las vegas #19

757 95 17
                                    

İşten dönüp akşam yemeği yedikten sonra dizi izlemeye başlayan Jisung, zili duyunca koltuktan kalkıp kapıya doğru gitti.

Kapıyı açtığında karşısında, elinde bir demet çiçek tutan, Minho'yu görünce kaşları çatıldı. Bir şey söylemeden içeriye girmesine izin verdi. Beraber oturma odasına gittiklerinde Minho, çiçekleri orta sehpanın üstüne bırakıp koltuğa oturdu.

"Minho," dedi ve yanına otururken meraklı bakışlarını ona çevirdi Jisung. Minho da devam etmesini bekliyordu. "Beni kıracak ya da kızdıracak bir şey mi yaptın?"

"Ne? Hayır, nereden çıkardın bunu?"

"Seni yıllardır tanıyorum. Doğum günlerimde bile benim zorumla hediye alırdın ama bir anda bir çiçek demeti ile karşımda belirdin. Bu şüphe uyandırıcı."

Jisung'un açıklamasından sonra konuşmak için hazırlanan Minho çok geçmeden vazgeçti. Haklıydı ama sonuçta ilişkileri değişmişti.

"Bundan sonra sana daha sık hediye alacağım, alışmalısın."

"Hayır, lütfen. Çiçek olabilir ama başka bir şey alma çünkü ben, aldığın hiçbir hediyeyi beğenmiyorum." dediğinde Minho güldü ve başını salladı. Daha önce hediyeler yüzünden çok tartışmışlardı.

Jisung, sehpanın üstündeki buketi alıp yüzüne yaklaştırdı ve çiçekleri kokladı. Yüzünde memnuniyet dolu bir gülümseme yer edinirken buketi aldığı yere bırakıp sevgilisine döndü. Ona biraz yaklaşıp kucağına oturdu. Ellerini boynuna sarıp yüzlerini yaklaştırdı.

"Şu an beni öpmen gerekiyor."

"Bunu neden yapayım? İstemiyorum."

"Sen bilirsin." deyip dudaklarını Minho'nun boynuna bastırdı. Minik mırıltılar ile dudaklarını hareket ettiriyor, sevgilisinin tenini ısırıyor ve izlerini bırakıyordu.

Minho, pek anlaşılmayan bir şekilde homurdanıp Jisung'un ensesini kavradı ve onun başını kaldırıp dudaklarını birleştirdi. Belini sıkıca kavrayıp onu biraz daha kendine çekti. Dudakları birbirinin üstünde hızla hareket ederken Jisung, Minho'nun boynundaki ellerinden birini saçlarının arasına götürdü. Nefes almaları gerekene kadar geri çekilmemiş ve ellerini birbirlerinin vücudundan ayırmamışlardı.

Minho'yu her öptüğünde ilk seferiymiş gibi hisseden Jisung, hislerini itiraf ettikleri günden beri kendini daha mutlu ve rahatlamış hissediyordu.

···

"Minho... Bir kadın olsaydım yine de beni sever miydin?"

Dizine yattığı sevgilisine bakarak sevimli ama aynı zamanda çekingen bir ses tonuyla sormuştu Jisung. Duyduklarına anlam veremeyen Minho ise telefonu kapatıp yanına koydu ve ona baktı.

Jisung, Minho'nun parmaklarıyla oynamaya devam ederken bakışlarını birleştirdi.

"Ne?"

"Kadın olsaydım beni şimdiki gibi sever miydin, diye sordum."

"Nereden çıktı bu?" diye sorduğunda alt dudağını sarkıtan ve omuz silken Jisung'un tatlılığına gülüp elini yanağına koydu.

"Hadi cevap ver." Sızlanarak konuşan Jisung, o an sevgilisinin cevabını çok merak ediyordu.

"Farklı olan tek şey cinsiyetin olacaksa severdim."

"Peki yakın arkadaş olmasaydık, sadece birbirimizi tanıyor olsaydık?"

"Emin değilim. Neden soruyorsun bunu?"

"Bilmem, bir anda aklıma geldi." dedi ifadesiz bir şekilde. Yanaklarını şişirdi.

las vegas [ᴍɪɴsᴜɴɢ] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin