"Efendim,istediğiniz gibi 2000 yılının 14 Eylül'de doğan bebekleri inceledim. Hiçbirinde garip bir olay ya da gizem yoktu. Bu yüzden diğer ülkelerinde aynı zamanda doğan bebeklerine de göz attım.Bulduğum tek bir çocuk var.Bilgileri önünüzde"
"Felix Lee"
Adam dosyanın ilk sayfasına baktıktan sonra konuştu.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun.Bu çocuk 15 Eylül'de doğmuş. "
"Hayır efendim.Siz Jisung'un 14 Eylül saat sabah 10'da doğduğunu ve akşam saat 6'ya kadar odaya o adamın tuttuğu özel doktor ve hemşirelerden başka kimsenin giremediğini söylediniz.En son hemşire ise saat 5'de odaya girmiş.Kameralardan saat 5.15'de adamın arabalarından birinin hastaneden ayrıldığı görünüyor.Hastane ve havalimanı arası 1 saat kadar 6.15 O havalimanından saat 6.20 de Sydney'e gitmek üzere kalkan bir özel uçak var.O uçağın Avusturalya Sydney'e ulaşma saati sabah 4.20 ama Avusturalya saatine göre 5.20 havalimanından hastaneye arabayla gidiş süresi 25 dk 5.45.Ne tesadüf ki 5.40'da bebeği ölü doğurdu denilen kadının bebeği 5.50 de yedek hemşirenin girmesiyle canlanıyor. "
••••••••••••••••••••••••••••••
Felix ve Minho okula geldiklerinde Changbin'i bankta oturuken gördü ve yanına gittiler.
"Selam Changbin"
"Selam"
"Neden teksin Jisung yok mu?"
"Hastaymış mesaj attı bugün okula gelemeyecekmiş."
Başından beri konuşmayan Minho merakla sordu.
"Neyi varmış?"
" Hasta işte Minho"
"Söylesene ya merak etmek suç mu."
"Merak etme iyi sadece hasta işte sorgulama."
"Şey Minho hadi derse geç kalıyoruz."
"Benimde mi dersim var?"
"Evet ortak ders ya."
"Görüşürüz Changbin."
Minho
Changbin'in birşey söylememesinden şüphelendim kesin birşey karıştırıyorlar.Ya gerçekten hasta değilse ama yinede Jisung'u merak ediyorum. Bence bugün son iki derse girmesem olur Jisung'dan önemli değil zaten.Daha önce bahaneyle almıştım adresini.Telefonumu çıkarıp notlar kısmına girdim.Jisung'un adresi işte buldum okula çok yakın gitmem kolay olucak.
Eve gelmemle şok oldum.Ev çok büyüktü 3 katlıydı.Acaba onun odası kaçıncı katta.Açık kalan ağzımı kapatıp kapıya doğru yürüdüm korumalar beni durdurdu.
"Sen kimsin?"
"Ben Jisung'un okuldan arkadaşıyım bugün okula gelmediği için notları getirdim."
"Bekle burada."
Adam biraz ileri gidip telefonla konuştu.Sonra yanıma geldi.
"İçeri geçebilirsin."
Adamın onayıyla içeriye doğru yürüdüm ve zile bastım kapıya bir kadın çıktı.Güzel giyinimliydi ve uzun siyah saçları vardı.Hizmetçi olamazdı büyük ihtimalle Jisung'un annesiydi.
"Merhaba oğlum sen kimsin?"
"Merhaba efendim ben Minho Jisung'un okuldan arkadaşıyım."
"Hoşgeldin oğlum Jisung'un odası 2.katta merdivenlerden çıkınca hemen solda.
"Tamam efendim teşekkürler."
Kadına teşekkür ettikten sonra merdivenlere yöneldim be medivenleri yavaş yavaş çıktım.
Kapıyı çaldıktan sonra içeriden Jisung'un sesi duyuldu."Gel"
Sesi kötü geliyordu.Kapıyı hemen açtım ve gördüğüm yüzle çok şaşırdım.
Medyaya kimsenin unutamadığı o efsane şarkıyı koydum.Skz-player'lar hayatımıza girmiş en iyi şeylerden olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Twin《Minsung♡Changlix》
General FictionFelix okumak için geldiği Kore'de rüyalarının nedenini bulur