Bölüm 5

8.4K 444 19
                                    

Alp Tolga o an öleceğini zannetti. Hayatında onca savaşa girmişti. Onca zorluklara göğüs germişti. Sinirle sarayın penceresinden bakan Han amcasına baktı. Han bıyık altından kıs kıs gülerken keyifle sakalını sıvazladı. Başını yan çevirip;

-Hanım sence de çocuğa yazık etmiyor muyuz?

Sultan Han koluna yapışıp gülümsedi.

-Saçmalama. Denkler denk. O kız Moğol'un el aklı başında olan kızı. Karışma işime. Bu nikâh kıyılacak.

Han karısına bakınca içinden

"Eyvah yeğenim sen bittin. Artık başının çaresine bak."

Alp Tolga oldukça meraklanmıştı.

-Neye benziyordu bu yer altı zebanisi?

Temür'un çekiştirmesi ile arabadan neredeyse düşer gibi çıktı. Tam da Alp Tolga'nın kucağına uçtu. Alp Tolga gayrı ihtiyari düşmesini önlemek için kızın belinden tutunca bir an bakıştılar. Bala o gözlerin içinde ölebilirdi.

-Neydi canım? Yeryüzüne inmiş kanatsızın meleği miydi? Güçlü kuvvetli kaslı çok uzun ve heybetli, uzun saçları dalga, dalga omuzlarından aşağı dökülüyordu. Bir an onlara dokunmak istedi. Gülümseyerek iç geçirdi. Gözlerini kapattı. Gözleri gece gibi simsiyahtı. Yine iç geçirdi.

-Ahhhh o gözlerde kayıp olmak vardı ya?

Sokulunca adamın kollarının içine, Alp Tolga sinirle kollarının arasındaki kızı vebalıymış gibi itti.

"Ulu bozkurt aşkına! Yeryüzünde bundan daha çirkin biri olabiliriydi? Burnunun yanındaki o koca et beni."

-Iğğğğğğğ

Yusyuvarlak şekilsiz surat. Yüzünü buruşturdu. O kaşları neydi öyle orman çalısı gibi? Bu kızı hale yola sokacak hiç kimse yok muydu ya? Bıyıkları ve sakallarına ha birde tombul, tombul ellerini hiç saymıyordu. İçinden saydı uzun bir liste yaptı hızlıca. Neredeyse kusacaktı. Altay omzuna dokunup sırıttı.

-Şanslı hergele. Gelinin de yeryüzü meleği.

Dişlerini, sıkarak sadece onun duyacağı seste,

-Öldürürüm seni sus. Senin olsun istersen.

Altay panikle

- Bir yastıkta kocayın...

Alp Tolga Bala'ya dokunduğu ellerini tiksinti ile üzerine silerken bu davranış gözlerinden kaçmadı. Hem çok sinirlenmiş hem de çok kırılmıştı. Yer yarılsa da içine girsem dedi. Ölsem, ölsem bin kez ölsem de bu içine düştüğüm durumu yaşamasaydım dedi. Gururu yüzünden başını kaldırıp o mavi gözleriyle karşısında ki erkek güzeline baktı. Başı ile selam verdi. Elini uzatarak;

-Bala

Alp Tolga ellerini göğsünde kenetleyerek başı ile selam verdi.

-Size çalışanlar odalarınızı gösterecek.

Bala, tam yanından geçerken dayanamayıp,

-Keşke gelirken bir iyilik yapıp yok olsaydın.

Sakin sakin yanından geçerken Bala durdu. Sinirle döndü.

-Bende aynısı düşüncedeyim. Dedim ki içimden şu piç gittiğimde orda olmasa bu işkenceden kurtulsam.

Alp Tolga çemkiren kıza baktı.

-Evet deme. Dersen hayatını karartırım.

Bala da aynı terslikle

-Asıl sen evet deme. Çok canını yakarım.

Bala, Sinirle saraydan içeri girdi. Boğası gelmişti. Hem kendini hem uzun saçlı yakışıklıyı boğmakkkk.

Alp Tolga Bala için orta katı ayırdı. Orta kat sadece Bala ve yanında çalışanlara tahsisi edilecekti. Kendisi en üst kattaydı.

Bala, sinirle odasına geçerken neredeyse ateş almıştı. Temür ve Tendü hemen arkasından odaya girdi. Bala,

-Öldürürüm bu hergeleyi.

Temur

-Az sakin kardeşim az sakin ya. Ne konuşmuştuk?

Gözleri iyice doldu.

-Görmedin mi hergeleyi?

-Gördüm ama onlar senin içini bilmiyor yeryüzü cennetim.

Bala acı acı sırıttı. Eli ile vücudunu gösterdi.

-Ne cennet ne cennet ya. Dört oda bir salon kısacası.

Tendü, sinirle ellerini beline koyup ortada duran gelin yatağının ucuna oturdu.

-Kusur bakma kızım. Azcık kendine baksaydın. Ye ye ye... Nereye kadar? Sonra da çemkir.

Bala sinirle;

-Kalbini kırmayım.

-Kır kızım hep yapıyorsun. Erkekten farkın ne? Saç sakal kusura bakmada. Adam haklı acıdım cıvanıma

Temür başı ile Tendü'ye susmasını işaret yaptı.

-Gonca gülüm sen üzülme her şey gönlünce olacak. O hergele de anlayacak.

Bal Oldukça incinmiş ve sinirliydi.

MOĞOL'UN HIRÇIN KIZI 1          BALA HATUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin