🍓&🚬 (f)

2.9K 294 129
                                    

strawberries and cigarettes
always taste like you

strawberries and cigarettesalways taste like you

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''changbin, boyaları bulamıyorum!''

changbin ve felix yeni ülkelerinde yeni evlerine taşınmışlardı, changbin'in isteği üzerine felix evin her bir duvarına istediği resmi çiziyordu. felix'in elinin değdiği her yer çok güzel oluyordu changbin'e göre. evin her bir kısmını felix'in zevkine göre dizmişlerdi.

bir apartman dairesinin en üst katına taşınmışlardı, çatı katıyla birleşik olan iki katlı evin üst katını sadece çalışma katı yapmışlardı. daha büyük olan odayı felix'in atölyesi biraz daha küçük olan odayı da changbin'in çalışma odası yapmışlardı.

evin belirli yerlerine kokulu mumlar koymuştu felix ve giriş katının çoğunluğuna sarı loş bir ışık hakimdi. salonun boş duvarına ise felix resim çizmeyi planlıyordu ama henüz karar verememişti.

tabii ülkelerini değişene kadar çok şey yaşamışlardı. ji-min defalarca changbin'in evine gelmişti ama her seferinde kapıyı felix açıp iki saniye sonra yüzüne kapatmıştı. felix arkadaşlarıyla ayrılırken çok zorlanmıştı, iki gece birlikte kalmışlardı ve iki gece boyunca felix sadece ağlamıştı.

diğer yandan changbin, chris'le uzun uzun konuşmuş ve ülke değişeceğini söyleyip işleri uzaktan takip edeceğini ve gerekirse tekrar kore'ye geleceğini ama bunun kısa süreli olacağını söylemişti. chris ise 'sen nasıl mutlu olursan öyle yap ama jeongin'le sizi sık sık rahatsız edeceğiz.' deyip arkadaşına destek olmuştu.

uçaklarına iki gün kala felix'in aklına gelen fikirle; felix'in saçlarını daha çok çileği andıran bir kırmızıya, changbin'in saçlarını da sigara dumanının rengini aratmayacak bir griye boyamışlardı.

''changbin! boyalar diyorum, duymuyor musun?'' felix basamaklı merdivenden dikkatlice indikten sonra üst kata çıkıp changbin'in odasına girdi. changbin telefonla konuşup sürekli olarak kafasını sallıyordu ve bilgisayarından bir şeyleri kontrol ediyordu.

''kiminle konuşuyorsun?'' dedi felix yavaşça sevgilisinin yanına giderken. changbin eliyle bir dakika bekle tarzı bir işaret yaptıktan sonra bilgisayara geri döndü.

''evet sitenize bakıyorum şu an ve müthişsiniz bayan kim.''

felix kaşlarını kaldırarak changbin'e baktı. ''müthiş?'' gri saçlı çocuk tekrar felix'e baktı ama bu sefer gözlerinde sinir vardı.

''anlaşıldı bayan kim, erkek arkadaşımla konuşup size geri dönüş yapacağım... tamam, teşekkürler iyi günler.'' telefonu kapattıktan sonra felix'e döndü. ''niye iki dakika susmuyorsun?''
''kiminle konuşuyordun, kim o müthiş olan bayan kim?'' changbin sandalyesinde biraz geriye açıldı ve kollarını açtı.

felix küçük adımlarla gri saçlının yanına gitti ve dizine oturup bakmaya devam etti. ''tablolarımı satmak gibi bir hayalim var demiştin, araştırdım. bu siteye tablo koyuyorlar ve güzel olanlar satışa çıkıyor; senin adına kayıt yaptım ben-'' ''changbin! cidden-'' cümlesini tamamlamadan gri saçlının dudaklarından öpmeye başladı. ''teşekkür ederim.'' ''sen ne istiyordun bu arada?'' ''boyaları bulamadım.'' ''atölyene koydum, ne çizeceğine karar verdin mi?'' ''hayır salon için hâlâ düşünüyorum ama şimdi koridorun duvarlarına minik kuşlar çizeceğim.'' ''tamam bebeğim onu akşam hallet, dışarı çıkalım.'' ''nereye?'' ''bilmem gezeriz.'' ''olur hazırlanayım!'' ''koş.'' dedi changbin gülerek ve kendi de ayağa kalktı.

strawberries & cigarettes | changlix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin