Final II

795 78 95
                                    

"Onu öldürmeyeceğim joon."

"Tanrım, sen ne saçmalıyorsun hoseok? Katil o herif!"

"Biliyorum namjoon. A-ama içimden bir ses onu öldürmememi, onu değiştirebileceğimi söylüyor."

"Hoseok, ne oldu sana? Neden birden böyle boktan bir fikire kapıldın? Tehdit mi etti seni o piç?"

"Sakin ol namjoon, tehdit falan etmedi. Ben onunla bu bir hafta boyunca gayet normal konuştuk. İstese de beni tehdit edemezdi zaten. Bunu da sana son kez söylüyorum ben onu öldürmeyeceğim."

Telefonu umursamadan suratına kapatmıştım.

Bende neden böyle davrandığımı anlamış değildim. Onu gördüğüm yerde içimde anlamdıramadığım bir hareketlenme oluyordu.

Daha bir kaç gün önce ölmesini istediğim adamın şimdi öldürmek dahi istemiyordum.

Düşüncelerimden sıyrılmama neden olan şey, odaya aniden yoongi'nin dalmasıydı.

"Hoseok! Bu doğru mu?"

"Ne?, neyden bahsediyorsum yoongi?"

Sinirle yakalarıma asılmış ve sertçe sarsmıştı.

"Lanet olsun! Buraya sadece bana oyun oynayıp, öldürmek için mi geldin?!"

Nasıl öğrenmişti bunu...?

"Sen, sen bunu nasıl öğrendin."

"Kimden öğrendiğimin bir önemi yok, sana bir soru sordum Jung Hoseok!"

Cevap vermek istemiyordum. Böylesine iyi bir ilişkiyi bunun yüzünden bozmak bile istemiyordun.

"Bana cevap ver pislik herif!"

Ağlıyordu ve ben onun bu haline dayanmakta güçlük çekiyordum. Birden bire ne olmuştu bana, onu neden bu kadar çok önemsiyordum?
Neden, kalbim sanki birinin avuçları içinde sıkılıyormuş gibiydi?

Karşımdaki küçük beden, ağlayarak omuzlarıma vurmaya başlamıştı. Göz pınarlarımdan akmak için direnen yaşlarımı serbest bırakmış ve sessizce konuşmuştum.

"Özür dilerim..."

Bu dediğimle, kızaran gözleri ile bana bakmıştı.
Daha fazla dayanamamış ve karşımdaki bedene kollarımı sarmıştım.

"Özür dilerim, özür dilerim! Yemin ederim ben bunların olacağını tahmin etmemiştim Yoon. Ben, ben  sadece görevimi yapacaktım. S-sana karşı bir şeyler hissedeceğim aklımın ucundan bile geçmiyordu..."

Bu sözlerimle yoongi şaşırmış ve kollarımın arasından ayrılmıştı.

"S-sen ne?"

Tombul yanaklarını ellerim arasına almıştım. Benim bile hiç beklemediğim bir şeyi yapmış, dudaklarımızı birleştirmiştim.

"Senden hoşlanıyorum Yoongi."

Dudaklarımızı birleştirmemle yoongi'nin gözleri kocaman açılmıştı. Bu dediğimle ise afallamış ve ensesini kaşımıştı.

"Senden tek bir şey istiyorum yoon.
O da, suçunu üstlenmen."

"Ben bunu yapamam hoseok..."

"Yapacaksın yoongi. Benim için, bizim için yapacaksın. Cezanı hafifletemem belki ama Tanrı adına söz veriyorum ki, seni bekleyeceğim."

" Ben gerçekten çok teşekkür ederim hoseok..."

Diyerek, bu sefer dudaklarımızı birleştiren taraf yoongi olmuştu.

Kim bilebilirdi,öldürmek için geldiğim bu adama kalbimi teslim edeceğimi?

Bitti...

Umarım bu iki finalde hoşunuza gitmiştir çünkü benim oldukça hoşuma gitti.ş

Şimdi izninizle bir kaç şey söylemek istiyorum;
Bu kitabı yazarken bu kadar çok tutacağını tahmin etmiyordum. Hatta biraz yazar silerim diye düşünmüştüm. Bu zamana kadar bana destek olduğunuz ve atmış olduğunuz güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.
Bu süreçte bana yardımcı olan telepathy9395 'e de özel olarak teşekkür ederim. :)

Açıkçası fazla diyecek söz bulamıyorum. Sevdiğiniz bir kitap olmuştur diye umuyorum.
Kısa bir süre fic yazmam,ancak güzel bir fic ile tekrardan karşınıza çıkarım. :))

Hepinize mutlu günler diliyorum, hoşcakalın.<33

Behind the Curtain / SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin