Geriye Sar

2 0 0
                                    

Hakan kolumu bırakmadı ve bana bakmaya devam etti.

Gökçe
"Ne bakıyorsun ? bırak beni. hemen"

Bağırmaya başladım çünkü zamanımın tükendiğini hissediyordum.

Hakan
"Neden rica etmiyorsun?"

Şu an buradan çıkmak için yapmayacağım bir şey yok bu yüzden her ne kadar sinir bozucu olsa da kabul ettim

Gökçe
"Rica ediyorum kolumu bırakır mısın lütfen?"

Hakan
"Hmm hayır. Ama ağlayarak yalvarırsan belki"

Keşke yanıma bıçak alsaydım. Bu adamın ölmesi gram umrumda olmazdı. Ama Alina'ya yetişmem lazım. Ada teyzeyi aramam lazım o belki bir şey yapabilir.

Gökçe
"En azından birini arayayım"

Hakan telefonumu elimden alıp yere attı. Ben de o bunu yapıp gülümserken karnına sert bir tekme attım. Çıkacaktım ama yerde yatmasına rağmen ayağımı tutup beni yere düşürdü.

Düşerken yüzüm, boynum ve göğsüm duvara çok fena sürttü. Acı içinde bağırdıktan sonra Hakan'a bir tekme daha attım. Hızlıca ayağa kalkıp ayağa kalkamasın diye biraz daha tekme attıktan sonra odadan çıkıp kapıya koşmaya başladım.

Berk
"Gökçe çenen kanıyo-"

Berk'i dinlemeden koşmaya devam ettim. Dış kapıyı açmaya çalışırken kilitli olduğunu fark ettim.

Hakan
"Berk, Gökçe'yi tut buradan çıkmayacak"

Berk
"Ne?"

Hakan
"Dediğimi duydun"

Onlar bu saçma konuşmayı yaparken ben salondaki camı açıp evden çıktım. Koşarak Alina'nın evine gitmeye başladım.

Giderken de 'Nolur bir şey olmamış olsun' diye dua ediyordum. Telefonum da hâlâ orada kimseyi arayamam.

Neden yanında durmadım ki? Salaksın Gökçe salak. Eğer ona bir şey olursa yemin ederim kendimi öldürürüm.

Onu evde bırakmasaydım hâlâ kucağımda yatıyor olurdu. Belki hâlâ geç değildir.

Daha da hızlı koşmaya başladım ama göğsüm bu kadar acırken koşmak çok zordu.

.
.
.

Sonunda evin önüne geldim. Merdivenleri hızlı hızlı çıktım. Kapıyı kırarcasına yumruklamaya ve zile basmaya başladım. Evet apartmanda yaşıyor olabilirler, komşular rahatsız olabilir ama şu an bunun gram umrumda olduğunu sanmıyorum.

Ada teyze kapıyı açınca hemen içeri girdim ve onu yavaşca itip Alina'nın odasına doğru ilerlemeye başladım.

Gökçe
"Alina!"

Belki sesimi duyar ve bir şey yapmadıysa durur diye bağırdım.

Kapısında bir not asılıydı. Notu okumadım çünkü onunla uğraşamam. Direkt kapıyı açtım ve gördüğüm manzara sonucu kapıyı kapatıp yere çöktüm.

Göz yaşlarım hızlıca kirli pantalonuma dökülmeye başladı. Titrek ellerimle yüzümü kapattım. 

Ellerimi yüzümden çekip kafama koydum ve saçlarımı koparırcasına çekmeye başladım.

Alina kendini asarken ben Hakan salağının evinden eşya toplayıp çıkmaya çalışıyordum. Hepsi benim ve Hakan'ın suçu. Asla affetmeyeceğim. Asla.

Acı içinde ağlayarak yerde kıvranmaya devam ederken ayağa kalkıp açık masa lambasına baktım. Bir defteri ve telefonunu aydınlatıyordu. Defteri okumam için yaptın bunu değil mi salak?

GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin