🍓&🚬

2.8K 301 176
                                    

"ne biçim davrandın çoçuğa changbin! elini bile sıkmadın." dedi felix emniyet kemerini bağlarken. "o, elini götüne sokmadığıma dua etsin bence." changbin dikiz aynasını kontrol ettikten sonra hızlı bir şekilde arabayı çalıştırdı.

"kimdi o?" dedi changbin önüne bakarken. "sevgilim, sen gelmeden yarım saat önce teklif etti ben de kabul ettim." felix ileriyi düşünmeden yalan söylerken bir an olsun tereddüt etmemişti. "kabul ettin?" "evet ettim." "güzel şimdi de ayrıl." "ne?" "ayrıl dedim?"

felix sinirle güldükten sonra eliyle saçını düzeltti ve konuştu. "sen kimsin de bana böyle bir şey diyorsun?"
changbin sinir bozacak bir şekilde kahkaha attıktan sonra felix'e döndü.

"ben kimim? felix tanıştırayım, sana istediğim her şeyi yaptırabilecek biriyim. böyle anlaşmıştık değil mi?"

"böyle anlaştık ama özel hayatıma karışamazsın changbin, benim hayatım seni ilgilendirmez, istediğimle sevgili olurum, istediğimin altına girerim. anlatabildim mi?"

"düzgün konuş." dedi direksiyonu sıkıca tutarken. birden bağırmaya başladı, artan siniriyle arabanın hızı da artıyordu.

"asıl sen kimsin felix? sırf intikam için ablasının sevgilisine ağız işi veren bir zavallısın değil mi? iki gün önce yalvarıyordun bana lütfen yardım et diye, şimdi yardım ettiğim için başkalarının altına mı gireceksin?"

"changbin yavaşla!"  "ben sana yardım ediyorum ve sen de benim istediğim her şeyi yapacaksın!" arabada changbin'in sesi yankılanıyordu. felix'in duyduğu acı sözler bir yana dursun şu an tamamen canının derdindeydi.

"durdur şu siktiğimin arabasını, ineceğim ben!" felix'in sesi de gittikçe yükselirken, changbin bilmediği yollara girmişti.

"durdursana ya ben duvara mı konuşuyorum!" dedi felix, etrafına baktığında güneş batmak üzereydi ve şehirin dışına doğru gittiklerini gittikçe artan ormanlık alanlardan anlamıştı.

"bana bak felix, sen olmasaydın ben şimdi ji-min'den ayrılmıştım. ben o geri zekalıyı çekmek zorundaysam sen de kimseyle görüşmeyeceksin anladın mı?"

"changbin ne yapıyorsan yap, ister ayrıl ister ayrılma. bana ettiğin yardımı da götüne sok tamam mı? istemiyorum yardım falan! vazgeçtim ben."

changbin dar bir yola girdiğinde önlerine çıkan kütükle ani bir fren yaptı. durmasını fırsat bilen felix hızlıca arabanın kilit tuşuna bastı ve aşağı indi. ormandan aşağı doğru yürürken changbin de peşinden indi.

"nereye gidiyorsun aptal! delirdin mi? kaybolacaksın."

hızlı adımlarla felix'in yanına gidip kolundan tuttu ve sert bir şekilde kendine çevirdi.

"nereye gittiğini sanıyorsun, bin arabaya uğraştırma beni."

"cehennemin dibine gidiyorum oldu mu?"

"arabaya bin." changbin, felix'in aksine normal bir ses tonuyla konuşuyordu ama sinirli olduğu çok belliydi.

"binmiyorum!"

"binme geri zekalı siktir git köpeklere yem ol, aptal!"

changbin arabasına bindi, hızlı bir şekilde döndükten sonra felix'i arkasında bırakarak ormanın çıkışını bulmaya çalıştı.

felix ise tek başına kaldığının farkına yeni varmıştı, etrafına baktıktan sonra kütüğün arkasına doğru ilerledi. yerde gördüğü boş alkol şişeleri ve bol sigara izmaritlerinden dolayı burasının sahipleri olduğunu düşündü ve iyice tedirgin oldu.

strawberries & cigarettes | changlix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin