okunma sayıları düştü ve bu yazar üzgün :(
Harry'nin bana içeriden seslenmesiyle bacaklarımın titremesi daha çok artıyordu dayanamayacağımı düşünüp karşımda duran çift kişilik yatağa kendimi bıraktım. Ya hala kafası güzeldi ya da gerçekten isteyerek beni yanına çağırıyordu. Üç kere adımı seslendikten sonra sesi kesildi. Yere düştüğünü zannedip kendimi yataktan zorlukla kaldırdım 5 adımlık mesafe olmasına rağmen kendimde olmadığım için o mesafe bana kilometreler gibi geliyordu.
Banyo kapısını açıp içeriye endişeli gözlerle baktığımdaysa Harry küvette oturur bir hal almış gözleri kıpkırmızıydı. Bana dönüp "Lou yardım et bana kolumu kaldıracak gücüm yok" diye sitem ederken dolmuş zümrüt gözleri, kırmızı dolgun dudağını büzmüş, yanakları ise sıcak buhardan pembeleşmişti. Yanına gidip yine benden çekinmemesini ümit ederek pembeleşmiş yanaklarını avuçlarımın arasına alıp baş parmaklarımla pürüzsüz tenini okşamaya başladım.
"Tamam Harold sakin ol ağlama lütfen yardım edeceğim sana." diyerek gözyaşlarını durdurmaya çalıştım ama bu sefer aklına bir şey gelmiş olacak ki ellerimi beni incitmekten korkarmış gibi yavaşça itip cenin pozisyonunda kafasını kollarına gömüp daha çok ağlamaya başladı.
Ne olduğunu soracağım sırada benim konuşmama izin vermeyip burnunu üç kez çekti ve "Hatırlıyor musun 5 yıl önce birlikte duş aldığımız sırada benim gözüme şampuan kaçmıştı v-ve sen o telaşla gözüme üflemeye çalışırken dengeni kaybedip sırtının ve poponun üzerine düşmüştün ve hastaneye gitmiştik ve sen yine rahat durmayıp yıldızlı boxerınla paparazzilere poz vermiştin."
Dedikleriyle gülümserken o günün ise üstünden ne kadar çok geçmiş olduğunun yeni farkına varıyordum, bu kadar büyümüş olmamız çok garipti üstelik kötü yanı ise birbirimize destek olmamız gereken zamanlarda birbirimizden kopup iki yabancı olmuştuk. Buruk bir gülümsemeyle Harry'e dönüp "sssh Harold tamam sakin ol her şey geride kaldı ve önümüzde bizi bekleyen çok güzel anılarımız var sadece bunları düşünme ve ağlama, sana yardım etmemi hala istiyor musun yoksa kendi başına halledebilir misin?"
Başını kollarını arasından kaldırıp hala doku olan gözleriyle bana baktı, bileğimden tutup 'hayır istiyorum hala yardım et' diye fısıldayarak bileğimdeki parmaklarını daha da sıkılaştırdı. Ellerini alıp önce üstüne sayamadığım kadar öpücük bırakıp daha sonra soyunmak için ellerimi bıraktım.
Utanmamak için tekrar bana arkasını dönüp suya şekiller çizmeye çalıştı, ellerini her hareket ettirdiğinde suda belli şekiller oluşup kayboluyordu. Sadece boxerım kalana kadar üstündekileri çıkarıp arkasına geçtim ve bacaklarımı iki yana ayırarak onu tam önüme oturtturdum. Meleksi kıkırdamasıyla önce saçlarına küçük bir öpücük kondurup sonrasında saçlarını ılık suyla ıslatmaya başladım.
Elime yıllardır değiştirmediği elma kokulu şampuanı sıkıp masaj yaparak saçlarına sürmeye başladım. Rahatlamış olmalıydı ki sırtını bana daha çok yaslayıp kafasını omuzuma bırakmıştı bu şekilde saçını yıkamak zor olsa da ona temas etmek beni heyecanlandırdığı için şampuanı yaklaşık 10 dakika kadar kafasına masaj yaparak sürdüm.
Saçlarını durulayıp kalkacakken beni kolumdan tutup tekrar yerime oturturdu, ona şaşkın gözlerle ne yapmaya çalıştığını soracakken arkası dönük bir şekilde otururken yüzünü yüzüme çevirip kucağıma oturdu.
Tamam bu yakınlık benim için artık çok fazlaydı çünkü; 2 yıldır görmediğim her gün onun özleminden ağladığım, belki alkol komasına bile girebilecek kadar içip onu özlediğimi sayıklarken, yazdığım her şarkıda onun güzel yüzünü hayal ederken şimdi daha doğru düzgün konuşamadan bu kadar yakınlık tabiki benim için fazlaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
far from you// L.S.
Non-Fiction"2 yıl boyunca neden hiç beni aramadın, aylarca telefon başında senden bir çağrı bekledim ama gelmedi bende pes ettim artık" dedi Harry hüzünlü bir sesle. "Artık burdayım bebeğim her şeyi düzeltmek için buradayım."