10.BÖLÜM: GERÇEK KÖTÜ

46 3 0
                                    

MULTİMEDİA: BARAN ATAY

Yok oluştur bazen nefes almak.

Nefes almakta ölümdür ama..

Unutulmak ve ölüm kaçınılmaz bir ikilidir. Size gerçeği acımadan suratınıza vurur. Bende size bir gerçeği söyleyeyim. En fazla bir yıl.. sonrasında hiç var olmamışsıız gibi devam edecek hayat onlar için..

Ölümün acı yüzünü ve sizi unutacaklar.

Beş dakika, beş dakika sonra hayatta olacağınıza dair hiçbir kanıt yok elinizde.

İnsanlar değerli varlık bile değillerdi. Yaşadıkları çevreyi bile mahfediyorlardı. Kendi kanlarından olan insanları bile gözlerini kırpmadan öldürebiliyorlardı.

"Öyle bir şey yapmayacaksın." Çarpık bir şekilde önce gülmüş ardından benden uzaklaşarak kütüphaneden çıkmıştı.

***
Banyodan sonra üzerime siyah tayt ve siyah babamın tişörlerinden birini üzerime geçirerek salona indim. Yabancı bir filmde durarak izlemeye başladım.

Burak kızın neler söylediğini biliyordu. Nasıl öğrenmişti ki?

Kanepeye uzanarak izlemeye devam ettim.

Sabah uyandığımda saat daha yeni beş olmuştu. İnanamadığım bir şekilde gözlerim açılmıştı.

Mutfağa geçerek kendime kaşarlı tost ve kahve hazırladım.

Tom ve Jerry'nin ekranda olduğunu görünce oturup izlemeye başladım. Saat ilerledikçe yemeğimi yemiş ve üst kata çıkmıştım.

Okul eteğimi ve kırmızı kazağımı üzerime geçirerek aynada saçlarımı at kuyruğu yaptım. Kazağımın uçlarını eteğime sokuşturdum. Siyah sırt çantama bir kaç kitap ve defter tıktıktan sonra yatak odasına girerek annemin evde yokken kullanmam için bıraktığı paralardan alarak saçımı düzelttim.

Boynumda annemin bana geçen sene alıp daha sonra kaybettiğim kolye vardı. İki adet küçuk gümüş kılıçlar çapraz bir şekilde içiçeyken sap kısımlarında yeşil ve kırmızı taşlar vardı.

Ben bunu taktığımı hatırlamıyorum. Unutmuş olabileceğimi hatırlayarak boşverdim.

Odamda rimel ve eyeliner sürdükten sonra deri ceketimi giyerek evden çıktım.

Annem akşam aramış ve yeni bir fırça çekmişti.

Sırama oturarak başımı sıraya yasladım.

"Nil! Ayla'nın sana anlatacakları var." Azra kulağıma bağırmış ardından üstümden atlayarak yanıma oturmuştu. Ardından Eylül, Buse ve Ayla.

"Başlıyorum. Akşam sinan ve ben sinemaya gittik. Bilirsiniz arkada mısır yerine birbirimizi yedik." Herkes küçük kahkahalar atarak gülmüştü. Azra elini omzuma atarak konuştu.

"Aaa! Nilhan nerden bilsin. Ben onun lez olduğunu düşünüyorum." Az önceki küçük kahkahaları yerini büyük kötü kadın kahkahalarına bırakmıştı. "Eralp'i bile ortada bırakmıştı değil mi?"

"Kızı sıkıştırma Azo. Herkes sen gibi şıllık değil." Eylül'e beşlik çakarken Buse Azra'yı tutuyordu.

"Tamam kesin devam ediyorum."

"Dedi Bob Marley!" Sesimi kalınlaştırarak taklit yapmıştım.

"Dedi kezocan öpücük." O an Koray'ın beni öptüğü videoyu gösterip 'Sen ne diyorsun keko!' demek için yanıp tutuşsam da sustum. "Sonra birlikte arkadaşlarıyla bilardo oynadık." Ne zaman bilardo deseler hep bana bakarlardı. Berbattım. "Sonra Sinan'lara gidip ders filan çalıştık. Ardından sarhoş olup eğlenelim dedi. Kabul ettim. Biraları almak için gittiğimizde çarpıştık ve beni öpmeye başladı. Ardından kendimi odasında buldum. Bana hazır olup olmadığı mı sordu. Hazırım dedim ve, ve biz birlikte olduk!" Eylül kaşlarını çatarak Ayla'nın ağzını kapattı.

Aşk'ın Kalpteki Yeri & CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin