En tatlı şeyler ekşir kötü işler yaparak:
Ottan çok daha iğrenç kokar çürüyen zambak⚜
Koltuğunda oturup Müfettiş Lestrade ile Courtney'nin cam kenarında ettikleri sohbeti seyreden Sherlock, gördüklerinden pek memnun olduğunu söyleyemezdi.
Courtney bir süredir kendileriyle birlikte kalıyordu. Bu süre zarfında bebeğini dünyaya getirmeye karar vermiş, onu biraz büyüttükten sonra da Hollanda'ya taşınma kararı almıştı. Artık bebeği için moralini ve keyfini yüksek tutmak zorunda olduğunu biliyordu. Bayan Hudson sürekli olarak bir şeyler yemesi, mutlu olması ve yürüyüş yapması için onu zorluyordu zaten. Mycroft'a olan zehirli duygularından kurtulabilmesi için ona moraller veriyor, dikkatini sürekli olarak farklı yerlere çekmeye çalışıyordu. Mycroft da Courtney'nin 221B'de kalmaya devam ettiğini bildiği için artık ne uğruyor, ne de kardeşi ile eskisi gibi ilgileniyordu. Sherlock başını ciddi derecede belaya soksa bile Mycroft asla ortaya çıkmıyor, yalnızca ilgilenmesi için birilerini devreye sokuyordu. En son Sherlock ile yaptıkları malum konuşma onu ciddi anlamda sinirlendirmiş olmalıydı.
İlk mahkemeden kısa bir süre önce Courtney'e isimsiz bir tehdit mektubuyla beraber siyah güler gelmişti. Courtney mektubun halasından geldiğini el yazısından anlamıştı ve bu konuda yanılmamıştı da, Agatha Williams hala yakalanamamıştı. Bu meseleyle Müfettiş Lestrade bizzat ilgilenmek istemişti. Onlarla konuşmuş, Courtney'i asla yalnız bırakmamaları gerektiğini söylemişti. Bu yüzden John ile Sherlock sırayla her sabah Courtney'le Regent's Park'ta yürüyüşe çıkıyorlardı. Onun dışında Courtney çoğunlukla evde kalırdı. Koruma talebine ise hakkı olmasına rağmen bir türlü olumlu sonuç alamıyordu. Kimse birbirine bunu söylemese de hepsi buna izin vermeyenin Mycroft olduğunu biliyordu.
Sherlock ile John'un şu sıralar üzerinde çalıştığı karmaşık bir olay yüzünden Müfettiş Lestrade sık sık daireye uğramak zorunda kalıyordu. Sherlock onu burada iyi karşılamasa da Courtney için durum tam tersiydi.
O ikisi bu süre zarfında eskiden olduğundan çok daha fazla yakınlaşmışlardı, artık birbirlerini uzun zamandır tanıyan iki arkadaş gibiydiler. Birlikte hiç sıkılmadan saatlerce konuşabiliyorlar, devamlı baş başa kahve içiyorlar ve tüm bunları yaparken uzaktan onları seyreden biri için arkadaştan çok daha fazlası gibi görünüyorlardı. Hatta bir keresinde Bayan Hudson'ın Courtney'e zorla içirdiği iğrenç bitki çayını onun yerine içmeyi teklif etmişti Greg. Bu hafife alınmaması gereken bir fedakarlıktı çünkü o çayların kokusu dahi insan öldürebilecek kadar berbattı. Bayan Hudson çayı ne zaman demlese bütün daireye kokusu yayılır, John ile Sherlock hemen odalarına çekilip kapılarını kapatırlardı. Courtney onlara birkaç kez çayı kendisinin yerine içmelerini veya dökmelerini teklif etse de ikisi de bundan kaçınmıştı ancak Greg, teklife bile gerek kalmadan bunu onun için yapmıştı. Sherlock bu olaylardan apaçık görüyordu ki eğer müdahale edilmezse o ikisinin arasında bir şeylerin fitili ateşlenmeye başlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗹𝗶𝘃𝗲 𝗮 𝗹𝗶𝗲 | 𝗺𝘆𝗰𝗿𝗼𝗳𝘁 𝗵𝗼𝗹𝗺𝗲𝘀
FanfictionCourtney, Mycroft Holmes'a sırılsıklam aşıktı ve bunu ona asla konduramıyordu.