14.BÖLÜM:KARANLIK

19 1 0
                                    

İkilem. İki seçenek arasında takılı kalmak. Farenin kapana kısıldığı gibi.

Hayır hayır, daha kötü.

Şey gibi, korktuğun halde korktuğun şeyle yüzleşmek gibi.

Ölümle tanışmak gibi. Bu hayatta sadece doğmak ve ölmek bir kez yapılır. Ama kalıcı bir iz bırakırdı ikiside.

Eylül'lerden çıkarak eve yürümeye başladım. Cafede bizimkiler ve Onurlar bir birine girmiş ve kavga çıkmıştı. Bana Su diye seslenen çocuk arkadaşının ısrarıyla yanımızdan uzaklaşmıştı.

Cafeden atılmıştık.

Ardından Eylül'lere gelmiştik. Buse ağlarken ben uyumuştum. Saat onu geçmişti. Aslında orada kalacaktım ama annem okuldan kaçtığımı öğrenmişti.

Yarım saatlik yürüyüşten sonra evde olacaktım.

Hava kuru ve soğuktu.

Burak'la neredeyse hiç konuşmamıştım. Yüzüm yoktu. Ona onu öpmek istediğimi söylemiştim. Ama aklımdan hiç öyle bir şey geçmemişti. Yoksa geçmiş miydi?

Bana ilk defa kapılarını açmış ve kendinden bahsetmişti. Doğum gününden sonra.

Onun iyi olmadığını biliyordum, ama babasını öldürmeye çalışmasına ben bile şaşırmıştım. O eksikti, o yalnızdı, o ölüydü. O kendinde yaşama hakkını bulmuyordu.

Bende böyleydim. Neden? Sorusu benim sorumdu. Her şeyi kapsardı bu soru.

İlerideki küçük markete girerek kahve reyonunda ilerlemeye başladım.

Damla sakızlı kahvelerin olduğu bölüme gelince son kalan pakete uzandım. Aynı anda bir el benim elimin üzerinden uzanmış ve paketi almıştı.

"Ama ben alacaktım."

"Şansa bak ki ben aldım." Baran'ın sesini duyunca bakışlarımı kaldırarak ona baktım. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. O da şaşırmıştı. "Şansa inanmazdım." Ellerini cebine attı.

"Bende şansızlığa inanmazdım." Arkamı dönerek içeceklerin olduğu bölüme ilerledim.

"Seni gördüğüme bende sevindim." Cevap vermeden içeceklere göz gezdirdim. Aslında ilgimi çekmemişlerdi. Abur cuburların yanına ilerleyerek çikolatara göz gezdirdim. "Benden mi kaçıyorsun sen? İşte buna gülerim." Sırıttığını tahmin edebiliyordum.

"Tabii canım, senden kaçıyorum." İki kalıp bitter çikolata alarak kitapların olduğu bölüme ilerdim.

Yeni gelen kitaplardan birisini elime alarak önce dış görünüşünü, ardından arka kapağını, ön sayfasını ve ortalardan bir sayfasını okudum.

"Haftaya yeni bir dansla dönüyoruz, işte ben buna eğlence derim." Elimdeki kitabı bırakarak başka bir kitaba baktım.

"Ayrılmayı düşünüyorum." Kitabı yerine yerleştirerek filmlerin reyonuna ilerledim. Bir aksiyon filmi alarak konusunu inceledim.

"İddiaya girerim ki seni üzeceğim ve sen ayrılmayacaksın."

"İddiaya girerim ki beni üzemezsin, eğer üzersen devam ederim ve tüm gece seninle dans ederim." Elimdeki filmi koltuk altıma sıkıştırarak o korkunç gözlerine odaklandım.

"Seninle bir gece dans için her şeye razıyım." Elimdekilerle kasaya ilerledim. Baran tam arkamda sırasını bekliyordu.

Beni tanımıyordu ve bana nasıl zarar vereceğini bilmiyordu. Yazık.(!)

-3 gün sonra-

"Bırak şu telefonu Azra, yeter." Azra'ya bağırdım. Ama o hala elindeki telefonla ilgileniyordu. Eylül koluma girerek beni sınıftan çıkarttı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk'ın Kalpteki Yeri & CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin