Hoş geldiniz ben Claire, umarım kurgum hoşunuza gider🤍
Uyarı: kısa bölümlerden oluşuyor.
İyi okumalar🍒||||||||||||||||||||||||||||||||
"Bana ilk sarıldığında, beni ilk öptüğünde neler hissettiğini hatırlıyor musun? Ben hatırlıyorum, daha dün gibi hem de."
"Yeter San, bunlar eskide kaldı. Şu an aşık olduğum adamla mutluyum, rahat bırak sizi. Her gün evimize gelerek bizi geriyorsun."
"Hala beni sevdiğini biliyorum, yapma bunu bize. Benimsin sen, onun olmana izin veremem."
"Ayrıldık bitti her şey, anla artık şunu."
"Her şey bittiyse, beni sevmiyorsan niye ağlıyorsun şu an? Bana değer vermesen niye ağlayasın ki? Niye o güzel gözlerinden yaşlar süzülsün?"
Wooyoung gözünden akan yaşı sildi ve ayağa kalktı. "Bu, evine son gelişimdi, lütfen bir daha bizi rahatsız etme." Kapıya doğru yürüdü. Elindeki valize bakarak San'a uzattı, "Burada bende kalan eşyaların var, dolapta buldum bunları. Kontrol edebilirsin hepsi burada mı diye."
"Sende kalabilirler."
"Senin bunlar, benimle alakalı bir şey yok içinde."
"Benimle alakalı her şey seninle de alakalıdır Wooyoung. Biz birbirimiziniz."
"Yapma artık lütfen, 3 ay oldu ayrılalı."
"3 ay, 3 yıl veya daha fazla, ne kadar olduğu fark etmez ben asla senden vazgeçmeyeceğim."
"Kendine yazık ediyorsun, tek yaptığın bu. Yapma bunu. Benden daha iyilerini bulabilirsin, sana daha çok değer verenleri."
"Yapamam, ben..." söylediği her sözde olduğu gibi, gözüktüğü kadarıyla söyleyeceği her sözde de olacağı gibi sesinden büyük bir acı ve yalvarma dökülen San, derin nefes alıp gözyaşlarını kaçıncı kez olduğunu bilmediği kez akıttı. Wooyoung'un onu terk edip bırakmasına inanamıyordu, inanmak istemiyordu. Hayatının 10 yılını geçirdiği Wooyoung'unun onu bırakmasına dayanamıyordu.
Bir bakıma hak verebilirdiniz ona. Düşünsenize: herkesten çok sevdiğiniz, hayatınız yerine koyduğunuz insan bir gün sessiz sedasız gidiyor hayatınızdan. Ardında tek bıraktığı şey ise yatağınızda kalan kokusu ve küçük bir 'artık buna devam edemem, anla beni' yazan kağıt parçası.
"Ben... yapmıyorum. Başkasını sevemiyorum, denedim, çok denedim ama olmuyor. Anla beni, tek sevdiğim ve istediğim sensin."
Artık siniri son damlalara gelmişti, dolmak üzereydi ve Wooyoung buna dayanamayıp sesini yükseltmişti. "Yeter San, artık katlanamayacağım bu saçmalıklarına."
"Ne saçmalığı yapıyorum? Bizim ilişkimiz saçmalık mıydı? Hatırlasana lise sondayken senin evinden alırdım ve beraber otellerde sabahlardık. Bunlar da mı, o gecelerimiz de mi senin için saçmalıktı? Ben de mi saçmalığım?"
"Küçüktük, şimdi koskocaman adamlar olduk."
"Söylediğin her söz kulaklarımda yankılanıyor, sanki dün söylemişsin gibi. Dediğin şeyler," hafifçe burnunu geçerek güldü San, "dediğin şeylerden bana çok aşıksın gibi geliyordu kulağa. Sözlere inanmamak gerekiyor galiba... Ama biliyor musun bakışların da öyleydi, şu ankilerin aksine..."
Wooyoung konuşmak için ağzını açacakken, San tekrar konuşmaya başlayıp onun sözünü kesmişti. "Belki de haklısın, belki de tek olabileceğim budur. Peki ya sen öyleysen? Benim gibiysen..."
Bu sözler Wooyoung'un geçmişi hatırlamasını sağladı. Lise zamanlarını...
Beraber yerle çimenlerin üstünde uzanıp bulutları izlerken dediği o söz... "Biliyor musun, tek olabileceğin bu. Her zaman böyle kalacaksın, işe yaramaz ve hiçbir şey için çabalamayan."
"Hatırlıyorsun değil mi?" gözyaşlarının arasından sanki delirmiş gibi gülmüştü. "Ama artık bir şey için çabalıyorum Wooyoung, o da sensin, çabaladığım şey sensin!"
Hiç onu takmadan konuşmak istediği şeyi söylemeye başladı Wooyoung. "Her neyse söylemeye geldiğim şey; bu şehirden gideceğim. Tamamen gelmemek üzere ayrılıyorum, 2 hafta sonradan itibaren birbirimizi hiç görmeyeceğiz bile ve bu ikimizin de işine gelir. İkimiz de ayrı ve uzak halde mutlu olabiliriz."
"Hayır çok yanılıyorsun, bu şehirden ayrılırsan mutlu olamazsın. Senin her şeyin bu şehirde oldu ve olacak da, gidemeyeceksin buradan izin vermiyorum!"
San bağırdı son söylediği şeylerde, Wooyoung'sa artık dayanamayıp bağırarak küfürler saydırıp evden kapıyı bütün gücüyle çekip, büyük bir ses oluşmasını sağlayıp çıktı.
||||||||||||||||||||||||||||||||
Bölüm başlıkları the neighbourhood'un şarkılarından oluşmaktadır ve şarkıların sözleri de bölümlerde geçiyor fakat fice göre değiştiriyorum sözleri birazcık.
"Maybe you're right, maybe this is all that i can be but if it's you..."
Goodbye👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABY CAME HOME | woosan
Historia CortaBence eğer onu bulsaydın o zaman sen bile onun benim olduğunu anlardın... [short story] The neighbourhood'un 'baby came home' şarkısından ilham alınarak kurgulanmıştır. -tamamlandı-