28.bölüm

1.2K 62 8
                                    


ONUR KIZILKAN BAKIŞ AÇISINDAN...

kalbim acıyordu. Onu davette gördüğümde sanki biri kalbimi avucunun içinde tutmuş sıkıyordu. Neden bunu bana yapıyordu. Neden vazgeçmiyordu. Beni daha ne kadar yaralayacak.

İçimde oluk oluk kan akıyordu yaranın sızdı yerden.gözlerimin perdesindeki hüsran, içindeki haykırıştı.

Bana bakışı ,bana dokunuşu, evet pişman olduğunu görüyorum ama bu pişmanlık benim hayatımda yeri olmayan bir pişmanlık, acı gün yüzündeydi.

Gökyüzü karabulutların esiri olmuş bir şekilde her yeri kaplarken gök gürültüsü yağacak yağmurun habercisiydi.

Elimde kahveyle dışarıdaki insanları pencereden izliyordum.

Dün alexin gidişinden sonra ben ve dilek abla daha fazla partide kalmamaya gayret edere-onun benimle bir daha konuşmasına tahammül edemeyerek otelden ayrılıp dilek ablanın oturduğu evine geldik.

Amerikaya dilek ablayla gittiğimiz kısa bir süre ünlü bir restorantta garson olarak işe başladığımda dilek ablada ofisini açıyordu.

Yakın zamanda amerikada düzenimizi her şeyimizi haletiğimizde alexle restorantta tanıştık. Daha doğrusu ben siparişler götürürken alex yanlışlıkla bana çarptı sonrada muhabetimiz böylece devam etti.

Mafya babası olduğunu öğrendiğimde kaderin bana bir tarafıyla güldüğünü inanmıştım. Çünkü bütün kötülükler bir karadelik gibi içine çekiyordu beni.

Dilek abla yanımdaki sandaliyeyi çekip oturduğunda bakışlarım hala camdaki insanlardaydı.

"ne düşünüyorsun?" dedi. Açıkçası bende ne düşündüğümü tam olarak bilmiyorum ki.

Ne düşüneceğimi ne düşünmeme gerektiğini .snki bir çıkmazdayım.

"bilmiyorum ne yapacağımı nereye gideceğimi bilmiyorum" fısıltıyla söylediğimi

Duyduğuna eminim.

"çıkmazdasın peki kaçtığın gerçek seni peşini

Bırakacak mı?" bırakmıyacaktı. Ben ne kadar kaçarsam kaçayım geçmiş geleceğin üstüne devriliyordu. Ve beni çıkmaza sürüklüyordu.

Kaçtığım veya kaçmaya çalıştığım her ana daha da bitik düşüyordum.

"peki ne yapmalıyım?" dedi bakışlarımı ona çevirerek. Dilek ablanın üstünde mor beyaz bir pijama takımı ve saçlarını tepeden topuz yapmıştı.

"bunu bana değil kalbine zihnine soracaksın" dedi gülümseyerek . peki benim kalbim ve zihnim çıkmazdaysa?

Birkaç dakika ikimizde sesiz bir şekilde dışarıyı izlediğimizde masanın üzerindeki telefonum titreştiğini gördüm .

Yavaşça sandalyeden kalkarak telefonumu alıp açtığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı.

" oha" ağzımdan birden çıkan kelime dilek ablayı telaşlandırarak yanıma geldiğinde

"ne oldu?" dedi kaşlarını çatarak.

Telefonumdaki mesajı gösterdiğimde çatık kaşları birden havalanarak şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

İyi günler onur kızılkan...

Baş vurduğunuz üniversite sınavının sonuçları yüksek dereceyle Oxford üniversitesinde yeriniz ve kayıt baş vurunuz bulunmaktadır. Eğitim yılı 15 eyülde başlamaktadır. Başarılar dileriz.

Ünv.prof. dr. Maria lerinka

"bu nasıl olur puanın sadece edebiyat bölümüne yetiyordu. Ege üniversitesinde ?"dedi dilek abla haklı olarak puanım ege üniversitesine tek yetiyordu ama şimdi oxford üniversitesi kayıdım vardı. İnanılacak gibi değil gerçekten.

"bilmiyorum baş vurmuştum amerikadayken ama kabul edileceğim aklıma gelmezdi." dedim kısık sesle dilek abla bana sarılarak tebrik ettiğinde bende teşekkür ettim.

Yatacağını söyleyip odasına gittiğinde salonda camın önünde oturmuş tek başına dışarıyı izliyordum.

Uykum yoktu.

Evin zili çaldığında saat gecenin biriydi. Sandaliyeden kalkarak kapıyı açtığımda karşımda ayakta zar zor duran bir adet savaş akın vezirhan vardı.

BENDEN KAÇAMAZSIN-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin