Perde yüzünden kızarmış boynum ve dondurma yüzünden hem kızarmış hem ıslanmış dudaklarımla Jisung'a döndüğümde kafayı yiyecektim. Evren her şeyi çok iyi denk getirmiş gerçekten."Jisung erken geldin?"
"Sürpriz yapmak için yalan söylemiştim." dedi buruk bir gülüşle.
Hyunjin'i yanımdan ittirip ayaklandım ve sabahlığımı toparlamaya çalıştım."Hiç giyinmeye çalışma Minho. Yazıklar olsun." dedi Jisung. Sesi titremişti. Ne desem elimde kalacaktı. Jisung evden çıkıp giderken arkama dönüp Hyunjin'e ananı sikeceğim der gibi baktım ve peşinden koştum. Tam asansöre binecekken kolundan tutup onu kendime çektim. Eliyle gözünü siliyordu. Ölürüm ki.
"Jisung bak eşyalarını almaya gelmiş arkadaki plağı almaya çalışıyordu. Ben evimde dondurma yiyerek seni bekliyordum yemin ederim. Neden ağlıyorsun ya?"
"Beni gerçekten seviyorsun sanmıştım."
"Jisung senin için ölürüm ben amk. Gerçekten yanlış anladın." Yüzünü avuçlarım arasına almaya yeltenmiştim ki çene kemiğimi yerinden çıkartacak kadar kuvvetli bir tokat yedim. Yüzüm yana doğru savrulurken aynı şekilde vücudum da yalpalandı. Yuh. Kuvvete bak. Yine aşık oldum. Oğlum ben sana 900. kez aşık oluyorum sen aldattım sanıyorsun.
Ben düşecek gibi olunca Jisung refleksle korkarak beni kolumdan tuttuğunda dikleştim. Yüzüne baktığımda beni tuttuğu için pişman olduğunu gördüm elini hemen kolumdan çekmişti.
"Boynundaki izlere bak orospu çocuğu! Saçına bak karman çorman olmuş! Bir de yanlış anladın diyor! Kaç dakika boyunca öpüştünüz de dudakların bu hale geldi ha? Katil mi olayım istiyorsun Minho?" Gözyaşları yanağından süzülürken avaz avaz bağırıyordu.
"Ya ben saçlarımı çirkinleşeyim diye- Dondurma yiyordum...yemin ederim. Bana güvenmelisin kaç gündür seni bekliyorum ve-"
"Ve ne? Sikecek delik bulamayınca soluğu eski sevgilinde bulmuşsun. Senin gibi azgın birine inanayım mı? Gördüklerime inanmayayım yani?" Delirdiğinde çok kırıcı oluyor amk. Ben de ağlayacağım.
"Jisung seks aklımdan bile geçmedi, Hint dizisi olduk perde boğdu beni."
"Allahım! Bir kere ciddi ol amk. Gidiyorum ben ne bok yerseniz yeyin." Tekrar gitmeye çalıştığında ikinci kez onu durdurdum.
"İstersen Felix'e soralım. Ona güvenirsin. Lütfen gitme." O sırada Hyunjin kapının önüne çıkıp bize bakmıştı.
"Hyunjin! Bir şey söylesene, eşyalarını almaya gelmedin mi?" dedim yalvaran bir ses tonuyla. Bir taraftan da kaçmasın diye Jisung'u tutuyordum. Onu çok özlemiştim ama sarılamıyordum bile."Bilmem. Avelim ben."
Hyunjin bunu söyleyip çekip gitmişti. Elinde de eşyaların hiçbiri yoktu. Orospu çocuğu. Jisung'u unutup sinirden Hyunjin'in üzerine atlamaya yeltendim ve bir kaç adım atarak benden kaçmıştı. Yere, ellerimin üzerine bir kedi gibi düşmüştüm. Jisung arkamda, Hyunjin önümde kalmıştı. Öyle bir güçle tutunduğum yere yapışmıştım ki yeri yarıp içine girmeme az kalmıştı.Kafamı kaldırdım ve üstümde kalan Hyunjin'e baktım. Aklınca intikam alıyorsun demek ha?
Burun çekme sesinden Jisung'un gitmediğini anlamıştım."Götün yiyorsa böyle bir yalan söyle, Jeongin'i kaybedersin." dedim dişlerimin arasından. Hyunjin gülüp, "Ben bir şey yapmadım ki." demişti. Orospu çocuğu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
medyum' minsung
Fanfictionhan jisung, hwang hyunjin tarafından aldatıldıktan sonra onu geri döndürebilmek için bir medyuma yazar.