İyi okumalar🍒
||||||||||||||||||||||||||||||||
Aradan 3 hafta geçti. Deniyorum, yeni kişilerle tanışmayı, seni bir an bile olsa unutmayı deniyorum. Ama yapamıyorum sevgilim, seni unutamıyorum. O kadar içtikten sonra bile ağzımdan dökülen tek kelime senin adın. Geri gelmeni diliyorum hep, biliyor musun geceleri dönmen için dua ediyorum. Dualarım seni bana getirecek mi? Her şeyi öğrendim. Benim bırakmanın nedeni varmış, öylesine bırakmamışsın. Sevindim buna ama aynı zamanda bana söylemediğin için üzüldüm de. Olsun sevgilim, seni hala çok seviyorum. Sen hala biricik Wooyoung'umsun benim. Seni özlüyorum ama yanına gelemiyorum, nerede olduğunu bile öğrenemiyorum. Bu mektubu sana gönderen kişi Seonghwa olacak ve bundan sonraki mektuplarım maalesef ki benim adımla değil onun adıyla olacak. Biliyor musun Wooyoung? Senden başka benimle bu kadar ilgilenen biri var, bu iyi hissettiriyor ama yine de bana seni özlettiriyor. Geri gel lütfen.
Wooyoung'un gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Birbirleriyle hiç iletişimleri olmadığı süre boyunca iyi hissetmiş olsa da içindeki o boşluk dolmamıştı. Bu okuduğu mektup hem boşluğunu doldurmuş hem de oranın acıyla kaplanmasını sağlamıştı.
Suçlu buluyordu kendisini: San'ın bu hale gelmesinden, Hongjoong'un ölmesinden, Jongho'nun acı çekmesinden, Yeosang'ın ailesinin ölmesinden...
Ona, her şey kendi suçuymuş gibi geliyordu. Belki öyleydi belki de değildi. Neyin kendi suçu olduğundan ya da neyin olmadığından yaşadığı hafıza kayıpları yüzünden emin bile olamıyordu Wooyoung.
"Her şey benim yüzümden oldu, yaşamayı bile hak etmiyorum. İğrenç biriyim ben."
Kendine orada durup bir sürü aşağılayıcı söz saydı ama fayda etmedi hiçbir söz ona. İçindeki acıyı, pişmanlığı, suçluluğu geçirmeye fayda eden bir şey bile yoktu. Bunlar her aklına geldiği an perişan hissediyordu. Bu konuda ona yardım edebilecek tek kişi vardı sadece; en azından o, sadece onun yardım edebileceğini düşünüyordu. Ama ona daha fazla acı vermek istemiyordu, acısını içine atmak ve kendi başına çekmek istiyordu her şeyin cezasını. Çevresindeki insanların haberi olmadan kendi başına son bulmak istiyordu.
Şu an yaptığı şey kendi başına son bulmak adınaydı. Bir uçurumun kenarına gelmişti Wooyoung, orada oturuyor ve bacaklarını sonsuzmuş gibi görünen boşluğa uzatıyor, aynı zamanda elindeki mektuba bakarak ağlıyor. Bu kısacık mektup onun daha çok ölmek istemesine neden olmuştu ve sandığından daha az önemli olduğunu anlamasına da. Her zaman aklında olan ve istediği bir şeydi ölmek. Tek istediği şey ölmek olsa da ölünce arkasında bırakacağı kişileri, onların ne kadar acı çekeceğini düşünüyordu.
Kimseyi üzmek istemiyordu ama artık kendini de üzmek istemiyordu. Yaşadığı sürece acı çekeceğini biliyordu fakat yine de başkalarının kendisi yüzünden acı çekmesini istemiyordu. Hep kendisinin bencil olduğunu düşünmüştü ve eğer şu an kendi hayatına son verirse bu yaptığı en büyük bencillik olurdu. Daha fazla bencil biri olmak istemiyordu.
Wooyoung gözlerindeki son yaşı ayaklarının metrelerce altındaki denize sanki düşüncelerini akıtıyormuş gibi akıttı. "İyi biri olacağım, kimsenin benim yüzümden kötü şeyler yaşamasına izin vermeyeceğim." deyip derin bir nefes çekti içine.
Yavaş ve uzun çektiği nefesini geri bırakıp ayağa kalktı fakat kalktığı gibi birinin onun kolundan çekip geri yere düşürmesi bir olmuştu. Bu kişinin kim olduğu umurunda bile değildi, hem de en fazla kim olabilirdi ki?
"Gerçekten ölmeyi mi istiyorsun?"
"Evet ama bunu kendim yapmayacağım. Onun bana gelmesini bekleyeceğim, en doğrusu bu olur. Elbet bir gün sıra bana da gelecek değil mi?" bunu söylerken yere uzandı Wooyoung.
"Bazı şeyleri beklemek en iyisidir ama bazı şeyleri de beklemek sadece acı verir."
"Acı çekmeyi hak ediyorum, sana ve diğer etrafımdaki herkese zarar verdim. Özür dilerim San."
Yerde uzanmış Wooyoung'un yanında yerini almış San onun saçlarını okşadı. Çünkü Wooyoung'unun bunu ihtiyacı olduğunu biliyordu. Değerlisinin bu basit şeye ihtiyacı varken nasıl yapmazdı ki?
||||||||||||||||||||||||||||||||
"Realized i'm less important than i though i'd be"
Goodbye💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABY CAME HOME | woosan
Historia CortaBence eğer onu bulsaydın o zaman sen bile onun benim olduğunu anlardın... [short story] The neighbourhood'un 'baby came home' şarkısından ilham alınarak kurgulanmıştır. -tamamlandı-