arbayla uzaklaştığını görmüştüm. Bu da neydi?

"Hadi." Burak'ın peşinden ilerlemeye başladım. Hala üzgün olduğunu belli eden tek kelime etmemişti. Niye biraz empati kurmuyordu ki? Öküz, manda, amele sümüğü, domuz, götlek, çorap...

"Hadisene! Seni mi bekleyeceğim sabaha kadar."diyerek düşüncelerimi yarıda kesmişti domuz. Topuklarımı yere vura vura arabaya bindim." Bunun hesabını vereceksin." Konuşma tınısı küçük harflerdi. Birazcık, birazcığın çeyreğinin de çeyreğinde tırsmıştım.

3.Sayfa Milliyet haberi: KORKTUĞU İÇİN YALAN SÖYLEYEN 17 YAŞINDAKİ N.G AĞZININ VE BURNUNUN YER DEĞİŞTİRMESİ SONUCUNDA ÖLÜ OLARAK BULUNDU.

Kesinlikle başlık bu olurdu. Burak sıklıkla bana dönüyordu ama tek kelime etmiyordu. Sinirliydi, sinirli olduğunda konuşmayı seçmediğini öğrenmiştim.

"Bir daha Sarp'la yanyana bile gelmeyeceksin!" Tamam düzeltiyorum.

1. Sayfa Milliyet haberi: AŞIRI KORTUĞU İÇİN BEYNİ, KALBİ, BÖBREKLERİ, CİĞERLERİ, DALAĞI, MİDESİ VE DAMARLARI PARÇALANAN 17 YAŞINDAKİ N.G FECİ BİR ŞEKİLDE CAN VERDİ.

Kesin böyle olurdu.Ama dalak neydi şimdi?

"Anladın mı!" Burak'ın kükremesinden sonra ellerimi nereye koyacağımı şaşırmıştım. "Anladın mı dedim!" Arabayı aniden durdurmuş ve arabadan inmişti. Onun beni çıkarmasından önce arabadan ben inerek gururumu bir nebze de olsa kurtarmıştım.(!)

Kolumu tutarak beni arabaya doğru itmiş ve üzerime gelmişti. "Siktiğiminin bir kelimesi lan! Bir kelime!" Sanki vücudumun her bir noktasına iğneler batırılıyordu. "Cevap versene!" Bağırmasıyla eş zamanlı olarak kolumu sıkması daha çok artmıştı. Tabiki de kitap ve filmlerdeki gibi ' Bırak kolumu,canımı acıtıyorsun.' Tepkisini vermemiştim. Sadece susmuştum. "Sana cevap ver dedim." Fısıltısı kulaklarımı okşarken gözlerimi kapatarak ve başımı geriye atarak o tınıyı bir kez daha duymayı istedim. Damarlarımdaki soğuk kan tam istediğim sıcaklığa ulaşmıştı.

"Böyle bir şeyin olması imkansız biliyorsun değil mi?" Hala gözlerim kapalıydı ve sesim mayhoş çıkmıştı.

"İmkansıza inanmam." Sıcak nefesi suratıma çarpınca gözlerimi açarak ona bakmaya başladım. Neden inanmıyorsu ki imkansızlığa? Eğer ben onun düşüncelerini şu an okuya mıyorsam imkansız diye bir şey vardı. Uzatması anlamsızdı.

Kusurlu imkansızlıktı değilmi onun inandığı. O günkü konuşması geldi aklıma. Beynimdeki televizyonun güç düğmesine basılmıştı ve ben oradaki konuşmaları dışarıdan izlemeye başladım.

"Hem neden imkansızmış?" Ah! Yine o ve fısıldaması...

"O arkadaşım." Gözlerimi yeniden kapattım. "Ayrıca Sarp iyi birisi." Kollarımı sert ama bir o kadarda yavaşça başımın iki yanına sabitledi. Gözleri alev alevdi. Tek kaşını havaya kaldırmış ve burun delikleri büyümüştü.

"Bir daha söylesene," Bunu kışkırtıcı bir yapmacılıkla söylemişti. Burnunu boynuma sürttüğünde "Kaç kişiyi uyuşturucuya başlattığını bilmiyorsun. İçki ve sigarayı saymıyorum." Sesi boğuk çıkıyordu ama yinede bende bomba etkisi yaşatıyordu. Nefes alışlarım hızlanmıştı.Boynuma öpücükler bahşedip dudaklarını sürtüyordu. "Lanet olsun!" Kollarımı bırakarak geriye çekildi ve yere oturarak cebinden sigara paketini çıkardı.

"N'oldu?" Bende onun gibi yanına oturarak bacaklarımı kendime çektim. Bana dönerek gözlerini sinirle yumdu.

"Sana sinirli kalamıyorum. "Gözlerimi kapattım. Bu cümleyi ve sesi boş bir sandığa koyarak kilitledim. Beynimin en ucra köşesine yolladıktan sonra beynimde atan kalbimi susturmaya çalıştım. Ah! Yüksek ateşten havale geçirebilirdim. Sanki damarlarıma kocaman düğümler atılmıştı. Ve bu düğümler sayesinde kalbime kan pompalanmıyordu. "Kokun," durdu ve derin bir nefes aldı."Nerede durmam gerektiğini biliyorum ama daha fazlasını istiyorum." Başını geriye atarak elleriyle saçlarını karıştırdı." Eğer yok oluşum senin ellerindeyse, bir dakika daha bekleme." Kalbim küçücük bir kavanozun elinde atıyordu sanki. Alanı dardı ama yinede atmaya çalışıyordu.

Aşk'ın Kalpteki Yeri & CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin