Yeni bölüm gelmeyeli biraz uzun bir zaman oldu farkındayım ama yaz geldiği için biraz daha hızlanabileceğimi düşünüyorum.
Keyifli okumalar dilerim.
Hanım teyze endişelenmekte haklıydı. Kedi sarı-beyazdı, gözleri sulanmış ve çapaklanmıştı, biraz da halsizdi. Alerjik olabileceğini düşündüm ama veteriner olan ben değildim. Babamın tecrübelerinden yararlanmak için aradım.
"Babacım, iyi akşamlar nasılsınız?"
Sesi neşeli geliyordu. "İyiyiz tontişim" küçükken biraz toplu bir çocuktum ve babam bana böyle hitap ederdi. Seneler geçti, ben ne kadar zayıflasam da bu hitap benim üzerimde yapışıp kalmıştı. "Sen nasılsın? Aldın mı projeyi?"
"Aldım tabii ki ya, bu sefer benden kaçamadı." Onlara haber vermeyi unuttuğumu fark ettim. Çok yoğun bir gün olmuştu.
"Aferin babasının kızına, duydun mu Sibel almış tatil köyünü." Telefon annemin eline geçmişti. "Ay doğru mu Irmak? Tatil köyü mü yapacaksın şimdi?"
"Evet annecim ama daha çizim aşamasındayız, yani olmasına daha epey zaman var."
"Sen bitir, ilk müşterileri biz olacağız oranın. Burayı kızım planladı diye gezineceğim orada."
Kahkaha attım. Anneme bir şeylerden bahsettiğimde hep böyle hayaller kurardı.
"Tamam annecim, olur. Ama babama bir şey sormam lazım telefonu verir misin bir dakika?"
"Ne soracaksın? Burada baban, Aydın, hoparlöre alıyorum." Annem ve merakı hiç değişmiyordu. Konunun ne olduğunu öğrenince telefonu bırakıp gideceğinden emindim.
"Baba, bizim bahçede Hanım teyze bir kedi bulmuş. Gözleri çapaklanmış, sulanmış, biraz da halsiz gözüküyor. Önemli bir şey mi, veterinere şimdi götüreyim mi?"
"Önemli değil kızım, bu saatte açık veteriner bulamazsın zaten. Yarın sabahtan götür ama muhtemelen alerjiktir, göz damlası damlatır. İlkem anlar aslında ona sorsaydın."
Babam, İlkem'i çok severdi. Hatta bazen benden bile sık konuştuklarını düşünüyordum. Bizimkiler İzmir'e her gittiğimde İlkem'i de çağırırlardı, o da ne işi varsa erteler, gelirdi.
"Hastanede, nöbette baba o. Neyse yarın hallederim ben tamam. Siz iyisiniz değil mi? Arayamadım size çiçekler için teşekkür etmeye."
"Ne demek kızım, proje için çok heyecanlıydın, biz de seni sıkmayalım dedik. Ne zaman geleceksin? Özlettin kendini."
"İşleri biraz toparlayayım, ilk fırsatta babacım. Neyse kapatıyorum şimdi, sonra konuşuruz tekrardan ararım. Öptüm çok ikinizi de."
"Tamam tontişim, annen de çok öpüyor. Hanım Teyze'ye de selamımızı söyle."
"Söylüyorum babacım, iyi geceler."
Telefonu kapatıp Hanım teyzeye döndüm. "Bu saatte uğraşmayın, yarın sabah erken götürün dedi babam. Çok selamları var. Ben alayım kediyi istersen Hanım teyze, yarın işe gitmeden baktırırım."
"Ay kızım Aydın Bey'den Allah razı olsun. Valla yakınlarda veteriner olsa ben götürürdüm ama yok işte. Sana zorluk olmasın..."
"Yok canım ne zorluğu, küçükken babamın yanında az mı ilgilendim ben bunlarla." Kediyi kucağıma aldım. "Ben hallederim, merak etmeyin siz." Kapıya doğru yürüdüm.
"Sağ ol boncuk kızım. Beni de haberdar et."
Evin kapısını açıp çıktım. "Ederim Hanım teyzeciğim. Size iyi geceler." Merdivenlerden yukarı çıkarken "Sana da iyi geceler kızım." Dediğini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Boncuk
RomantikBenim için hikaye yazmak çok yeni bir alan. Bu işe Irmak ile beraber başladık. Ama hikayesinin hoşunuza gideceğinizi düşünüyorum. Devamı da yakında gelecek. Ufak tefek yazım hatalarım olmuş olabilir. Keyifli okumalar dilerim. En büyük destekçim @oy...