-EIGHTEEN

504 70 49
                                    

En sevdiğim şarkılardan birini medyaya bıraktım. İyi okumalar! 🌈

Sevgilisi gibi kokan sarı ayıcığa sarılmış, kendi yatağında uzanıyordu. Şirketten yeni geldiği için yorgundu. Louis gideli bir hafta oluyordu. Ara sıra telefonda konuşuyorlardı ancak bu konuşmalar epey kısa sürüyordu. Zaten çoğu zaman da Louis'yi aradığında ulaşılamıyordu.

Ayıcığı göğsüne doğru iyice çekti. Cenin pozisyonunu alıp gözlerini kapayacağı sırada telefonunun zil sesini duymasıyla aniden kalktı. Baş ucundaki titreyen aleti alıp ekrana baktı. Onun adını görünce yüzüne kocaman bir gülümseme oturdu.

Daha fazla beklemeden yeşil tuşa bastı. "Louis!" konuşmalarının üzerinden iki gün geçmişti ve Harry'nin yüreği Louis'nin özlemiyle yanıyordu.

"Merhaba güzelim." onun bu tabirine o göremese de kızardı. "Napıyorsun bakalım?"

"Yatıyordum."

"Oh, uyuyor muydun?"

Harry yatağın üzerinde bağdaş kurdu. Yastıklardan birini kucağına alıp üzerine parmağıyla yuvarlaklar çizmeye başladı. "Hayır hayır, sadece dinleniyordum. Zaten uyusam bile önemli olmazdı."

"Öyle deme, uyumak senin en çok ihtiyacın olan şeylerden biri. Sanatla uğraşıyorsun, şirkete koşturuyorsun. Bunların hepsi için enerji gerekli."

"Bana bu kadar değer vermen kalbime bir şeyler yapıyor." Louis'yi bulduğu için çok şanslıydı.

"Ihm, bir şey isteyecektim aslında senden." parmağının hareketini durdurdu Harry. Vücudunu merak duygusu kaplamıştı şimdi.

"Seni dinliyorum."

"Salondaki büyük, beyaz kitaplığın yanına gidebilir misin?"

"Kapının yanındaki mi?"

"Evet."

"Tamam, bekle." hemen yatağından kalktı. Ayağına tavşan kulaklı puflarını geçirip pıtı pıtı adımlarla salona ulaştı.

Kitaplığın önüne geldiğinde hattaki sevgilisine seslendi. "Geldim."

"Üstten ikinci rafa ulaşabilir misin?"

Sırıttı pijamalı adam. "Senden uzunum Louis." bir yandan neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Bu bana babacık dediğin gerçeğini değiştirmiyor." uzun bir sessizlik oluşunca Louis kahkaha atmaya başladı.

"Hey! Gülme." somurtmuş bir şekilde bekliyordu şimdi kitaplığın önünde. "Ne isteyeceksen iste hadi!"

"Pekala. Soldan sekizinci kitabı eline alır mısın?"

Kitabı yerinden çıkardı. Adına baktığında ise dünya klasiklerinden biri olduğunu fark etti. Louis'nin sürekli okuduğu dünya klasiği idi bu.

"Sana kitap okumamı mı istiyorsun?" şakayla karışık söylemişti bunu.

"Bunu bir ara yapmanı çok isterim ancak şimdi lütfen yirmi sekizinci sayfayı açar mısın?"

Harry, telefonu hopörlere aldıktan sonra kendisine denilen sayfayı açtı. Ufak bir kağıt parçasıyla karşılaşınca ise yeşilleri şaşkınla baktı. "Bu nedir?"

"Oku lütfen."

Katlanmış siyah kağıdı açtı. Üzerindeki beyaz mürekkep mükemmel görünüyordu.

Hazza'm

Uzun süredir görüşmemiş olabiliriz. Fakat şunu bilmeni istiyorum ki ruhum hep seninle beraber. Her an, darda kaldığım zamanlarda bile aklımda mutlaka sen oluyorsun. O güzel gözlerin, naif dolgun dudakların, öpmeye doyamadığım beyaz tenin... En çok da kalbin. Benim için attığını bildiğim o güzel kalbin.

BODYGUARD ( Larry Stylinson )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin