🍓&🚬

2.2K 261 177
                                    

                                                                      keyifli okumalar <3 

iki ay sonra;

changbin bir sigarası bitmeden diğerini yakıyordu. evet felix onun hiçbir konuda ilki değildi fakat daha önce felix gibi hissettiren olmamıştı.

kimse bu kadar tehlikeli ve ulaşılmaz değildi onun için.

lee felix. görüp görebildiği en güçlü, en cesur ve en güzel erkekti.

her şeyi ile güzeldi felix. bütün güzelliği ile changbin'i etkisi altına almıştı.

iki ay önce sangyeon ve felix'i öpüşürken görmesi changbin için büyük bir darbeydi. o an yanlarına gitmek istemişti fakat gidememişti. kalbinin ağrıdığını hissederken, gözlerinde biriken yaşların akmaması için büyük bir savaş vermişti.

fakat changbin kimseye anlatamamıştı bunu, kimseye felix'i görmeye gittiği gün eski sevgilisi ile öpüştüğünü gördüğünü söyleyememişti. belki de cesareti yoktu.

felix iki ayda tam on dokuz kere changbin'i evine geldi. "yalvarırım dinle'' diye haykırdı fakat changbin bir kere bile kapıyı açmamıştı.

dördüncü birasından bir yudum daha aldığında kapı bir kere daha çalmıştı. kimin geldiğini biliyordu, on dokuz kere açmamak için kendiyle verdiği savaşı kazanırken yirmincide kaybetmişti.

ayağa kalkıp kapıya gidiyordu yalpalayarak, üstüne başına bakmadan açtı kapıyı. fakat karşısında kendinden farksız olan felix'i gördüğünde iki ay önceki gibi kalbinin acıdığını hissetti.

ne çok özlemişim diye düşünü, saçlarının önündeki kırmızı tutam tamamen gitmişti felix'in, saçlarına bu kadar değer verirken böyle yıpranmış olması gözünden kaçmamıştı, gözlerine baktı; daha önce bu kadar kızaran bir çift göz görmediğine emindi. boğazı acıyordu, ağlamak üzereydi ama hayır. en sert tavrını takındı, buz gibi bakan gözleriyle iki ayda oldukça zayıflayan çocuğa baktı ve "neden geldin?" dedi yine buz gibi sesiyle.

"çünkü konuşmamız lazım." felix'in sesi titreyerek çıkmıştı. elini changbin'i yanağına koydu, gözlerini kapattı changbin. bütün olanların yanlış anlaşılma olması için her şeyden vazgeçerdi, felix'e tekrar dokunmak için her şeyinden vazgeçerdi.

ama değildi. yanağında duran küçük eli tutup hızlıca itti. "siktir git, felix." felix'e bakmıyordu. "yemin ederim-" "felix siktir git!"

öyle bir bağırmıştı ki changbin, dakikalardır içinde tuttuğu öfke çıkmıştı. titremişti felix'in bu haykırış karşısında, korkmuştu da. iki ay önce ormanda gözlerinin içine bakıp sevdiğini söyleyen adam, tıpkı tanıştıklarının ilk haftasında olduğu gibi acımasız ve nefret dolu bakıyordu felix'e. kendini bıraktığı için gözyaşları da durmuyordu artık.

"görmek istemiyorum seni."

changbin kapıyı kapattığında felix olduğu yere çömelirken içeriden gelen kırılma ve ağlama sesleri felix'i daha çok ağlatıyordu.

bugün de konuşamamışlardı. sessizce ayağa kalktı ve kendi evine doğru yürüdü. evet, yürüdü. iki saat boyunca yürüdü, ağladı, küfürler etti ve bir buçuk paket sigara bitirdi.

evine girdi sessizce ve bir hafta boyunca içinden çıkmama kararıyla yatağına yattı.

kendi hatasının olmadığı bir konu yüzünden changbin'den ayrı kalması onu üzüyorken, changbin'i felix'i bir kere bile dinlememesi daha çok kırıyordu kalbini.

strawberries & cigarettes | changlix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin