Sarıya dönük kumral saçlarımı düzleştirdikten sonra kirpiklerime rimel sürmüştüm.
"Ben çıkıyorum" diyerek evden bağırarak çıktım. Artık kim duyarsa. Şapkamı düzelterek deri ceketimden telefonumu çıkardım.
İşte Nilhan Barlas berbat bir güne daha başlıyordu.
Kulaklığı takarken Dünyayı sallayacak bir düşüş gerçekleştirmiştim. Lanet olsun! Tamda okul giriş saati! Hemde caddenin ortasında! Etraftaki yakışıklı grubundan gülme sesleri yükselirken aldırmadan ayağa kalkarak üzerimi düzelttim. Siyah kazağıma çamur sıçramıştı. Tamam kazak zaten eteğin içindeydi ve baş parmağım kadar yer kirlenmişti. Cebimden peçete çıkarak çamuru temizledim. Ceketin fermuarını kapatarak önüme dödüm.
Okula yaklaştığımı çığlık seslerinden anlayabiliyordum. Sevgili güvenlikçimize nefret dolu bakış yollarken önüme Semih çıkmıştı elindeki mosmor solucanı üzerimde sallandırıyordu! Çığlık atarak kaçmaya başlamıştım.
Arkamdan koşarak geliyordu ve kolumu tutmuştu. Sen o solucanı ellediğin elinle bana mı dokundun!
Semih'e dönerek gözüne öyle bir yumruk attım ki kasaptaki o seslere benzemişti. İstediğimde öylede güçlü olurdum. Elindeki solucanı yere atarak gözünü tutmaya başladı.Hemde az önce solucanı tuttuğu eliyle!
"Senin ebeni sikerim Semih!Sana kaçıncıya söylüyorum lan bana elinde insan haric canlıyla gelme diye!" Hem bağırıyor hemde üzerine yürüyordum. "Aptal! Öl ,geber ,pislik!" Semih eli gözünde inliyordu. Az bile vurdum! İki yıl dövüş sanatları kursuna gittim lan ben ! O solucan bana değseydi var ya...
"Of be kızım,gözümü çıkarıyordun!"dedi inleyerek.
"Hak ettin! Bu son ikazım bir dahakine harbiden çıkarırım gözünü!" Şapkamı düzelterek okula girdim. Merdivenlerden aşağıya inerek kantinin önüne geldim. Telefonumu alarak ' I'm Sex I Know İt' şarkısını açtım. Hoperlorü açarken içeride oturan bizimkilere baktım.
Elimde telefon ve hoparlör da çalan şarkı eşliğinde içeriye girdim. Herkesin gözü üzerimdeydi neredeyse. Bizimkilerin yanına gelince deri ceketimi çıkararak Can'ın suratına attım. Şapkayıda çıkarırken Bora'nın ıslığına gülerek şapkamıda ona attım. Havada yakalamıştı pislik.
Bu kadar yeterli diyerek şarkıyı kapatarak sandalyeye oturdum. Buse gülerek " Ne bu sevinç mutluluk?"diye sorunca kahkaha atarak
"Az önce Semih'in gözüne halis mulis Türk yumruğu attım."dedim. Hepsi güldü. Sinirlenince neler yaptığımı iyi bilirlerdi.
"Acaba bu sene öğrenci değişim programıyla ne gibi kurbanlar yakalayacağız." Can'a gülerek baktıktan sonra göz kırptım. Biz onlarla eğlenirken Buse onlara aşık oluyordu.
"Buse, Bora,Can ve Nilhan. Hemen müdürün odasına." Arkamızdaki Geometrici seslenmişti. Dördümüzde ayağa kalkarken hepimiz şaşkındık.Çünkü bir haftalık mola vermiştik eğlencemize. Paytak adımlarla üst kata çıkarken Can
"Ne yaptınız lan benden habersiz ?"diye sorunca herkes bana bakmıştı.
"Ben bir şey yapmadım." Müdürün odasının önüne gelince Bora kapıyı çalmadan içeriye girmiş ve deri koltuklara yerleşmeye başlamıştık.
"Demek geldiniz. Ben bile bu kadarını beklemezdim."diyen müdüre dönünce yanında sivri biber Sevil'i gördüm.Müzik ders öğretmenlerinden biriydi ve bize genelde eski kocalarını anlatırdı. Kadın tam 6 kere evlenmiş! Elin karısı 6 kere evlenirken bende koca adayı bile yoktu. Kesin evde kalacaktım!
"N'olmuş ki?"diye soru soran Buse'ye müdür ani bir çıkışta bulunarak bağırmıştı.
"Ne olmuşmuş! Birde utanmadan soruyor! Sevil hoca adına Twitter açıyorsunuz ve; Benim neden hiç ilişkilerim uzun sürmüyor? Çünkü benim saçlarım yağlı zaaa, Neden kızlara saçlarını toplatıyorum? Çünkü benimkiler yağlı,sıksan o yağla patates kızartır üzerine yumurta kırarsın zaaa.Geçen sivilcemi sıktım aynaya yapıştı XD zaaa. Sümüğümün tatı tuzluymuş zaa XD. Devam edeyim mi?" Komik olansa hocanın 'xd ve zaa'ları yazıldığı gibi söylemesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ın Kalpteki Yeri & CEHENNEM
RomanceOna bakmak cehennem alevlerine bakmak gibiydi. Ona bakmak cennette yanmak gibiydi. Ona bakmak ölümle yaşam arasında kalmak gibiydi. Ona bakmak ölüyken nefes almak gibiydi. Ona bakmak karanlıktaki karanlık gibiydi. Ona bakmak... Kurtuluşa bakmak gibi...
