10- where are you?

172 20 170
                                    

oii oii yine ben bu sefer hızlı oldu🥺

Harry yüzünde kendini sert biçimde tokatlayan elleri hissetmesiyle titreyerek uyandı, karşısında duran adamın suratına önce donuk donuk baktıktan sonra uzun kirpiklerini üç kez kırpıştırarak kendine geldi.

Çünkü karşısında okyanus gözler duruyordu ve o gözler kendisine endişeli bir biçimde bakıyordu. Geçen bir dakikanın ardından Louis elini uzatarak onu kaldırmaya çalıştı. Harry Louis'nin elinden destek alırken karnında hissettiği kelebek hissiyle gülümserken bir yandan tüm gecesi bir elinde şarap olmak üzere iki büklüm yattığı basamak ve zemin yüzünden kemiklerinin tek tek çıtırdamasından dolayı yüzü acı çeker biçimde ekşimişti.

Louis'nin sabahı ise acaba bugün Harry ile konuşmaya gitsem bana tepki gösterir mi diye düşünmekle başlamıştı, en sonunda dayanamayıp yolda geçen sefer buluştuklarında aldığı telefon numarasını on kez araması ve sonuçlanmayan telefon ile iyice endişelenmeye başlamıştı, ellerinin titremesine engel olamıyordu.

Evine vardığında kapıya ne kadar sert vurursa vursun ya da zili milyonlarca kez çalmasına rağmen hala açılmayan kapı ile aklından geçen senaryolarla ise her an kalp krizi geçirebilecek duruma gelmişti, ona daha kavuşamadan ona onu deli gibi sevdiğini söyleyemeden kaybetmeyi göze alamazdı.

En sonunda verdiği karar ise bir çilingirci aramak ve kapıyı zorla açtırmak olmuştu. Adam kapıyı açtığı saniye Louis evi öyle hızlı taramıştı ki Harry'nin merdivenlerde yattığını göremeyecek kadar kördü. Kapıyı açan çilingirci ise hala alamadığı parası ve bu adamın gözünün önünde iki büklüm yatan adamı göremeyecek kadar kör olmasına sesli bir şekilde oflarken "Bayım aradığınız kişi galiba merdivenlerde yatıyor" diye seslenmesiyle sanki kurtarıcısı çilingirciymiş gibi gidip adama sarılması ve cebine attığında eline geçen ilk parayı adama verip teşekkürlerini sıralayıp onu evden göndermek olmuştu.

Sonunda Harry'i bulmanın sevinciyle hızlı adımlarla merdivenlerin oraya gidip Harry'nin başını dizlerine alıp önce okşayarak uyandırmayı denemiş fakat böyle uyanmadığını anladığındaysa kıyamadığı bebeksi yüzüne hafif tokatlar atmaya başlamıştı. Harry hala uyanmamakta direttiğindeyse Louis'nin içinden gitmeyen endişeler büyüyerek acaba alkol komasına mı girdi hala neden uyanmıyor şeklindeydi. Son kez sıraladığı ufak vuruşların ardından zümrüt gözler açılmaya ve etrafa bakmaya başlamıştı.

Hala karşısındakinin Louis olduğunu anlamamalı ki herhangi bir tepki vermeyip boş boş etrafta bakıyordu. Louis burada olduğunu belli etmek için baş parmağıyla elmacık kemiklerini hafifçe okşamaya diğer eliyle ise eskisine kıyasla kıvırcıkları kaybolmuş yumuşacık saçlarla oynamaya başlamıştı. Harry bu meleksi dokunuşlarla tekrar uykuya dalmaya başlıyordu ki. Şu an tek başına olması gerektiğini ve bunu yapanın bir sapık olduğu aklına gelmesiyle hızla ayağa kalkıp karşısındaki insanı süzmeye başladı.

Beklediğinin aksine karşısında Louis'yi görmesiyle bakışları yumuşamış ve ona gamzelerini belli edecek şekilde kocaman gülümsemeye başlamıştı. Konuşmadan tam olarak el ele olmasa da parmaklarının ucuyla tutuşuyorlardı. İkisi de birbirinden habersiz hissettikleri kelebekleri içlerinde büyük bir sevinç ile karşılıyorlardı.

Parmakları tutuşarak salona geçtiler, Louis Harry'nin ne kadar yorgun olduğunu gördüğü için onu salonda kanepenin üstüne bırakıp mutfağa ikisi için de kahve hazırlamaya gitmişti. Mutfağa girdiğinde üst dolaptan çıkardığı H ve L yazılı kupalara evlerinde olduğu gibi asla eksik olmayan filtre kahveyle doldurup L yazan kupayı Harry'nin önüne koyup, H yazan kupayı ise kendi almıştı. Bunu ne kadar bilerek yapmış olsa da Harry'nin bunu bilmesine gerek yoktu.

far from you// L.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin