-Giriş-

3K 160 144
                                    

Bir anlık aklıma gelen fikirle yazayım dedim. Şimdiden, okuyan herkesin gözleri için özür diliyorum. Bok gibi bir şey olabilir çünkü-

Sabah erken saatlerde neredeyse bütün polis birimleriyle toplanmış, son günlerde oldukça tehlikeli bir hal almış olan bir olayı konuşuyorduk.

Yaklaşık 2-3 aydır, Min Yoongi adında ki katili yakalayarak, kısa sürede etkisiz hale getirmek için seferber olmuş durumdaydık.

Kore'de fazla bilinmem ve aynı zamanda olayı kendim üstlenmem bana oldukça büyük bir yük yaratmışken, Ülke'nin canı tek bir hareketime bakıyordu. Herhangi yanlış hareketim de Min Yoongi'nin bir çok insanın daha canına kıymasına neden olabilirdim.

"Bay Jung, biliyorsunuz ki temkinli davranmamız gerekiyor. Min Yoongi, 2-3 ayda yaklaşık 16 insanı katletmiş durumda. Bunun üstüne önceki cinayetleri de eklenirse toplamda 20'ye yakın insanı katletmiş oluyor."

Beni düşüncelerinden alıkoyan Namjoon'un bu sözleri olmuştu.

Namjoon, neredeyse bütün işlerime yardımcı olan bir yardımcımdı. Bu nedenle onu sağ kolum yapmaktan asla esirgememiştim. Şimdi ise Min Yoongi'yi, en kısa sürede etkisiz hale getirmek adına herkes fikirlerini ortaya koyuyordu.

Çoğu meslektaşım, bunun küçük bir operasyonla hallolacağını söylese de, bu sandıkları kadar küçük bir şey değildi.

"Haklısın Namjoon. Ayrıca, Bay Jin size bu konuda katılamıyorum  maalesef. Bu olay küçük bir operasyon ile hallolacak bir şey değil. Bu çocuk, herkesi öldürmüyor. Belirli kişileri öldürüyor sadece. Sanırım bu kişilerde, Min Yoongi ile arası mesafeli olan kişiler gibi gözüküyor."

Bay Jin bu dediklerim ile kafasını olumlu anlamda sallamış, diğer meslektaşlarım ise bu dediklerimi haklı bulmuşlardı.

"İyide Bay Jung, bu çocuk madem belirli kişileri öldürüyor, biz bu kişileri nasıl tespit edeceğiz. Çocuk resmen delirmiş vaziyette, onu en kısa zamanda yakalamamız, herkesin can sağlığı için oldukça önemli." demişti, Bay Jin.

Bay Jin'in söylediklerine karşılık olarak; "Tespit etme kısmını bana bırak, sonuçta Namjoon burada boşuna mı var Bay Jin? Orasını bize bırakın. Min Yoongi'nin ailesi ile görüşmemiz oldukça önemli, onlarla konuşursak Min Yoongi hakkında, daha çok bilgi sahibi olmuş oluruz ve bu bize oldukça kolaylık sağlar." dedim. Bunu demem ile birlikte Gyu söze atlamıştı.

"Bay Jung, kusura bakmayın ama ailesi tam bir manyak. Oğlu hakkında konuşmamak için oldukça ısrarlılar. Bunu nasıl yapacağız peki?"

Gyu'nun  bu dediğini diğer meslektaşlarım da onaylamıştı. Aslında Gyu oldukça haklıydı. Ailesi, oğlu hakkında konuşmuyor, resmen ağızlarını bıçak açmıyordu. Tam 1 haftadır ise ailesinden Yoongi hakkında bir kaç bilgi almaya çalışıyorduk. Ama her seferinde, bu konuyu konuşmak istemediklerini söyleyip bizi geçiştirmeye çalışıyorlardı.

"Min Gyu, haklısın. Ancak, bu sefer Min Yoongi'nin arasının bozuk olduğu kişilerin isimlerini ve adreslerini alacağız. Böylece, Yoongi'nin öldüreceği kişileri tespit edip, minimum seviyeye indirmeye çalışacağız."

Herkes onaylamış bir şekilde mırıldanıyordu. Bunun üzerine, ben de onlara kısa bir baş selamı verip salondan çıkmamla, Namjoon'da ayaklanmış ve peşimden geliyordu.

"Namjoon, bugün tekrar Yoongi'nin ailesi ile konuşmaya git ve oğullarının arası kimle  bozuksa onların isimlerini alarak, adreslerini tespit et. En kısa sürede bu insanların can güvenliği sağlanmış olsun. Ayrıca, yanına bir kaç polis ekiplerini almayı unutma."

Tek bir nefesle söylemiş olduğum cümleleri, Namjoon dikkatli bir şekilde dinleyip baş selamı vererek yanımdan ayrılmıştı.

Namjoon'un yanımdan ayrılmasıyla birlikte, rahatlamak adına kendime sade bir kahve alıp odama gitmiştim.

Yayıldığım koltukta, telefonumun titremesi ile doğrulmuştum. Masadaki telefonumu alarak, gelen bildirime bakmıştım.

Tanımadığım bir bumaradan mesaj isteği vardı. Bildirimin üzerine tıklayarak gelen mesajı okumuştum.

+82 ** **** **** :

Oh, zaman daralıyor Jung Hoseok.
Hala beni bulmak için seferber olman ne acı.
Ama biliyor musun, sana kötü bir haberim var;
Beni bulman, sandığın kadar kolay olmayacak.

İyi şanslar...

Telefonumu sertçe masaya bırakarak, dirseklerimi masaya yerleştirip, dudaklarımı elime bastırmıştım.

Ne diyordu bu adam? Resmen benimle oyun oynuyordu.

Bu daha çok sinirlenmeme neden olmuş ve içimde Yoongi'ye karşı büyük bir hırsa neden olmuştu.

"Seni en kısa zamanda bulup kendi ellerimle öldüreceğim Min Yoongi."

ÇOK TATLİLAWE AMK XKSJLXJALZJ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ÇOK TATLİLAWE AMK XKSJLXJALZJ

Neyse, öhm. Umarım, güzel olmuştur. Kontrol etmedim çünkü beğenmeyip net silerim.

Uykum geldi, hepinize iyi geceler bebekler <3




Behind the Curtain / SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin